ALMANYA/ HAMBURG
Mahalli Seçimlere 2 haftadan az bir zamanın kaldığı şu günlerde kendilerini sütten çıkmış ak kaşık gibi gösterip iktidara saldıranlar Ak Parti’nin ve lideri Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yönetimindeki ve kendisinin 2014 de Cumhurbaşkanı seçilmesinden 24 Haziran 2017 de yapılan Cumhurbaşkanlığı yönetim sistemine geçiş seçimine kadarki Ahmet Davutoğlu ve Binali Yıldırım’ın başbakanlığında devam eden hükümetlerinin ve 24 Haziran’dan şimdiye kadarki yani 2002’den günümüze kadar gelen hükümetlerin başarılarını utanmadan, arlanmadan herkesi de kendileri gibi balık hafızalı olduklarını sanarak olmamış sayıyorlar.!!!
Onlar iktidar olma hırsıyla hükümetin milletimizin hayat standardını yükselten, insan yerine koyan başarılarını unutsa da 2002’den şimdiye kadar Ak Partiye 17 yıl boyunca tarihimizde şimdiye kadar aralıksız destek üstüne destek veren milletimiz unutmadı.!
PARASI OLMAYAN HASTALAR DEVLET TARAFINDAN HASTANELERDE ESİR GİBİ REHİN ALINIYORDU!!!
Şu anda iktidara mangalda kül bırakmayanların direk veya dolaylı olarak hükümet oldukları dönemlerde Türkiye’nin her yerinde olduğu gibi Şehirlerin atası ,Sayısız ilkler ve teklerin merkezi Aksaray’ımızda da insanlarımızdan sosyal güvencesi olmayanları çok mecbur olmadıkça hastanelere muayene olmaya da tedavi olmaya da gidemiyorlardı!!!
Mecbur olanlar ise bin bir zahmetle muayene ve tedavi olanlardan ise tedavilerinin bitmesine rağmen hastaneden ayrılarak evlerine gidemiyorlardı!!!
Çünkü tedavi giderlerini yatıramadıklarından her başları sıkıştığında sığınacakları devletimizin hastanelerinden çıkmalarına izin verilmiyordu.
Yani tedavi olup sağlığına kavuşanlar devlet tarafından esir alınır gibi rehin alınıyordu.
SOSYAL HUKUK DEVLETİNDE ANYASANIN AMİR HÜKMÜNE RAĞMEN DEVLETİN VE ÜNİVERSİTELERİN HASTANELERİNDE YENİ DOĞAN BEBEKLERDE ANNELERİYLE BİRLİKTE REHİN ALINIYORLARDI!!!
Türkiye’mizin yürürlükteki Anayasasının 2. Maddesinde”Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir.” Denilmesine rağmen sosyal devletin gereği vatandaşın tedavisini yaptırmak mecburiyetinde olan devlet bunun bedelini karşılamayan vatandaşlarını rehin alıyordu.
Anayasanın kesin emrine rağmen tedavi olan hastalardan tedavi giderini karşılayamayanlarla birlikte doğum yapan kadınların doğurdukları bebeklerinin doğum bedelini yatıramayanlarda kendileriyle birlikte bebekleriyle hastanelerde rehin kalıyorlardı.
SSK’A EMEKLİSİ OLMAMA RAĞMEN EŞİMİN DOĞUMU İÇİN 400 MİLYON LİRA PEŞİN YATIRIP 600 MİLYON LİRALIKTA HASTANEYE BONO SENEDİ VEREREK OĞLUMU VE İŞİMİ TABURCU ETTİREBİLDİM
Sosyal güvencesi olmayanlarla birlikte benim gibi SSK’lı olanlarda maalesef dönemin sakat mevzuatı nedeniyle doğum yapan eşini ve çocuğunu alamayanlarda vardı.
SSK’nın o zamanki sakat mevzuatına göre emeklilerin çocuğu olmayacağı var sayıldığından 45 Yaşında tattığım babalık sevincim kursağımda bırakıldı.
