Aslında başlıktaki bizim mesleğimiz için yazılanları Aksaray ili için çok, çok istisna dışında kalanların kaideyi bozmayacaklar göz önüne alınırsa siyasetçilerin geneli içinde, bu çerçevede iktidarı çalıştıracak olan Muhalefet içinde, Meslek Odaları ve STK lar içinde çok rahatlıkla aynı şey söylendiğinde hiçbir yanlışlıkta!, abartıda olmaz!!!
Kanıt isteniyorsa siyasetçilerin çok, çok istisnanın dışında kalan geneli, özelde ise demokrasilerde iktidarı çalıştıran muhalefetinde aynı şekilde istisnanın da, istisnasının dışında kalanlarının yekûnu da.
Meslek Odalarının da aynı şekilde 1 veya 2’si bilemedin 3 dışındakilerinin tamamı da.
Aynı orandaki STK’larında tıpkı siyasetçilerin ve Meslek Odaları gibi başta ilimizin birinci ve ikinci derecedeki olmazsa olmazı olan hizmetlere kavuşması için istikrarlı, devamlı olarak bir çabası var mı?!!!
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN’IN 2 HAZİRAN GÜNKÜ MİTİNGİ ÖNCESİ SİYASETÇİLER, MESLEK ODALARI VE STK’LARDAN AKSARAY’IN İSTİKBALİNİN OLMAZSA OLMAZLARI GÜNDEME GETİRİLDİMİ?
Çok, çok uzağa gitmeyelim 52 gün önce Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Aksaray mitingi öncesi ve miting gününe gidelim!
Bu mitingden 1 gün önce 1 gazetemiz 4 İnternet gazetesinin ve mitingin yapıldığı gün 1 gazetemizin bu konudaki ilgili ve yetkililere çağrıda bulunan haberler ve köşe yazısına rağmen muhalefet partilerinin, Meslek Odalarının ve STK ların Ak Partinin 2004 Mahalli seçimlerinde başlayan sözü olan.
Yani 14 yıllık sözü olan önce 2004 ve ardından ise 2009 mahalli seçimlerinin sözü olan.
Bu tarihlerden sonra ilk önce 2010’un 18 Aralık günü dönemin UDH Bakanı ve Türkiye’nin son Başbakanı Binali Yıldırım tarafından önce Aksaray OSB’de iş adamlarına ve daha sonra ise Ak Partinin genişletilmiş İl divan toplantısının yapıldığı Belediye Tiyatro Salonunda sözü verilen.
Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından ise Başbakan olarak önce 2011’in 26 Mayıs’ında ve bu tarihten itibaren ise Recep Tayyip Erdoğan tarafından Cumhurbaşkanı olarak defalarca tekrarlanan.
Başbakanlar Ahmet Davutoğlu ve Binali Yıldırım ile UDH Bakanları tarafından defalarca tekrarlanan.
13 Ekim 2017 günü Ak Partinin 24.,25. Ve 26. Dönem Grup başkan vekili İlknur İnceöz olmak üzere şimdiye kadar iktidar kanadının en yetkili ağızlardan defalarca sözü verilen.
Şimdiye kadar ÇED ile Etüt Projesi yapılan bu sene ise DPT tarafından yatırım programına alınan, Kalkınma Bakanlığı bütçesine yatırımı bedeli konan, DDDY Genel müdürlüğü tarafından ihale için Kalkınma bakanlığına Onay yazısı gönderilen.
İstikbalimizin1. olmazsa olmazı iki ilçelik esaretimizin ana sebebi olan Aksaray-Ulukışla tren hattımızın ihalesinin şimdiye kadar gerçekleştirilmesi konusunda kamuoyuna akseden bir ciddi, istikrarlı daimi çabaları oldu mu?!!!
Olmadıysa bunlarda samimiyetlerini bildiğimiz istisnanın dışında kalanlarının Muhalefet(cı)lık, Meslek Odası(cı)lık ve STK(cı)lık tan öteye bir şey yapmışlar mıdır?!!!!
