28 Şubat Post modern darbesini bir cümle ile anlatmamı isteseler bu isteği tereddütsüz vereceğim cevap” Hizmetkârların velinimetleri ve sahiplerinin dinine açtığı savaştır.!!!” derdim.
Gerçekten de 28 Şubat darbesini yapanlar milletimizin yüce dinimiz İslam’ı kabul etmelerinden günümüze katıldığı savaşlarda “Allah, Allah” diyerek düşmana hücum eden askerlerin tarihi misyonunun aksine ismini 15 asır uğruna savaşılan Allah(c.c.) ‘a ve onun emirlerine karşı yapılan üstü kapalı bir darbedir.
İçtikleri su ve soludukları hava dışında yemeleri içmeleri, kendilerinin ve bakmakla mükellef olduklarının tüm sağlıkla emeklilik giderleri sahipleri ve velinimetleri olan vatanında sahibi olan millet tarafından karşılanan nankör din düşmanlarının bu darbesi ile dinlere değil milletimizin dini olan İslam ve İslam’ın tüm ibadetleri yok edilmek istendi.!!!
POST MODERN DARBEYLE İSLAM BELDESİNDE DİN GEÇERSİZ, DİNSİZLİK İSE GEÇER AKÇE HALE GETİRİLMEK İSTENDİ!
Milli Mücadelemize benzer bir mücadeleyi terörist İsrail devletine karşı veren ve Ekimin 7’sinden itibaren Gazzede başlatılan 30 civarında çocuk ,kadın ve erkekle yaşlı mazlumun öldürülmesi ve 100 bine yakın mazlumun ise sakat bırakılmasıyla sözüm ona medeni olanlarında maddi ve manevi desteğiyle gerçekleştirilen mazlumların sıkıntılarını konu alan tiyatro ise bu nankörlerin fili olarak sokağa inmesine bahane oldu.
Bahaneleri 1.dünya savaşının sonuçlanmasıyla emperyalistlerin desteğini alan Siyonistlerin o günden şu ana kadar sürdürdükleri soykırımıyla sonuçlanan bu mağdur ve mazlum Filistinlilerin mücadelesini anlatan 4 Şubat 1997 tarihinde bu tiyatronun oynandığı Ankara’nın Sincan’da Tankların yürütülmesiyle verilen göz dağına 5 Şubat'ta da dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel iktidardaki RP -DYP koalisyonunun Başbakanı Necmettin Erbakan'a uyarı mektubu göndermesiyle devam etti.
DARBECİLER EFENDİLERİ VE SAHİPLERİ MİLLETİN MİLLİ İRADESİYLE SEÇTİKLERİ HÜKÜMETİ İSTİFA ETTİRDİLER!!!
28 Şubat'ta toplanan ve 9 saat süren Milli Güvenlik Kurulu sonrasında alınan kararlar hükümete adeta muhtıra verilerek dayatılan inanca karşı yapılan baskıların uygulanması istendi.
18 Hazirana kadar medya organları ile muhalefet partileri ile sözüm ona STK’larla Meslek Odalarının ,medya ile Yüksek öğrenim ve Yüksek yargı ve ordu mensupları tarafından birlikte top yekun yapılan baskı neticesinde Başbakan Profesör Dr. Necmettin Erbakan istifasını verdi.
28 ŞUBATÇILAR CAMBAZA BAKTIRMADAKİNİ YAPIP İÇLERİ BOŞALTILAN BANKALARIN ZARARI MİLLETE YÜKLENDİ!!!
Ardından ise onlarca bankanın danışıklı dövüşle içlerinin boşaltıldığı kalkınmamıza harcanacak milletin yüz milyarlarca Dolarını yutacak bankaların kamuya devri ve inanların ensesinde boza pişirme dönemi 2002 Kasım’ında yapılan genel seçimlerde Ak Partinin kazanmasıyla 2010 yılına kadar pey der pey derecesi azalsa da 13 sene boyunca milletin dindar olanlarının ensesinde devlet gücüyle boza pişirildi.
2002’DEN İTİBAREN ETKİLERİ AZALTILSADA DARBECİLER 12 YIL DİNDARLARI ÖZ YURTLARINDA PARYA YAPTILAR!!!
Milyonlarca inanan ordudan, memurluktan özel kesimden atıldı.
Muhafazakar iş adamlarına ve kurumlarına negatif ayırımcılık yapıldı.
Üniversiteler adeta toplama kamplarına çevirtildi.
Kapılarda kurulan ikna odalarıyla dindarlara uygulanan taciz ve baskı zirve yaparken ,muhafazakar işletmelerin kamuya mal satışlarına ambargo uygulandı.
Velhasıl kendi vatanında Müslümanlar parya oldu.
TÜRKİYEDE TÜM HUKUKSUZLUKLARIN YERLE YEKSANIN ÇARESİ TAM SİVİL VE TAM DEMOKRATİK ANAYASADA
Bu zalimliğin, zulmün unutturulmaması ,medeni hukuk içinde bunların tamamen tarihe gömülmesi ve yapanlardan askeri kesimle birlikte bunların dışında kalanlarından da hesap sorularak ,gelecekte ise bu gibi insanlık ,hukukla din dışı uygulamaların olmaması için yeni anayasamızın en kısa zamanda yapılması dileğiyle.
Rabbim yar ve yardımcımız olsun.
YORUMLAR