Gerçekten de şu anda bu satırları okuyanların yapacağı ve Rabbimizden kabul edilmesi için canı gönülden niyazda bulunacakları dua” Rabbim o günler ardına bakmadan gitsin bir daha gelmesin!” olmalıdır!!!
%99.5’ĞU MÜSLÜMAN OLAN MİLLETİMİZ KENDİ ÖZ YURDUMUZUDA PARYA HALİNE GETİRİLEREK 1950 SEÇİMLERİNE KADAR DİNİMİZİN FARZ EMRİ OLAN HAC İBADETİNİ YAPMALARI YASAKLANDI!!!
Dünkü yazımda önce tek Parti döneminin son bulduğu 1950 ye kadar nüfusunun %99.5 Müslüman olan ülkemiz insanlarına kendi ceplerinden yapacakları harcamayla gerçekleştirmek istedikleri Farz olan Hac ibadetinin nasıl yasaklandığını o dönemi yazan kaynaklardan.
2. Bölümde isebu yasakları delmek isteyenlerden imkanı olanların bunu nasıl dolaylı yollardan aşarak genel pasaportla başka ülkeler üzerinden kutsal topraklara ulaşabildiklerini yazdım.
O DÖNEMDE ÇEKİLEN TÜRK FİLMLERİNDE DİNİMİZLE PEYGAMBER EFENDİMİZ VE DİNİMİZİN İBADETLERİYLE DEĞERLERİ AŞAĞILANIRKEN BATI FİLMLERİNDE TAHRİF OLAN DİNLER YÜCELTİLDİ!
O zamanlarda çekileni Türk filmine bakanlar aslında dine ve dindar ile dinimizin önderi Peygamberimiz başta olmak üzere dinimizin alimlerine ve hocalarına olan bakışı çok iyi görebilirler.
O dönemde ve daha önce ile sonradan çekilen Avrupa ve Amerikan filmlerinde genel olarak tahrif edilmiş o sakat dinleri ve din adamları seyircinin gözünde yükseltilirken bizim Yeşilçam filmlerinin özelliğinden ilki her vesile ile dinimize, dinimizin alimleri ile hocalarını aşağılamaktı.
TÜRK FİLMLERİNİN KONUSU TÜRKİYEDE GEÇMESİNE RAĞMEN SANKİ GAYRİ MÜSLÜM ÜLKELERDE GEÇİYORMUŞ GİBİ EVLERİNE İŞ YERLERİNE GELENLERE ALKOLLÜ İÇKİ İKRAMIYLA İNSANLARIMIZ KÖTÜLÜKLERİN ANASI OLAN ALKOLE ALIŞTIRILIYOR,İÇKİ İÇİLMESİ SÜREKLİ TEŞVİK EDİLİYORDU!!!
Bu filmlerin ikinci özelliği ise sanki konunun geçtiği yer Türkiye değil de Avrupa veya Amerika’ymış gibi evlerine gelenlere sordukları ilk soru ”Viski ,konyak ,şarap ne içersiniz?” olurken filmlerdeki düğün sahneleri genelde bolca rakılı geçerdi.
O dönemin dindarları gerçekten devlet ve devlet güdümündeki sinema dan etkilenen din düşmanı yobaz güruhtan çok çektiler.
BUGÜN SAMİMİM KUL OLANLARIN DESTEĞİYLE 16 YILDIR DİNİMİZİ SAVUNAN BİR İKTİDAR OLUŞTU
Bu gün yüce dinimiz İslam’ı ve değerlerini savunan bir iktidara sahip isek o dinin kor ateş olduğu dönemde Rabbimize samimi kul olanların ektiği tohumların yeşermesidir.
Bu o zamanlar din düşmanlarının saldırısına en çok maruz kalanlardan biriside hiç şüphesizi kendisine yapılan saldırıyla ilgili iki gazeteyi paylaştığım Türkiye’nin ilk ve tek denk bütçesini yapan Başbakanı Profesör Dr Necmettin Erbakan hocadır!!!
Son 16 yılda Erbakan Hocanın rahleyi tedrisatında yetişen bu milleti hiçbir karşılık beklemeden sevenlerin samimiyetiyle daha düne kadar 3 sınıf bir ülke olan Türkiye şu anda dünyanın önemli oyun kurucusu haline getirildi.
O MÜRTED KARANLIK GÜNLERİN GELMEMESİNİ YEGANE ÇARESİ BİRLİĞİMİZİN KORUNMASIDIR!!!