GAZETECİLERİNDE İSTİSNA DIŞINDA KALANLARININ TAMAMININDA CİDDİ HİZMET TALEBİ OLDUMU?
Şimdide gelelim bizim Gazete(Ev)cilik’ iğimize!!!
Aksaray’ın ekmeğini yiyen, havasını soluyup suyunu içen gazetecilik mesleğinden elde ettikleri gelirlere evlerini geçindiren ,ev araba alan ilimizdeki yayınlanan gazeteciler, Radyocular, TV kanalları ve İnternet gazeteleriyle bunları yayınlayanlardan da Aksaray’ın 1861-1920,1933-89 yılları arasındaki toplam olarak 115 yıl süren bizi adete yer yüzünden yokmuşçasına silen 2. ilçelik esaretine çarptırılmasının ana sebebi olan ve Büyük millet Meclisi tutanaklarına ilk defa 13 Ekim 1920’de il olmamızı sağlayan 40 numaralı kanun görüşülürken giren Aksaray-Çakmak tren hattı projesinin birkaç kilometrelik uzatmayla Ulukışla istasyonuna bağlanması konusundaki ihale aşamasına gelen proje ile ilgili olarak 26 Mayıs 2011’deki 11 gazetenin aynı başlıkla yayınlanması haricinde istisnanın dışında kalanlarının bu konudaki çabalarını gören var mı?!!!
Bırakın bu konudaki eski çabalarını, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bu senenin 2 Haziran Cumartesi günkü Aksaray ziyareti öncesi ve ziyaret günü ilimizin 2 gazete ve 4 internet sitesi dışında bu konuda yayını olan medya organı oldu mu?!!!
Aksaray la birlikte Sarıyahşi ve Ağaçören ilçemizin, Şereflikoçhisar, Kulu, Cihanbeyli, Haymana, Evren, Altunhisar, Ereğli ve Ulukışla’nındı can damarı olan etrafında 75000 kişiye ekmek veren 15000 kişinin çalıştığı E.90 karayolumuzun Ankara-Niğde otobanından en az şekilde etkilenmesini sağlayacak ve buralarda meydana gelen can ve mal kaybını milimize edecek tedbirleri gündeme getiren, takip edeni var mı?
Bu kadar gazete, TV kanalı, Radyo ve İnternet Gazeteciliği yapanlardan kaçı ilimiz merkezi ilçe ve köylerine, beldelerine giderek oraların dert ve sıkıntılarıyla bunları çözüm yollarını gündeme getiriyorlar?
Kaçının İlimizin ve ülkemizin yakın, orta ve uzak vadedeki hangi derdini, sıkıntısını kendilerine yayın politikası yaparak bunların gerçekleştirilmesini samimi şekilde istikrarlı olarak takip ediyorlar ki?
*En önemli sıkıntısı tanınmamak olan ilimizin tanınmasına her haberde ismi görüleceğinden tanıtılmasına, bilinmesine büyük katkı sağlanması için öncelikle sürekli olarak Adliye Sarayında haber yapanlar olmak üzere diğer medya mensuplarından kaçı burada” Aksaray” isminin bile olmadığını fark edip gereğini yaptılar?!!!
Ardından ise ilimiz” Adalet Sarayı” kelimelerinin başına ”Aksaray” kelimesinin getirilmesini bin bir rica ve mihnetle eli öpülesi bir iş adamımız tarafından yazılmasına kadar konuyu gündeme getirdiler mi?!!!
İlimiz Emniyet Müdürlüğün İhata Ana girişinde bulunan ”İl Emniyet Müdürlüğü” cümlesinin başına tanınmamıza büyük katkı sağlayacak olan” Aksaray” kelimesinin yazılmasını siyasetçiler ile mülki amerden isteyen ve bunu takip eden oldumu?
GAZETECİLER YEDİKLERİ EKMEĞİ, İÇTİKLERİ SUYU VE SOLUDUKLARI HAVAYI HAK EDİYORLARMI?
