Başta Buğday olmak üzere hububat çeşitlerinin tamamının yeryüzünde ilk defa tarımının yapıldığı, yine yeryüzünün bilinen ilk beyin ameliyatı ,Anadolu da Bakır işlemeciliğinin ilk yapıldığı, dünyada Altına Narh vuran ilk merkezi ve Demirin ilk defa kullanıldığı, günümüzde etinden sütünden ve daha bir çok organından faydalanılan hayvanların evcilleştirildiği yer olmak üzere dünyada maddi ve manevi ilimlerin gelişmesini sağlayan sayısız ilklerin hiç kuşkusuz bilinen teklerin merkezi olmamız arkeolojik kazılar sonunda elde edilen bilimsel somut kanıtlarla da tescillenen ihtiyar dünyamızın en hatırı sayılır merkezlerinin başında gelen bir yerleşim yeriyiz.!
Yine Tarih için yakın denebilecek zaman diliminde önce Kapadokya Kralı Arclahus ve Sultan 2. Kılıç Aslan tarafından adeta yeniden kurulacak şekilde imar edilerek başkentleri haline getirilen Selçuklu ve Osmanlı dönemlerindeki devlet ve siyaseti yönlendiren birçok zaferin kazanılmasını sağlayan devletle siyaset adamlarını yetiştiren yeriz.
Coğrafi konumumuzdan dolayı ise Demiryollarının kullanılmasına kadar kadim tarihin en önemli iki yolu olan İpek ve Kral yollarının çakıştığı yerde olmamıza rağmen maalesef iki ile üç hafta önce yazdığım birkaç haber ve köşe yazısında da üstüne basa, basa da belirttiğim gibi 56 yıl süren 2. İlçelik esaretinden kurtulmamızın üstünden 30. Yılı geride bırakmamıza ve şu anda 31. Yılımızın içinde bulunmamıza rağmen halen yurt içi ve dışında memleketimiz sorulduğunda verdiğimiz” Aksaray” cevabının ardından gelen ikinci soru” Hangi Aksaray (!)?” şeklinde oluyor.
AKSARAYIN SAHİP OLDUĞU YER ALTI VE ÜSTÜ ZENGİNLİKLERİNİN TESPİT EDİLEMEMSİNDEN, TANITIM ININ YAPILAMAMASINA KADAR TÜM OLUMSUZLUKLARIN SUÇLULARI GÖREVLERİNİ HAKKIYLA YAPMAYAN MÜLKİ VE MAHALLİ İDARECİLERLE MİLLETVEKİLLERİ, MESLEK ODALARI VE STK’LARDIR!!!..
Bu satırın üstündeki orta başlığın üstündeki cümlenin müsebbibi her birinin suç oranı değişse de kesin olan şey bu orta başlıkta unvanlarını verdiklerimdir.
İstisnanın dışında kalanlarının günü, ayı, yılı doldurması, al takke ver külah ahbap çavuş ilişkisi ile zamanlarını geçirmeleri nedeniyle değer biçilemeyecek kıymetteki yerimize, bu yerimizin coğrafi konumu ve bu coğrafi konumumuzdan gelen jeolojik yapımızla sahip olduğumuz hiçbir şey tespit edilemediğinden bunlardan faydalanamadığımızdan hazine üstünde oturan Medine fukarası gibiyiz.
RABBİM KABUL ETSİN TEK BAŞIMADA OLSA BİR TARAFTAN HACCA GİDEN KARINCA MİSALİ MÜLKİ VE MAHALLİ YETKİLİLERİ, İKTİDAR VE MUHALEFET VEKİLLERİYLE, TEŞKİLATLARINI, MESLEK ODALARIYLA STK YETKİLİLERİN BİLGİLENDİREREK, ELEŞTİREREK DİĞER TARAFTAN İSE KENDİM HEM BİLİNMEYENLERİ BİLİNİR HALE GETİRMEK HEMDE YURT İÇİ VE DIŞINDA TANITIMIMIZI YAPIYORUM!
Özellikle bu orta başlığı yazıyorum ki belki şimdiye kadar istisnanın dışında kalan Mülkiyelisinden, mahalli seçilmişlerine, İktidar ve Muhalefet Milletvekillerine, parti teşkilatlarına, Meslek Odaları ve STK’larına kadarki üstelinde sorumluluk bulunanlar ölü toprağını silkelerler de gerekenleri yaparlar diye bekliyorum.
Bir taraftan çıkmadık canda umut olduğu gerçeğiyle elimden geleni medeni çerçevede kendilerine yaptığım haberler ve köşe yazılarıyla ve telefon mesajlarıyla iletirken,diğer taraftan sahip olduklarımızın bilinebilmesiyle tanınmamız için kendi cürmüm kadarda olsa yer yakarak yerine getirmeye çalışıyorum.
Bunlardan son ikisini örnek verecek olursam geçen sene Temmuz ayında çıktığımız Karadeniz bölgemizin gezisinde Gaziler Derneği Başkanı Mustafa Dağ ağabeyden aldığım ilimizin özelliklerini anlatan satırları taşıyan yelekleri ve Aksaray Belediyesinden aldığım şapkaları gittiğim her yerde giyerek tanıtımımız yapmaya çalıştım.
Yine bu gezimizde eşim Ayşegül, oğlum Yunus Şammas,Kız kardeşlerim Hanife ve Kevser ile eşleri Memiş ve Ayhan’ın yanı sıra Karadeniz gezimizde benim bu samimi tanıtımımı taktir eden geziye katılanlarında katkısıyla bu gezi programı çerçevesinde günübirlik olarak geçitğimiz şu anda fiilen komşu Gürcistan’ın sınırları içinde olmasına rağmen 1. Mecliste Vekilleriyle temsil edilen ve Misakı milli sınırlarımız içinde görülen Batum şehrinde de aynı şekilde gezerken bu yelekleri giydim.
Bu yıl 10 Şubat ve 28 Mart arasında ise Hollanda, Belçika, Lüksemburg ,Almanya ve Fransa da süren seyahatim boyunca ise en azından her gittiğim ülkelerin girişlerinde ve bu ülkelerin uğradığım başkentleri veya de gittiğim şehirlerin tren istasyonları ile önemli yerlerinde üstünde Sultan 2. Kılıçarslanın Alayhan Kervansarayının taç kapısına işlenmiş mühürü olan 2 başlı Arslan figürüde bulunan İngilizce “Aksaray Belediyesi” yazan pankartı açarak en birkaç dakikalığında olsa o esnada oradan geçenlerin okumalarını sağlayarak ve o anı objektifimle tanıtımızı yapmaya çalıştım.
Bu memleketin havasını soluyup suyunu içen ekmeğini yiyenlerin en azından bu yiyip ,içip soludukları havanın karşılığını verecek kadar görevlerini yapmaları dileğiyle.
Rabbim Yar ve Yardımcımız olsun.
YORUMLAR