uhalefete oy verenlerin başlıkta yazdığım gibi nüfusunun %99.5’u Müslüman olan Türkiye’de bu %99.5 luk kesimin dini olan İslam’a ve İslam’ın emirlerine özelliklede Farz olan Hac ibadetine karşı olanları, Allah(c.c.) ın emri olan bu ibadeti on yıllarca engelleyen ve günümüzde de bir zamanlar ki CHP Genel sekreterlerinin bu dini borcunu ödemek isteyen kendi partisinden bir vatandaşın bunu kendisine ziyarette anlatmasından sonra Vatandaşa” Sakın oraya gitme Muhammed seni bırakmaz(!)” sözleriyle aynı zihniyeti sürdürenler desteklemeye devam etmeyecekler mi?!!!
“CHP HACCI YASAKLAMADI! DİNE HİÇ KARŞI OLMADI!!!” DİYENLER OKUSUNLAR!!
Hiçbir şey söylemeden orta başlıkta belirtilenleri söyleyenler buyurun o dönemi anlatan belgeli yazıya;
Tek parti döneminde hac yasaktı.!!! Ancak Ünlü 1946 seçimi sırasında, hac serbest bırakılmıştı.
CHP’nin seçim öncesindeki bu hamlesi dikkat çekiciydi. (Serbest bırakılmasına rağmen nasip olursa aşağıdaki Kabeyi Muazzamanın siyah beyaz fotosunun altında verilen bilgiden de görülebileceği gibi döviz yokluğu bahane edilerek serbestlik uygulanmadığından bu serbestlik lafta kaldı)
Ama belki yeterli değildi.
En azından herkes açısından tatminkâr bir hamle olarak kabul edilmeyebilirdi.
Belki de bu bakımdan olacak; bu kez de 1950 seçimine az bir zaman kala, hacı adaylarına bundan böyle gösterilecek kolaylıklara ilişkin haberler, basında görülmeye başlanacaktır!
Bu arada; Şebilülreşad dergisi bu meseleyi gündeme getirmişti.
Dergiye göre; haccın serbest bırakılması lâzımdı; nitekim geçen yıla kadar Hac yasaklanmıştı. [İlgilenen okuyucular derginin şu yazılarına bakabilirler: “Hac Yasak Edilebilir mi?”, Sebilürreşad, Cilt: 1, Sayı: 15, (Eylül 1948) ve “Bu yıl Hac Niçin Yapılmadı”, Sebilürreşad, Cilt: 1, Sayı: 23, (Aralık 1948)].
CHP HÜKÜMETİ SÖZDE SERBEST HALE GETİRDİĞİ HAC İBADETİNİN YERİNE GETİRİLMESİNE NASIL BAŞKA BİR KILIFLA YENİDEN ENGELLENDİ?
Bunu da gelin yine aynı yazıdan okuyun;
CHP hükûmetinin hac kararı
Gelelim, CHP hükûmetinin tutumuna: Dışişleri Bakanlığı, 22 Mayıs 1948 tarihinde Başbakanlığa yazdığı bir yazıda;
“17 Ekim 1947 tarihli ve 3/6507 sayılı Bakanlar Kurulu kararının üçüncü maddesindeki ‘yeniden hacca gitmek isteyenlere müsaade olunmamasına dair hükmün, önümüzdeki hac mevsimi için de tatbiki [uygulanması] hususu Bakanlar Kurulu’nda görüşülüp, şifahen [sözlü şekilde] kararlaştırılmış olduğuna nazaran; [Türkiye’nin] Cidde elçiliğimize, sıhhî ve malî sebepleri izah edilmek [açıklanmak] suretiyle, önümüzdeki hac mevsimi için vatandaşlarımızın Hicaz’a gitmesine müsaade edilemeyeceği bildirilmiş ve bu tedbirin alınmasında âmil olan sebeplerin, Suudi Arabistan hariciyesine [dışişleri bakanlığına] dostane bir lisanla izahıyla, herhangi şekilde aleyhimize yanlış tefsir [yorum] ve menfî [olumsuz] propagandalara meydan verilmesinin önlenmesi istenmiştir.” denilecektir.
Hac yine yasak
İşte böyle; hac 1948 yılı için uygun görülmemişti.
Dışişleri Bakanlığı yazısında, haccın bu yıl için de yasaklandığından söz ediliyor; fakat bir konuda hassasiyet gösteriliyordu.
O da, meselenin yanlış anlaşılmamasını sağlamaktı.
