Mevla’mızın indindeki en kıymetli gün olan ve adına yüce kitabımız Hz. Kur’an’da müstakil bir sure bulunan haftanın diğer gün ve saatlerinde helal rızık için çalışmak teşvik edilmesine rağmen O günün öğle zamanına denek gelen o saatte çalışılması yasaklanan ve elde edilenin haram kılındığı Cuma vaktinin de içinde bulunduğu kazası bulunmayan Namazın vaktidir.
Bu gün bir imanlı kulun samimi şekilde inanarak diğer dünya meşgalelerini bırakarak Hakkın rızası için Cuma Namazını kılmaya gitmesiyle Rabbimiz tarafından kendisine bahşedilenleri ortaya koyan bir gerçek hikayeyi anlatacağım;
Bir adam Cuma günü eşeğine buğday yükleyerek değirmene varır.
Eşeğin sırtındaki buğday çuvallarını indirir indirmez eşek kaçar ve kaybolur
Adam eşeğin peşine düşerek aramaya koyulsa Cuma Namazını kaçıracaktır.
Tam bu sıkışık anda tarla komşusu çıkagelir ve der ki, “Bugün sulama sırası senindir; hemen git; nöbetini kullanarak toprağına su ver.
Sıranı kaçırırsan bir daha nöbet sana gelinceye kadar tarlanı sulayamazsın. ”der.
Cuma Namazını kaçırmamak için kaybolmuş eşeğini aramaktan vaz geçmişken bu defa da başına tarla sulama derdi çıkar.
Dünyalık geçim bakımından işlerin her ikisi de biri birinden mühimdir.
Eşeğin peşine düşmezse hayvancayız tamamen kaybolabilir; ya da canavarların birine yem olur.
Halbuki köylü eşeksiz geçinemez.
Öteye beriye yüklerini kim taşıyacak ve neyin sırtına binerek yolculuğa çıkacak?
Tarla, zamanında ve düzgün aralıklarla sulanmadığı taktirde o yılki ekinler ya noksan olur.
Ya da hiç olmaz.
Bu da bir köylü için bütün ev halkının o yıl açlıkla karşı karşıya kalması demektir.
Ayrıca buğday çuvalları da değirmende kalmaktadır.
Adamın sırasını bekleyip un için getirdiğini öğütmesi ve onu evine götürmesi lazımdır ki karısı öğle yemeğine ekmek pişirebilsin.
KÖYLÜ “CUMA EZANI OKUNDUĞU ZAMAN ALLAH(C.C.)’A İBADET ETMEYE KOŞUNUZ,CUMADAN ÇIKTIKTAN SONRA DAĞILARAK GEÇİMİNİZİN PEŞİNE DÜŞÜN”İEMRİ GEREĞİ EŞEĞİNİ ARAMA VE TARLAYI SULAMA YERİNE CUMA NAMAZINA GİTMEYİ TERCİH EDER!!!
Adam işlerin hangisine koşayım diye düşünüp dururken Cuma Namazının vakti gelip çatar.
Hemen hatırına varlıkların biricik sahibi Allah(C.C.)’ın kesin emri gelir. “Cuma ezanı okunduğu zaman, dünyalık işlerinizi bırakarak Allah’a ibadet etmeye koşunuz.(Cuma suresi 9. Ayet)
Cuma’dan çıktıktan sonra işlerinize dağılarak helal yollardan geçiminizin peşine düşünüz. ”emri aklına gelen Müslüman şöyle düşünür!: “Az sonra yüce Allah’ın kesin emri beni ibadet yerine çağıracaktır.
Şu anda kafamı yoran dünyalık nimetlerle birlikte daha nice nimeti bana veren O değil midir?!!!
Üstün ve ortaksız bir gücün sahibi olarak, O verdiği nimetleri istediği anda geri alıp kulu çaresizlik içinde çırıl ,çıplak bırakacağı gibi elden kaçar gibi olan nimetleri tekrar kulunun eline ve emrine veremez mi?!
O halde ne olursa olsun; “Ben Cuma Namazına gidiyorum.” Bu kesin karardan sonra saydığımız bütün sıkışık işlerini yüzüstü bırakarak Camiye koşar.
Dünya işlerinin kafa yoran düşüncelerinden sıyrılarak Allah’ın evine gider.
Daha sonra nemi olur?
Gerçekten Müslümanların imanlarını güçlendirecek ,din düşmanlarını ise hasetlerinden çatır, çatır çatlatacak şeyler olur.
Nasip olursa hikayemizin sonucunu ise gelecek Cuma günü yazacağım.
İmanımızın güçlenmesi için takibi dileğiyle.
Cuma’mız mübarek olsun.
Rabbim yar ve yardımcımız olsun.
Devamı gelecek Cuma’ya.
YORUMLAR