*Aksaray’ın il olmasından sonra bize sınır olan ilden bir önceki ilin sınırlarının başladığı yerden ilimize doğru gelen yollardan başlanarak Aksaray şehrine kadarki kara yollarında bulunan Yön ve Mesafe levhalarına ilimizin isminin yazılması hakkımız.
Bunu bizzat kendisiyle 5 Şubat 2017 Pazar günü ilimizi ziyareti esnasında görüştüğüm dönemin UDH Bakanı Ahmet Arslan tarafından en yetkili kişi olarak bunun hakkımız olduğunu belirtti.
Ulaşımın patronu tarafından hakkımız olduğu belirtilmesine rağmen 2013’ün Ramazan’ında başlayıp 2015’in 3. çeyreğinde sonuçlanan Ankara çıkışından Kulu makasına kadar konan yön ile mesafe levhalarına ilimizin isminin yazılmasını da.
Komşumuz olan illerden bir öncekinin il sınırlarının başlangıcından itibaren o illerden itibaren Aksaray şehrine doğru gelen yollardaki yön ve mesafe levhalarına ilimizin isminin yazılmasını isteyen takip eden yayın organı veya mensubu oldu mu?
*Önce Tapu ve diğer harçları vatandaşın sadece çarşıdaki Ziraat Bankası dışında yatıramaması nedeniyle vatandaşa çektirilen sıkıntının ortadan kaldırılması, bunun için Tapu müdürlüğünde bir banka veznesi açılması veya daha çok banka ile bunların bankamatiklerinden de harçların yatırılması konusunun Vali Altınok tarafından yerine getirilmesine kadar takip edip bunun sağlama konusunda çabası olan oldu mu?
*Sanki Tanrı buyruğuymuş gibi algılanan hastane ziyaretinin günde sadece bir defa yapılmasının medeni ülkelerdeki gibi vizit saatinin bitiminden başlanarak hastaların uyumalarına kadar serbest olmasını veya en azından ziyaret sayısının ikiye çıkartılmasını düşünüp bunu talep edip ikiye çıkartılmasını sağlama talebinde bulundular mı?
BİZİ VE DEĞERLERİMİZİ İNKAR EDEN MECBURİ YÖN”GÖREME” VE KAPADOKYA 70KM(!) UCUBESİNİ ELEŞTİREN BUNLARIN KALDIRILMASI İÇİN İLGİLİLER NEZDİNDE GİRİŞİMDE BULUNAN YAZAN OLDUMU?
* 1999’un Eylül’ü ve 2011 Genel seçimi arasında 3 yıl boyunca sanki ilimiz genelinde yerli ve yabancı turistlerin ziyaret etmelerine değecek hiçbir tarihi ve turistik yer yokmuş gibi mecburi yöne ”Göreme” levhalarının kaldırılması için çaba gösteren, konuyu gündeme getiren, ısrarla takip eden ,ilgililer nezdinde girişimde bulunanlar olmadı?
*Tam bu akla ziyan bizi kendi bağrımıza saplanan levhalarla yok sayan yanlıştan bin bir zahmetle bizzat bu levhaların üstüne Ihlara ve Güzelyurt” isimlerini yapıştırıp kurtulurken bu defada bağrımıza saplanan ilimizin tamamını yok sayan ”Kapadokya 70km (!) ucubesini görüp bunun kaldırılmasını istediler mi?
MİLLİ SERVETİN HEBASINI ÖNLEYECEK, ARIZALARI VE DOLAYISIYLA ZAMAN KAYBINIDA ORTADAN KALDIRACAK OLAN TÜNEL SİSTEMLİ ALT YAPI İÇİN GİRİŞİMDE BULUNAN BUNU YAZAN OLDUMU?
Bırakın eskisini 1994 Mahalli seçimlerinden, hatta daha da yakına gelelim 2004 Mahalli seçimlerinden itibaren de Belediyenin milli serveti “Alt yapı yapıyoruz” diye sürekli arıza yapan neyin nerede olduğu belli olmayan.
Her arızada zaman ve etek dolusu para ile trafik keşmekeşine ve sayısız maddi ile manevi sıkıntılara sebep olan uygulama yerine akla gelebilecek tüm olumsuzlukları ortadan kaldıracak olan tüm alt yapı sistemlerini içine alacak olan tünel sistemine geçilmesini isteyen bu konuda istikrarlı çaba sarf eden oldu mu?
