Bu günkü yazımızın konusu Aksaray’ı hiç hak etmediği 75 yıl süren ve adeta yeryüzünden ikincisi gibi silinmesine sebep olan aynı dışlayıcı ,yok sayılmanın ve kendisine tahsis edilen kaynakların harcanmaması nedeniyle fakru zaruret içinde bırakıldığı 1845-1920 arasında 75 yıl süren 1. İlçelik esaretinden kurtararak vilayet yaptıranı.
Vilayet olmamızdan sonra günümüz 15 Temmuz Milli İrade meydanında bulunan 3 tarihi bina ,İl Halk Kütüphanesi binası ,Aksaray Lisesi, Küçük Bölcek ile Nakkaş arasındaki Uluırmak kenarındaki günümüzde İl Özel İdaresine bağlı Aksaray Kültür Evi olan eski Valilik Konağı ile günümüzde İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü binası olarak kullanılan Yollar İdaresi binaları ile Aksaray’ın o zamanki Türkiye’de elektriği bulunan 10 yerden birisi olmasını sağlayan.
Bu modern ve temiz enerjiyi hem aydınlatmada, emde sanayisinde kullanılmasını da sağlayan Milli Mücadeledeki Kuvayı Milli teşkilatından adını Alan Azmi Milli Un fabrikasını kurduran, Aksaray İktisat Bankasını kuran ve Milli Mücadelenin de en önemli sponsoru olan döneminin ülkemizin en zenginlerinden hemşerimiz Çorakçı Zade Vehbi Beydir.
Gelin bundan sonrasını bu konuda Yeni Aksaray Gazetesinde 3 yazı yazan Tarih Araştırmacısı hemşerimiz Dr. Mustafa Fırat Gül’e bırakalım;
Mustafa Vehbi (Çorakçı), H. 1922/M.1876 yılında Aksaray’ın Paşacık Mahallesi’nde Alibuçuk-zade Hacı Hasan ve Fatma çiftinin çocuğu olarak dünyaya gelmiştir.
Aksaray’ın köklü, muhiti geniş ve sevilen ailelerinden birisine mensup olan Vehbi Bey, Aksaray Rüştiyesi’nde ilk ve orta öğrenimini tamamladıktan sonra Cedidiye Medresesi’nde tahsiline devam etmiştir.
Hususi tahsilini Konya’da yapmıştır.
Öğrenim hayatından sonra atıldığı ticaret hayatında da çok başarılı olduğu hem faaliyetlerinden hem de kayıtlardan anlaşılmaktadır.
Konya’dan döndükten sonra amcasının büyük kızı Fatma ile evlenmiştir.
Bu evlilikten Ali Servet, Düriye, Hacı Hasan, Ata ve Mehmet Ruhi isimli beş çocuğu olmuştur.
Vehbi Bey’in babası Hacı Hasan Efendi ile amcası Hacı Efendi barutun anası olan güherçile elde etmek için hükümetten müsaade almışlardı.
Aksaray’da güherçile ocakları, kalhaneleri vardı.
Kalhaneleri işletenlere (Çorakçı) derlerdi.
İşte bu yüzden bu aile Çorakçılar (Çorakcızade’ler) şeklinde meşhur olmuşlardı.
Vehbi Bey başta olmak üzere Çorakçılar zengin ve cömert insanlardı, özellikle Kurtuluş Savaşı’nın yaşandığı günlerde Vehbi Çorakçı’nın fedakârlığı, Aksaray’ın vilayet yapılmasındaki gayretleri, Azmi Millî gibi bir müesseseyi şehre kazandırmasındaki liderliği Vehbi Çorakçının Aksaray halkının gönlünde taht kurmasını sağlamıştır.
VEHBİ ÇORAKÇI ATATÜRK’ÜN MEKTUBU ÜZERİNE DEVE KATARLARINI YÜKÜYLE BMM’SİNE BAĞIŞLADI
(Vehbi Bey)İstiklal Savaşı’nın yaşandığı o zor günlerde bütün varlığı ile ulusal direniş cephesinde yer aldığından Atatürk ile İnönü’nün teveccühlerini kazanmıştır.
41 yaşında iken TBMM’nin Birinci Dönemine Niğde’den Milletvekili seçilerek 28 Nisan 1920’de Meclise katıldı.