Yanlış ve olumsuz yorumlardan ve bu türden yorumların yaratabileceği olası(sebep olacağı muhtemel)ı olumsuz propagandalardan da sakınmanın gereği hatırlatılıyor ve büyükelçiliğin bu konuda özenli ve dikkatli davranmasının gereği vurgulanıyordu.
Yasağın nedeni basitti; olası sağlık ve içinde bulunulan malî sıkıntılar nedeniyle böyle bir karar alınmıştı.”
İşte geçmiş ve bu geçmişin mirasçılarının günümüzdeki hali.
BİR CUMHURBAŞKANI SİYASİ TAASSUBUN BASKISINDAN KURTULMAK İÇİN NASIL UMRE FOTOĞRAFLARINI YAKTIRDI?
O dönem gerçekten de öylesine bir dine karşı, dinin ibadetlerine karşı bir durum var diki daha sonraları bile o dönemin rahleyi tedrisatından geçenlerin siyasi taassuplarının korkusundan Türkiye’nin ilk defa umre yapan Cumhurbaşkanı orada çekilen fotoğrafları yaktırmıştı.
Şimdiki dindar münevver birçok kişiye bile söylesen Türkiye’de 27 yıl boyunca dinimizin 5 şartından olan Hac ibadetinin parasının Müslümanların kendileri tarafından karışlanmasına rağmen devlet tarafından engellendiği anlatılsa inanmazlar!!!
İnansalar da inanmasalar da maalesef Çanakkale ve ardından 1. Dünya Savaşının tamamında ve nihayetinde Kurtuluş Savaşında bu toprakların her miliminin şehit ve gazi kanlarıyla sulanırcasına alınmasına rağmen Ezan’ın Türkçeleştirilmesi, Kuran kurslarının kapatılarak yüce kitabımız Hazreti Kuran’ın öğretilmesinin yasaklanması gibi yasaklardan Hacca gitmekte nasibini aldı!!!
CEPHEDE “ALLAH(C.C.),ALLAH(C.C.)” DİYE SALDIRAN MÜZAFFER ORDUNUN GAZİLERİ PARALARIYLA DİNİMİZİN EMRİ OLAN HAC FARİZASINI DEVLETİN KOYDUĞU YASAK NEDENİYLE İFA EDEMEDİLER!!!
Savaştan milli ordumuzun zaferle çıkmasından sonra kurulan Türkiye Cumhuriyetinde gazilere ve şehitlerin geride kalanlarına maaşlar bağlandı.
Duvar bir kapı komşumuz merhum Ahmet Yavuz un eşi şehit kızı Efile teyzenin aldığı şehit maaşı kendi ihtiyaçlarını karşılamayla fazlasıyla yettiğinden bilindiği gibi malul gazi maaşını alanlardan Durumu iyi olanlar bile ahir ömürlerinde uğurlarına savaştıkları dinimizin emri olan Hac farizasını o zaman alınan yasak nedeniyle yerine getiremediklerinden Haccın serbest olduğu Menderes hükümetlerinin kurulmasından önce Hakka yürüyenler o üzüntü ile son nefeslerini verdiler!!!
AKSARAY LI DİNDAR İKİ AMCA OĞLU HAC YASAĞINI TÜRKİYEDEN GEMİYLE İSKENDERİYE’YE ORADAN KAHİRE’YE,TEKRAR İSKENDERİYE’YE ORADAN GEMİYLE CİDDEYE,CİDDEDEN DEVELERLE MEDİNE VE MEKKE YE ULAŞARAK DELİP ANCAK HAC FARİZASINI YERİNE GETİREREK AKSARAY’A GERİ DÖNEBİLDİLER!!!
Cemalettin Perek’in babası Hacı İbrahim Hilmi Perek
Ahmet Perek’in Babası, Yüksek Mimar Arslan Tolga’nın dedesi Hacı Hüsnü Perek
Gaziler Hacca gidemeyerek Kâbe’nin hasreti ile gözleri açık olarak canlarını Hakka emanet ettiler de isteyen zenginler veya Hacca gidebilecek kadar parası olanlar dinimizin bu 5 şartından birisi olan Hac farizasını rahatça devletin haberi olacak şekilde yerine getirebildiler mi?
Nerdeeee!!!!
İmkanı olanlardan devede kulak oranında da olanlarından bir kısmı Genel Pasaport şartlarından faydalanarak Irak veya Suriye üstünden kaçak yollarla veya pasaportlarına gittikleri ülkelerin damgasını vurdurmayarak Hac farizasını yerine getirebilirlerken Aksaraylı iki dindar amcaoğlu ise o akla ziyan yasağı Mısır üstünden “Ticaret yapıyoruz” diye delerek Hac farizalarını yerine getirebildiler.