TARİHİ ESERLERİN TAHRİBATINA VE KİŞİLERİN İSMİNİN YOK EDİLMESİNE DUYARLI OLAN VARMI?
* Aksaray’ın tarihi ve bu tarihimizde birimizin bin olmasını sağlayanlara karış ahde vefanın gösterilmesini isteyen, bunların kabir taşları ile türbelerinde meydana gelen sıkıntıları görüp giderilmesini isteyen, ahde vefa için yapılan anma programlarını talep eden, bu talepleri takip eden, bu konudaki yapılan çağrılara uyanlar var mı?
*Aksaray’ın kadim tarihin en önemli yerleşim yeri olduğunun en somut kanıtlarından olan Hz. Nuh(A.S.)nin oğlu Hz. Sam(A.S.)nin oğullarının türbesine akla ziyan şekilde aksi levha konmasını.
* 10 Asırlık Zinciriye medresesine “Taş Saray” ismi yazılmasını, Hallacı Mansur’un Mezar taşının sökülerek ”Halıcı Mansur” ismi ile levha yapılmasını gören kınayan.
*Bu eserlerin orijinal isimlerine kavuşturulmasını isteyen, Anadolu’nun en eski ve en büyük Şifahanesi olan Aksaray şifahanesinin son duvarının da iş makinalarına havale edilmesini gündeme getiren oldu mu?
Tarihimizdeki olayların ve tarihe şan veren din ve siyaset adamlarımızla, devlet büyüklerimizin ve kahramanların isimlerinin ilimiz genelendeki eserler de, yatırımlarda, cadde, sokak ve bulvarlarla mahallelerde yaşatılmasını isteyen, bu insanlarımızın belirli zamanlarda anılmasını isteyen oldu mu?
İL NÜFUSUMUZUN 2 MİSLİNDEN FAZLA OLAN GURBETÇİLERİMİZ İÇİN ÇABA SARF EDEN VARMI?
Başta Almanya ve ardından ise çoğunluğu Avrupa kıtasında olmak üzere yer yüzüne dağılarak hem kendileri ve bakmakla yükümlü olduklarının geçimini sağlayan hem de 55 yıldır memleketimizin şu anki gelişmişlik seviyesinin en büyük mimarı olan gurbetçilerimizin kısa izin günlerini en rahat şekilde geçirmeleri ve vatana bağlılıklarının arttırılmasını düşünen ve bunların çözümü için ciddi ve istikrarlı çaba sar eden oluyor mu?
GÖREVLERİNİ HAKKIYLA YAPMAYANLAR GAZETE(EV) CİLİK TEN BAŞKA NE YAPIYORLARKİ?!!!
Yazının girişinden itibaren yazılan ve asıl görevi olan yaşanılan yerin dert ve meseleleriyle bunların çözüm yolları konusunda gerekenleri yapmayanlar gazetecimi?
Yoksa evcilik oynayan çocuklar gibi ”Gazete(ev) cilik” mi yapıyorlar?
Aksaray genelinde yaşayan herkes gibi iktidar partilerinin mensubu olan siyasetçilerinde, muhalefet partilerinin mensuplarının da, Meslek Odalarının ve STK mensuplarının da bunlarla birlikte bizim meslektaşlarımızın da yediklerini, içtiklerini ve soluduklarını hak edebilmek için mesleklerinin gereğini hakkıyla yapmaları.
Aksinden bunun vebali nedeniyle kaçınmaları dileğiyle gerçekten de mesleğinin gereğin yapan çalışan gazeteci meslektaşlarımın gününü tebrik ederim.
Rabbim Yar ve Yardımcımız olsun.
(*)Muhalefet partileriyle Meslek Odaları ve STK’larla Medya mensuplarına sorduğum sorulara şahsım adına Ulu Yaratanımıza sonsuz şükürlerimle vereceğim cevap ”Evettir”
YORUMLAR