-
ALİ GENÇ

ALİ GENÇ


TÜRKİYE YARGILADI BİZİM KAMUYLA SİYASETÇİLERİMİZ İSE BAĞIRLARINA BASTILAR!

28 Şubat 2020 - 07:00

Çok uzak değil on yıl öncesine kadar her medeni millet gibi bizim milletimiz inde en doğal hakkı olan demokrasi, bu çerçevede insan hakları, fikirle inanç hürriyeti ve Laikliğin başta membaı olan Fransa olmak üzere demokrasileriyle  kalkınma seviyesi yüksek olan ülkelerdeki gibi yorumlanmasının tam aksi bir uygulamayla milletimiz kendi öz yurdunda İslam düşmanlığı yorumuyla parya haline getirildi.

    İsimleri bizim gibi olmasına bu vatanın ekmeğini yiyip suyunu içip havasını soluyanlardan aslında bize ve bizi biz yapan ve sahip olduğumuz tüm manevi değerlere kökten karşı olanlar Laikliğin memba olan Fransa başta olmak üzere diğer demokrasi seviyeleri yüksek olan ülkelerdeki yorumun aksine  Laikliği dinlerin değil de!!! Sadece Yüce dinimiz İslam’ın düşmanlığı olarak yorumlayan Arnavutluk’un Komünist lideri Enver Hoca zihniyetliler tarafından velinimetleri ve sahipleri olan milletimizin ensesinde 1997-2010 arasında şiddetini artırarak 13 yıl boyunca kelimenin tam anlamıyla boza pişirdiler.

DİN DÜŞMANLARI ÇAĞ DIŞILIKLARINI BİZE MÜNHASIR(!) SAÇMALIĞINI KENDİLERİNE KALKAN ETTİLER

   Türkiye Cumhuriyetinin kurulmasından itibaren 28 Şubat post modern darbesine kadar belirli zaman dozu arttırılan bu uygulamayı yapanlar on yıllarca sivilleşmeye ,demokratikleşmeye bu çerçevede din ve vicdan hürriyet ile fikir hürriyetine akla ziyan şekilde bizim milletimizin bu değerleri kavrama ve uygulama olgunluğunda olmadıkları  savsatalı gerekçesiyle ”Bize münhasır(Bize özel) nedenlerle medeni ülkelerdeki fikir ve inanç ile demokrasi standardı bizde olmaz(!)” gibi saçmalıkların ardına saklandılar!!!

   Bunu diyen ve özellikle laikliği Arnavutluk’un Komünist lideri Enver Hocanın din düşmanlığı şeklindeki yorumunu benimseyen Cuntacılar ve onlardan aldıkları brifinglerle dinini yaşamak isteyen, dinimizin gereği olan başörtüsünü örten, sakal bırakan ve dinimizin yürürlükteki anayasalarda teminat altında olan ibadetlerini bu anayasa maddelerini çiğneyerek engellediler.

 Başını örtenleri Üniversitelerde dahil okullara almayan, ısrar edenleri atan, eşi, annesi hatta ninesi başörtülü olanları, Namaz kılanları askerlikten “Disiplinsizlik(!)” saçmalığıyla atattılar.

   Baş örtülü anne ve sakallı baba doğurup gözünden esirgeyerek büyüttüğü civanının Askerlikte törenine veya Ordu evlerinde yapılan düğünlerine alınmadılar.

   Devletin Cumhurbaşkanı ve Başbakanın eşlerinin başörtülü olmaları nedeniyle Cumhuriyet Bayramı ve 30 Ağustos Zafer Bayramı Resepsiyonlarına eşsiz davet edilme davetiyeleri gönderildi.

    Sakal bırakan dindarlarla ilgili açtıkları davalarla inanları kendi öz yurtlarında perişan eden, isteyenin istediği gibi inanması ve inandığı gibi yaşamasını savunanlara da savaş açtılar.