HACCA MISIR ÜSTÜNDEN GİDENLER 2 ŞEYHUL İSLAMIN VE 1 VEZİRİAZAMIN DEDESİ ŞEYH CEMALETTİNİ AKSARAYİ HAZRETLERİNİN TORUNLARI İBRAHİM HİLMİ VE AMCA ZADESİ HÜSNÜ PEREK
O zamanlar öyle yasağı delerek Hac farizasını yerine getirmek her babayiğidin harcı değildi.!!!
Bunun için hem cesaret ,hem nüfuz hem de çokça para gerekliydi.
Bunların tamamına sahip olan 7.5 asırdan bu yana Aksaray ve Aksaray merkezli olarak Amasya, Kahire İstanbul başta olmak üzere Selçuklu ile Osmanlı dönemindeki Devlet ve siyaset e yön veren 2 Şeyhul İslamın ve 1 Vezir azamın dedesi olan kendisi ve nesillerinin ezici ekserisi Allah(c.c.)’ın yolundan ayrılmayanlardan oluşan Şey Cemalettini Aksarayi hazretlerinin torunlarından günümüzde Aksaray’da yaşayan Cemalettin Perek’in babası İbrahim Hilmi ile amcazadesi olan Ahmet Perek’in babası Hüsnü Perek.
Cemaletttin Perek amcanın bu konuda verdiği bilgiye göre iki amcaoğlu Hac farizasını yerine getirebilmek için Mısır’a tüccar olarak gittiklerini belirterek Türkiye’den çıkış yaparlar.
Türkiye’den bindikleri gemiyle önce Mısır’ın İskenderiye şehrine giderler.
Oradan Kahire’ye giderek Türkiye getirecekleri daha dorusu getirmeye gittiklerin bahane ettikleri mallarını alarak tekrar İskenderiye ye dönerler.
Kahire den aldıkları mallarını emanete bırakarak oradan bindikleri gemiyle o zamanki Arabistan’ın Cidde şehrine ulaşırlar.
Cidde’den bindikleri devlerle Mekke ve Medine’ye ulaşarak Hac farizalarını yerine getirerek tekrar Cidde, ve oradan İskenderiye gelerek mallarını alarak oradan Türkiye’ye dönerler.
ALLAH’IN EMİRLERİNİ SAVUNANLAR VE YERİNE GETERMEYİ SEVENLER KENDİLERİ GİBİ DÜŞÜNENLERE, SEVMEYENLER İSE YILLAR YILI YASAKLAYANLARIN DEVCAMI OLANLAR OY VERECEK!
İsteyen istediği yere oyunu verir.
Amma bu ülkenin milletinin dini olan yüce dinimiz İslam ı samimi şekilde savunanlar oylarını bu değerleri savunan yerli ve milli olanlara verecekler.
Dinimizi ve milli değerlerimize samimi olarak sevmeyenler ise oylarını nereye verirlerse versinler o da onların bileceği şey.
Herkesin kabrinin kendisine ait olacağı gerçeğinin göz önüne alınarak herkesin elini vicdanına koyarak sandığa gitmesi dileğiyle.
DİNDARLAR MEDENİ HUKUK İÇİNDE EN AZ DİN DÜŞMANLARI KADAR CESUR OLUP HAKLARINI SAVUNMAZLAR İSE BAŞLARINA GELMESİ MUHTEMEL SIKINTILARI KİMSEYE ŞİKÂYET EDEMEZLER
Bu tür akla ziyan hiçbir şeye sığmayan yasakların bir daha ülkemizde ve İslam aleminin hiçbir yerinde olmaması için dindarlarında en az dinsizler kadar cesur olarak birlik ve dirliğini korumalarını.
Bunun için her zaman ülkemizde bizim gibi inanların idarede olabilmesi için ilki 5 gün sonra olmak üzere bundan sonraki yapılacak tüm genel ve mahalli seçimler ile Anayasa oylamalarında sandığı milli ve yerli oylarıyla patlatmaları dileğiyle.
Rabbim Yar ve Yardımcımız olsun.
(*)Yüce dinimiz İslam’ın 5 ana şartından bir olan Hac ibadetinin tek parti döneminde yasaklandığına dair alıntıyı” http://www.star.com.tr/yazar/chp-inkilap--ve-hac-yasagi-yazi-991929/” den aldım. Emeği geçenlerden Mevla’mız razı olsun.
Ali Genç.
YORUMLAR