Ezel ve Ebet olan Mabudumuz o kap karanlık günleri bir daha milletimize göstermemesi için birlik ve dirliğimizi muhafaza etmemiz, dindarların en az din düşmanları kadar medeni hukuk içinde cesur ve fedakar olmaları ve geçmişimizi iyi bilmemizden geçtiği gerçeğiyle gelin o zamanki dine bakışı dönem anlatan bir yazıdan okuyalım;
5. CUMHURBAŞKANI CEVDET SUNAY’IN LAİKÇİ YOBAZLARIN TEPKİSİ NEDENİYLE UMRE FOTOĞRAFLARINI YAKTIRMASI VE BİR GENERALİN HACCA GİDEN AMİRİNİNDEKİ AMİRİ OLAN BAŞBAKAN ERBAKAN’A KÜFRÜLÜ HAKARETLERİ VE BUNLARA DEMİREL’İN HOŞ GÖRÜLÜ YOBAZ BAKIŞI!!
Bugünkü nesil bilmeyebilir, ancak bu ülkede yakın zamana kadar dindar olmanın ağır bedelleri vardı!!!
Laikçi yobazların Taassubundan korktuğundan Umre fotoğraflarını yaktıran 5. Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay!!!
CUMHURBAŞKANI SUNAY MİLİTAN LAİKÇİLERİN KORKUSUNDAN UMRE FOTOĞRAFINI YAKTIRDI
Bu korku o kadar etkisini sürdürmüştü ki; 5’inci Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay 1968’de Umre’ye gitmiş, fakat Türkiye’de göreceği baskıyı hesap ederek umre görevini ifâ ederken çekilen ihramlı fotoğraflarını yaktırmıştı.
Yakılan fotoğraflar aynı zamanda memleketimizin nasıl bir dönemden geçtiğinin de fotoğrafıdır aslında.
UMREYE GİDEN İLK VALİ LAİKÇİ YOBAZLAR TARAFINDAN LİNÇ EDİLMEK İSTENMİŞTİ!
Türkiye Cumhuriyeti tarihinde, 1970’lerin ortasında ilk Hacca giden Konya Valisi Hazım Oktay Başer de malum çevrelerin lincine maruz kalacaktı.
Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay’ın gizliden yaptığı umre ziyaretinin benzerini darbeyle milletin yüreğinde büyük yaralar açan 7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren gerçekleştirecekti.
MİLLETİMİZİN MENDERES’DEN SONRAKİ 2 ADAMI 8 ÖZAL “BEN DEĞİL! DEVLET LAİK!”
Türkiye Cumhuriyeti’nin 46’ncı Hükümeti’nin Başbakanı Turgut Özal da, 20 Temmuz 1988 tarihinde Hac görevini yerine getirmişti.
Ancak Başbakanlığı döneminde Türkiye’de büyük değişimlerin yolunu açan Özal da büyük bir eleştiri bombardımanından kurtulamaz.
Eleştirilerin ardı arkası kesilmeyince de; “Devlet laik, ben değilim” karşılığını verir.
1970’lerin başından itibaren liderliğini yaptığı Milli Görüş partilerinin başında iken hac ve umre ziyaretleri tahkir edilen Merhum Necmettin Erbakan, Başbakanlığı döneminde de hac görevini yerine getirmişti.
Ancak, bugünlerde 20. yılını geride bırakan 28 Şubat post modern darbesini yapanlar, hem medyasıyla, hem de cuntacı askerlerle Erbakan’ı hedefi almışlardı.
İlginç olanı ise Başbakan Erbakan’a hakaret eden General Osman Özbek hakkındaki işlem dosyası yine dönemin Cumhurbaşkanı Demirel tarafından sümen altı edilmişti.
BU DİNİMİZE DÜŞMAN YOBAZ VE GERİCİLERİN MİLLETİMİZ BİRLİĞİYLE SANDIĞA GÖMMELİ!!!
Hiçbir dini,milli ahlaki ve yasal dayanağı olmayan örümcek kafalıların zihniyetinin her santimi hatta milimi sayısız şehidin kanıyla sulanan vatanımızın bir daha hakim olmaması için milletimizin Pazar günü sandığa bunları tamamen gömmesi dileğiyle.
Rabbim Yar ve Yardımcımız Olsun.
(*) Bu günkü yazımın orta başlıktan sonraki bölümünü”http://www.star.com.tr/pazar/turkiyede-bir-8200-3bzamanlar-hac-8200-3byasakti-haber-1188036/”dan aldım. Emeği geçenlere teşekkür ederim.
Ali Genç.
YORUMLAR