4 Mayıs 1920 tarihinde aralarında seçim mazbatası Mecliste onaylanarak kabul edilmiştir.
Mecliste büyük itibar kazanmış, sözü geçenler arasına girmiştir.
Çok kuvvetli ve isabetli görüşleri var idi.
VATAN MÜDAFASINA YAPTIĞI BAĞIŞLARLA OLUŞAN SAMİMİYETLE 75 YILLIK 1. İLÇELİK ESARETİNİN BİTİRİLMESİNİ SAĞLAYAN ÇORAKÇIZADE VEHBİ BEY 1989’DAKİ 2. VİLAYETLİĞİ MAYALAYAN BİR YİĞİT!
Meclisin kabul ettiği 1336 tarihli ve 40 sayılı kanun ile Aksaray kazasını Aksaray Müstakil sancağı halinde teşkilatlandırmaya muvaffak olmuştur.
Bu muvaffakiyeti Aksaraylıları çok sevindirmiş, kendisine bağlılıklarını artırmıştır.
İstiklal Savaşı’nın başlarında askeri nakil işlerinde kullanılmak için deve satın alınmaktaydı.
Niğde mebusu Vehbi Bey’in (Çorakçı) de develeri vardı.
Vehbi Bey’in adamlarının develeri devlete satmak istemediğini öğrenen Başkumandan Mustafa Kemal Paşa 26 Şubat 1922 tarihinde B.M.M. Riyaseti Kalemi Müdürlüğünden 2/23 sayılı bir mektup göndermiştir.
KEMAL PAŞANIN SATMA TEKLİFİNE VEHBİ BEY DEVELERİ MİLLİ DAVAYA BAĞIŞLAYARAK CEVAP VERDİ!
Bu mektupta şöyle denilmektedir:
“Garb Cephesi’nin müstacel harekât-ı askeriyesi için deve mübayaa edilmektedir.
Mübayaasına tevessül edilen bazı develerin zat-ı âlinize aidiyeti cihetiyle furuhtundan içtinab edildiği anlaşıldı.
Bu mümanaata zat-ı alilerince muvafakat edilmeyeceği ve hatta bu develeri ianeten orduya vereceklerinde şüphem yoktur. Binaenaleyh ordudan mübayaa için vukubulan talebe mümanaat eden adamlarınıza ihtaratta bulunmanızı ve neticenin bildirilmesini rica ederim.”
Mektupta özetle şöyle deniyordu: “ Batı Cephesi’nin çok çabuk yapılması gereken askeri harekatı için deve satın alınacaktır.
Sizden satın alınmak istenen develerin satılmak istenmediği öğrenildi.
Develerin orduya satılmasını isteten adamlarınıza mani olacağınıza hatta bu develeri orduya yardım olarak vereceğinize şüphem yoktur.
Adamlarınıza bu konuyla alakalı ihtarda bulunmanızı ve neticenin bildirilmesini rica ederim”
VEHBİ BEY SATIN ALINMAK İSTENEN DEVELERLE BİRLİKTE YÜKLERİNİDE ORDUYA BAĞIŞLADI!!!
Bu gelişme üzerine Vehbi Bey istenilen develeri orduya bağışlamıştır.
Vehbi Bey’e İstiklal Madalyası verilmiştir.
Vesikası kaybolduğu için 4.2.1959 tarihinde oğlu Ata Çorakçı’ya yeniden verilmiştir.
Aksaraylıların hâlâ dilinde ve gönlünde hayırla hatırlanan Vehbi Çorakçı ile dava arkadaşlarının ruhlarının şad mekanlarının Cennet olmasını Cenab-ı Mevla’mızdan niyaz ediyorum.
Rabbim yar ve yardımcımız olsun.
(*) Bu günkü iki yazımda yer verdiğim Vehbi Çorakçı Beyin hayatı ve Milli Mücadelemize katkılarını Tarih araştırmacısı hemşerimiz Dr. Mustafa Fırat Gül’ün Yeni Aksaray gazetesinde yayınlan yazılarını”http://www.yeniaksaray.com.tr/kara-vehbi-kimdir-1-makale,114.html ve http://www.yeniaksaray.com.tr/kara-vehbi-kimdir-2-makale,116.html” den aldım.
Atalarından ve kendisinden Rabbimizin razı olmasını diliyorum. Ali Genç
YORUMLAR