  Açtıkları savaşla RP’yi Anayasa mahkemesine açtırdıkları ve daha sonrada mahkemeyi tıpkı 27 Nisan 2007 günü yapılan o zamana kadar aranmayan sonradan çıkma 367 dayatmasındaki gibi üstü açık ve kapalı tehditleriyle etki altına alarak RP ‘kapatırdılar.

12 EYLÜL 2010 DA SANDIĞA GİDEN MİLLET 12 EYLÜL’CÜLERLE BİRLİKTE 28 ŞUBATÇILARINDA YARGILANMASININ ÖNÜNÜ AÇARAK CEZALANDIRILMALARINI SAĞLAYARAK YASAKLARI KALDIRDI!

   Medeni ülkelerin yorumu yerine Laiklikle birlikte demokrasinin de Militan şeklini savunanlar 12 Eylül 2010 Anayasa referandumundan sonra önce bu referandumla kaldırılan 1982 Anayasasının geçici maddesiyle yargılanmaları engellenen 12 Eylül darbesini yapan cuntacılar olmak üzere 28 Şubatçı cuntacıları da yargılandı. 

 12 EYLÜLCÜLERLE BİRLİKTE 28 ŞUBATÇILAR YARGILANIRKEN 28 ŞUBAT MAĞDURLARININ PAÇASINA YAPIŞARAK MAKAMLARA GELENLERLE AKSARAY'IN KAMUSU 28 ŞUBAT DESTEKÇİSİNİ BAĞRINA BASTI

   Türkiye 12 Eylül 1980 darbesini yapanlarla birlikte 28 Şubatçıları yargılarken 28 Şubat’ı destekleyen ve bundan dolayı on yıldan fazla zamanda Aksaraylı dindarların bir araya gelerek Anayasanın din ve vicdan hürriyetini düzenleyen maddesiyle de teminat altına alınan Mevla’mızın isimleri zikredilen toplantıların yapılmasına engel olan çalışmaları yürüten.

   RP’nin kapatılmasına sözüm ona kanıt sunan hakkında ise her hangi bir yasal işlem yapılmadığı gibi Aksaray’ın 28 Şubat mağdurlarının paçalarına sarılarak mevki ve makamlara gelen siyasetçileriyle istisnanın dışındaki atanmışlarıyla, seçilenleri ve siyaset kurumunun il ve ilçe temsilcilikleri ile Meslek Odalarıyla STK’lar tarafından ise akla ziyan bir şekilde bu 28 Şubatçılar desteklendi, yıllarca maddi ve manevi ikramlara bağırlarına basıldı, kendisine birçok konuda zırhlar sağlandı.

   İlimize yakışmayan bu desteğin dünyada da ahirette de mutlak bir cezai karşılığının olduğu bilinciyle milletimizin ve inancının düşmanlarını destekleyen siyasetçilerin, Meslek Odaları ve STK’ların mensuplarıyla kamu görevlilerinin nokta kadar dünya menfaatinden vaz geçerek sağladıkları maddi ve manevi zırhla sağladıkları desteklerini kaldırmaları, yaptıklarından pişman olup tövbe etmeleri.

   Suçun karşılıksız kalmaması için ilgili kurumlar tarafından ise ibret alınması için bu anti insani, anti dini ve anti hukuku fiilleri işleyen ve işleyenlerin cezalandırılmalarının sağlanması.

   Bununla da milletimizin inancına, kültürüne ve medeni hakkı olan fikir ve demokrasiye karşı olanların mutlaka hak ettikleri cezayı aldıkları imajının net bir şekilde sağlanması, aksinden ise sebep olacağı maddi ve manevi menfilikler nedeniyle kaçınılması.

   Milletimizin ise en az din düşmanları kadar cesur olarak bu tür menfiliklerin kıyamete kadar önüne geçmeleri dileğiyle.

   Cuma’mız Mübarek olsun.

   Rabbim Yar ve Yardımcımız olsun.

YORUMLAR

  • 0 Yorum

Son Yazılar