Çoğu zaman özelliklede yalnızken Aksaray tarihi ile ilgili bilgilerimi beynimde canlandırıp olup bitenleri bir analog film şeridi gibi gözümün önünden geçirirken coğrafi konumumuzdan gelen özelliğimizin sağladığı avantajla tarihi geçmişimizin sağladığı bu artılar 11 bin yılı aşan bir zamanda sürekli yerleşim yeri olan.
Bunun olmasını sağlayan Mevla’mızın lütfu merkezi ilimiz sınırları içinde olan kollarını Konya ,Nevşehir, Kırşehir ve Ankara illerinin içlerine kadar uzatan Ekecik sıra dağlarının Küçük Ekecik(Tavşan dağı)’ından çıkan Kara Su ile Melendiz dağından çıkan ve Ihlara’nın 40 gözünden çıkan sularla birleşerek büyüyüp Gülpınar(Hıcıp)tan yer yüzüne çıkıp Gülağaç ve Demirciyi aşıp Kızılkaya köyünde Melendizden çıkıp Ihlara’nın 40 gözenden çıkanlara gürleşen Beyaz Su ile birleşmesiyle oluşan Ulu Irmak.
1845-1920, 1933-89 ARASINDAKİ TOPLAM OLARAK 131 YIL SÜREN İKİ İLÇELİK ESARETİMİZDE BİZİ KATACAĞI HİÇ BİR ARTISI OLMAYAN NİĞDE’YE BAĞLANMAMIZ NEDENİYLE HER KONUDU PRESLENDİK
Bu ismindeki gibi Ulu olan ırmağımızın can verdiği Aksaray’ın kadim geçmişindeki sahip olduğu akla gelen tüm zenginliklerini maalesef 1845-1920 ile 1933-89 arasında toplam olarak 131 yıl süren hiç hak etmediği, asla ve asla da hak etmeyeceği iki ilçelik esaretine çarptırılması.
Bu akla ziyan uygulamayla y üstüne üstlükte kendisiyle tarih boyunca hiçbir coğrafi, idari ve ekonomik ile kültürel bağımızda bulunmayan Niğde ye bağlanmamız.
Buranın ise gelişmemiz ve serpilmemizle bu esaretten kurtulmamızla üstümüzden sağladıkları rantlarını kaybedecekleri bilinciyle sahip olduğumuz maddi ve manevi değer biçilemeyecek hazinelerimizin yok saydırılmasından bu topraklarda doğup büyüyüp dünyaya nam salan sayısız değerlerimizden birisi olan Karacaoğlan’da hiç aklımdan çıkmaz.
Aklımdan çıkmayan bu değerimizin bilinmemesi ve ilimiz adına tescilinin il olmamızdan sonra şimdiye kadar yapılmaması bizim için çok büyük bir kayıptır.
Bu kaybın ortadan kaldırılarak bertaraf edilmesi için ise meşru olan tüm imkanları ve fırsatlarında mutlaka sonuna kadar değerlendirilmesinin şart olduğu inancıyla on yıllardır meseleyi önüme gelenle paylaşmamın yanında yazılarımda dile getiririm.
Bu maksatla sonuncusunu 22.07.2019 Pazartesi günü 2. daimi köşem olan (-) Parantez İçi’ inde ”KARACAOĞLAN’IN AKSARAY’LI OLDUĞUNUN KESİNLEŞTİRİLMESİDE VALİ MANTI’YA NASİP OLSUN!!!” başlığı altındaki yazımda;
“ Arkeolojik kazılardan elde edilen bilgilere göre yeryüzündeki maddi ve manevi ilimlerin gelişmesine sebep olan bir çok ilkler ve teklerin merkezi olan Aksaray’ın bu ilklerinden biriside hiç kuşkusuz şu anda yeryüzünde ekmek yapımında kullanılan Buğday ve diğer hububat çeşitlerinin tarihte ilk defa Aksaray’da ekilip biçilmesidir.
“BÜTÜN DÜNYA AKSARAYIN EKMEĞİNİ YİYOR!!!”DİYEN KESİNLİKLE YALAN SÖYLEMEMİŞ OLUR!!!
Bu nedenle” Yer yüzündeki herkes Aksaray’ın ekmeğini yiyor!!” denilse söylenen kesinlikle doğru olur.” Olabileceği gibi Aksaray’ın bilinenlerinin sahip olduklarının yanında bir Aysberg(Buz Dağı)’in değil, onlarca hatta yüzlerce Aysberg ’in bir tanesinin bile görünen kısmı kadar bile değildir!” desem de/denilse de asla ve kata abartılmış olunmaz!!!
Aksaray’ın sahip olduğu halde bilinmeyen binlerce değerinden biriside hiç kuşkusuzu tüm Anadolu ile Balkanlar, Orta doğuyla Kafkaslarda bilinen ünlü Halk Ozanı Karaoğlan’dır!!!
Yerimiz dolduğundan konuyla ilgili tarihi kaynaklarla Pazartesi günü kaldığı yerden devam edeceğim.
Sahip olduğumuz tüm yer altı ve üstü değerlerimizle birlikte kıymet biçilemeyen Alimlerimiz, ve kahramanlarımızla birlikte Yunus Emre’miz gibi bizim değerimiz olan Karacaoğlan’ında bilinip adımıza tescili için gerekenlerin yapılması için Vali Hamza Aydoğdu başta olmak üzere ilgili ve yetkililer tarafından okunması/okutturulması dileğiyle.
Cumamız mübarek olsun. Rabbim yar ve yardımcımız olsun.
Devamı Pazartesi’ye.
YORUMLAR