O zamanın pul olan parasıyla 350 Milyon Lira emekli maaşım olmasına rağmen bir dönemde MHP il Başkanlığı ve 20014 yılında MHP’den Belediye Başkan adayı da olan.
Hatta partisinin ortak olduğu hükümette sağlık Bakanlığı kendi partisinde olmasına rağmen Ortaköy ilçesine sürgüne gönderilen ilimizin efsane siyasetçilerinden Orhan Aydın’ın çabasıyla dönemin Aksaray Valisi Kadir Çalışıcı tarafından yapılan görevlendirme ile SSK hastanesinde çalışan Dr. Rıfkı Karabatak tarafından yapılan Sezaryen ameliyatı ve hastane masrafları için bana 1 Milyar lira hesap çıkartıldı.
Bunun 400 Milyon Lirasını peşin olarak hastanenin veznesine yatırdıktan sonra eşimi hastane aldılar..
Geriye kalan 600 Milyon lira içinde bana Bono senedi senet imzalattırıp bana 45 yaşında babalık duygusu tattırmaya vesile olan oğlum Yunus Şammas ımla eşim Ayşegül’ü alıp evimize götürebildim.
ÖLENLERİN NAAŞLARIDA SAHİPLERİNE VERİLMİYORDU!!!
Haydi hastayı geçtik, yeni doğan bebekleri de geçtik, ruhlarını hastanelerde teslim edenlerinde hastanelerdeki tedavi masrafları ödenmeyenlerin naaşları da defnedilmek üzere sahiplerine verilmiyordu.
Hastaların, Bebeklerin, hatta ölülerin devlet hastanelerinde rehin tutulmasıyla ilgili olarak neredeyse her gün çeşitli basın yayın organlarında haberler yapılıyordu.
HASTALAR, BEBEKLER, ANNELERİ İLE ÖLÜLER’İN TEDAVİ GİDERİ AKRABALARINCA YATIRILINCA VEYA TEDAVİ BEDELLERİ KADAR SENET İMZALANINCA ANCAK HASTANELERDEN ALINABİLİYORDU!!!
“Hafızayı beşer nisyanla melüldür” sözünde olduğu gibi çok, çok uzak olmayan yakın zaman öncesine kadar insanlarımız hastanelerde rehin kalan hastalarını, bebeklerini ve doğum yapan eşleri ile gelinlerini ve ruhlarını teslim eden yakınların kurtarmak için ya eş dost akrabalardan aldıkları borçla kurtarıyorlardı veya verdikleri bono senetleriyle Ak Parti hükümetine kadar alabiliyorlardı.
ŞİMDİ HASTANELERDE REHİN KALAN HASTA,BEBEK,ANNE VE ÖLÜ VARMI?
Kendilerinin direk veya dolaylı olarak dahil oldukları bu insanlığın yüz kızartıcı dönemini yok sayanlara soruyorum;
”Şu anda Türkiye’deki hastanelerde tedavi olan hastalardan, doğum yapan kadınlardan, doğurdukları bebeklerinden ve ölülerden rehin alınan var mı?!!!!!!!!!!!!!!!!
Muhalefetin siyasi hırslarıyla sağlıkta ki başarılar unutsa da bu millet yapılanları asla ve asla unutmuyor.
Bu can bu tende oldukça da milletimin diğer fertleri gibi bende unutmayacağı gibi onlarca hatta yüzlerce yıl sonrada bu başarılardan övgüyle söz edilecek.
Türkiye’mizin başta sağlık olmak üzere her konuda geldiği başarıların bu konudaki en yüksek standarda yükseltilmesi için birlik ve dirliğimizin bu seçimlerde korunması ,laf üretenleri yerine başarıya imza atanların yanında yer alınmasının arttırılarak sürdürülmesi dileğiyle.
Rabbim Yar ve Yardımcımız Olsun.
YORUMLAR