Türkiye’de merhum Menderes ile başlayıp, merhum Özal ile devam eden,2002’den bu yana ise Ak Parti Hükümetleri tarafından yapılan anayasa değişiklikleri, kanunlar ve yönetmeliklerde yapılan düzenlemelere rağmen halen gerçek manada millet egemenliği yani idareye her yönüyle milletin hakim olması maalesef sağlanamamıştır!!!
GÖĞSÜNDEKİ İMANIYLA ELİNDEKİ ŞANLI AL BAYRAĞIMIZLA DARBECİLERİ BERTARAF EDEN MİLLETİMİZİN EGEMENLİK HAKKINA HALEN BÜROKRASİ%51 HİSSEYLE MUTLAK ORTAKTIR!!!...
Bürokrasinin halen büyük ortak, milletimizin ise küçük ortak olduğu egemenlik meselesinin somutlaştırmadan önce gelin halen yürürlükte olan 12 Eylül darbecileri tarafından yapılan 1982 tarihli Anayasa’nın önce devletin şeklini düzenleyen 1. Maddesine bakalım!!!
Ardından ise Egemenliği düzenleyen 6. Maddesine yine birlikte bir göz atalım;
TÜRKİYE CUMHURİYETİ 2010 YILI ANAYASA OYLAMASI SONUÇLARININ ALINMASINA KADAR GERÇEKTENDE DEMOKRATİK, LAİK BİR SOSYAL HUKUK DEVLETİMİYDİ?
Orta başlıktaki soruyu irdelemeden önce bunu düzenleyen anayasamızın 1. Maddesini gelin birlikte okuyalım;
I. Devletin şekli MADDE 1- Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir.
II. Cumhuriyetin nitelikleri MADDE 2- Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir
GERÇEKTEN DEMOKRATİK VE LAİK SOSYAL HUKUK DEVLETİ OLSAYDIK MİLLETİN HİZMETKÂRI OLAN ATANMIŞLAR TARAFINDAN İNANLARIN ENSELERİNDE ONLARCA YIL BOZA PİŞİRİLEBELİNİRMİYDİ?
Türkiye gerçekten de anayasada belirtildiği gibi laik bir devlet olsaydı laikliğin membaı Fransa’daki gibi devlet dine, din ise devlete karışmaz, reşit olan üniversite öğrencilerin baş örtüleri ve sakallarından dolayı on yıllarca eğitimden alıkonulabilinirmiydi?
Kuranı kerim dersinde bile kız öğrencilerinin başı açtırılabilir miydi?
İmam Hatiplilerin önünün kesilebilmesi için üniversiteye ve başta ordu olmak üzere devlet kurumlarına buradan mezun olanların girmeleri engellenir miydi?
MİLLİ EGEMENLİK GERÇEKTEN KAYITSIZ VE ŞARTSIZ MİLLETE OLSAYDI YÜRÜRLÜKTE OLAN ANAYASA MADDELERİNDE” EGEMENLİĞİN KULLANMA YETKİSİ MİLET ADINA TBMM’DE “DENİLMEZMİYDİ?
Türkiye’deki bir çok anayasa maddesi ile kanunun başlangıcı harika gerçek manada demokratik ve laikliği savunan cümlelerle başlanırken ardından ise devam eden kelimeler ile cümlelerde girişteki kelime ve cümleler sulandırılıp aslından çıkartılıyor!!!
Bunun en somutu Anayasanın millet egemenliğini düzenleyen maddesidir.
Milletin egemenliğini düzenleyen 6. Maddede” Egemenlik, kayıtsız şartsız Milletindir.” Buraya kadar olan cümlenin hiçbir kelimesine kimse itiraz edemez!
Asıl gelelim Zurnanın zırt dediği yerde milletin egemenliğinin kendi seçtikleri eliyle kullandırılması yani milletin egemenliğini kendi adına yürütmesi için yetki verdiği Milletvekillerinde olması gerekirken milletin emrinde olan bürokratlara verilmesidir.
Maddenin bundan sonraki bölümü ile giriş sulandırılarak ”Türk Milleti, egemenliğini, Anayasanın koyduğu esaslara göre( Milletvekilleri aracılığıyla değil(*)), yetkili(!) organları eliyle kullanır.” Saçma cümlesi eklenerek cümlenin girişinde verilen tam yetki milletin elinden bu lastikli devam eden cümleyle alınarak atanmışlar yürütmede milletin iradesi üstündeki büyük ortak haline getiriliyor!
TAM MİLLİ EGEMENLİĞİN KESİN ÇARESİ MİLLETİ DEVLETE VE ATANMIŞLARIN ÜSTÜNDE AMİR YAPAN, ATANMIŞ VE SEÇİLMİŞLERİ İSE TARTIŞMASIZ OLARAK MİLLETİN HİZMETKÂRI YAPAN KELİMELERİ SÜNDRÜLEMEYEN TAM SİVİL VE MİLLİ İLE YERLİ ANAYASADA!
1960’dan başlayarak 12 Mart 1972,12 Eylül 1980,28 Şubat 1997,27 Nisan 2007 ve nihayetinde milletin göğsündü sönen 15 Temmuz 2016 ‘ya kadarki başarılan veya başarılamayan, direk veya post modern olarak gerçekleşen millet iradesine karşı yapılan her bir darbe milletimizin en az 50 yılını çaldı.
Milletin çoğu zaman anasından doğduğuna pişman eden bu çağ dışı, insanlık ve hukuk dışı ilkelliğin ve sebep olduğu sıkıntıların tamamının izole edilebilmesinin yegana çaresi bu olumsuzlukların tamamını ortadan kaldıracak olan millet egemenliğine hiçbir kurumu ortak etmeyen tam sivil, millî ve yerli anayasada.
Bunun en kısa zamanda gerçekleştirilmesi için başta Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere tüm siyasi parti genel başkanları ile milletvekilleri, Meslek Odaları ile STK’lar tarafından gerekenlerin yapılması dileğiyle TBMM’sinin kuruluşunun 99. Yıl dönümü kutlu olsun.
Rabbim Yar ve Yardımcımız Olsun.
YORUMLAR