Cuma’dan devam.
Meslek Odaları ile Sivil Toplum Kuruluşların ilk görevleri kuruluş gayelerinin gereği olan maksatlarını yerine getirmektir.!!!
Fakat Odalar ve Sivil Toplum Kuruluşlarının oluşturulmasını aynı çerçevedeki maksatları topluma faydalı çalışma yapmakta olduğundan bulundukları yerin diğer kuruluşlarıyla mahalli(yerel) ve genel(milli/ulusal) sıkıntılarının tespitiyle bunları kendileri veya bulunulan mahaldeki Mülki ve mahalle(yerel) ve seçilmişlerle istişare etmek.
Aynı şekilde mevkidaşlarıyla iş birliği içinde veya kuruluş olarak kendileri bizzat gereğinde diğer Meslek Odalarıyla, STK’ları ve Kanaat Önderlerinin yanında o yerin medyasıyla da iş birliği yapılarak birlikte tespit edilen sıkıntıları çözmektir.!!!
İşin aslı her ne kadar öyle olsa da diğer illeri çok iyi bilmiyorum fakat maalesef bizde kazın ayağı akıl almaz şekilde uygulamada hiç mi hiç öyle değil.!!!
Bu konuda samimi olup belirtilen maksatlar çerçevesinde çalışanlar tabii ki tenzih ederim.
Amma maalesef kahır ek serisi gerekeni yapmıyor.!!!
Yapsalar da yeri ve zamanında yapmadıklarında gerçekleştirilenle elde edilen katkı ürkütülen kuşa değmiyor!!!
AKSARAY’IN BAĞRINA SAPLANAN VE KENDİ TARİHİ VE TURİSTİK YERLERİMİZİ YOK SAYAN MECBURİ YÖN "GÖREME" LEVHALARINI 3 YILLIK ARALIKSIZ ÇABAMA RAĞMEN ATANMIŞ VE SEÇİLMİŞLERLE MESLEK ODALARIDA KALDIRTAMADILAR!!!
Aksaray gerçekten de akla ziyan umursamazlıkla sorunlar/meseleler ve sıkıntılar yumağına dönmesinden dolayı “Dert bir değil Elvan ,Elvan hangisine yanayım?” meşhur türküsündeki gibi.!!!
Çünkü bu kurumlar kendilerine şu anki itibar sağlayanı vilayetlik nimeti olmak üzere bu nimet tarafından sağlanan bir çok artılarla makamlarında arzı endam edenlerin çok, çok istisna dışında kalanların haricindekiler Aksaray ve Aksaray’ın sıkıntıları da ,çözümü de umurlarında değil.!!!
Bunlardan birisi ise sahip olduklarımızın yok sayılması ve kendi değirmenimiz susuzluktan takır, takır kururken başka değirmenlere su taşımaktır!!!
Başka değirmenlere su taşımanın en somut kanıtı ilimiz genelinde sanki yerli ve yabancı turistlerin görmelerine değecek hiçbir tarihi ve turistik yerimiz yokmuş gibi sahip olduklarımızın isimleri kara yollarına yazdırılmayarak ilimiz ile şehrimiz sınırları içinden geçen ana yollarla ,şehrimizin giriş çıkışlarındaki yön ve mesafe levhalarını takip eden yolcuları mecburi yön ”Göreme” levhalarıyla yıllarca yönlendirilmesi oldu.!!!
SANKİ YERLİ VE YABANCI TURİSTLERİN GÖRMESİNE DEĞER BİR TARİHİ VE TURİSTİK YERİMİZ YOKMUŞ GİBİ AKSARAY'A GELEN VE GİDENLER 4 YIL MECBURİ YÖN" GÖREME" LEVHALARIYLA YÖNLENDİRİLDİ!
2009 yılının Eylül ayında tespit ettiğim bu akla ziyan oluşumu dönemin Mülki amirine ,İl Kültür ve Turizm Müdürüne, Turistik ilçe ve beldelerimizin Belediye başkanlarına söyledim.
Birkaç İGM üyesini bizzat götürüp levhaları kendilerine yerinde gösterttim.
Dönemin İGM başkanına da bizzat karşılaştığımızda ve cep telefonu ile de bu konuda bilgi verdim.
Bir Milletvekilini bizzat götürüp tüm levhaları yerinde teker, teker gösterttim.
Dönemin merkez ilçe Belediye başkanına epeyce bir zaman aramızın açılmasına sebep olan sinirle kaba bir şekilde durumu izah ettim.
Önüme gelen Meslek Odası ve STK yetkilisi ile medya mensuplarıyla birlikte Meslek Odalarımızın en bilindikleri olanlarına da konuyu iletmeme rağmen Mustafa Doğan Bey’in İl Kültür ve Turizm Müdür Vekilliğine atanmasına kadar bir telefonun başında olan sıkıntı çözülemedi.!!!
İl Kültür Müdürünün Milletvekili adayı olmak için istifa emesiyle yerine vekaleten atanan o zamandan bu günü kadar başardıklarıyla medarı iftarımız olan Mustafa Doğan beyle beni birlikte Hasan Ekecik Beyin yönlendirmesiyle sıkıntıyı bertaraf ettik.
Reklamcıda yaptırılan “Ihlara ve Güzelyurt” yazan levhaları bunların üstüne yapıştırarak sıkıntıyı ancak bu şekilde ortadan kaldırabildik.!!!
Yıllarca aralıksız süren çabalar sonunda bu mecburi yönü çözdükten sonra rahata erdik mi?!!!
Nerdeee.
Keşke öyle olsaydı da bu satırları yazan garipte rahata erseydi.
Maalesef olmadı.
Derdin biri biterken biri diğer ve aynı şekildeki akıl ve haf salanın alamayacağı umursamazlık devam etti.
Allah(c.c.) izin verirse bu akıl ve havsalanın almadığını ise Çarşamba günü yazacağım.
Hakkın rızası için Aksaray’ı seven ve sıkıntılarını çözme konusunda samimi olanlar okusun.
Rabbim yar ve yardımcımız olsun.
Devamı Çarşamba’ya.
YORUMLAR