Bu gün Hazan mevsimi olan Sonbaharın ilk ayı olan Eylül ‘in 2. haftasının son mesai günü olan aynı zamanda dinimizin kutsal günü olan ve dinimiz tarafından meşru olan her işte daima çalışılması emredilirken sadece ismini alan Namazının vaktinin girmesiyle farzının kılınmasına kadar her türlü çalışma ve ticaretin bu Namazı kılması mecburiyete olanlara haram kılınan Yüce kitabımızda ismiyle birde sure bulunan gün..
Bu nedenle Mevla’mızın indindeki en kıymetli gün olan bu günde siyaset yazısı veya ilimiz meseleleri yerine imani samimiyetle yapılan bir çabanın sonucunda olumsuzlukların olumluya çevirtilmesinin ete kemiğe bürünmüş bir mutlu ailenin oluşmasının nasıl sağlandığını paylaşmak istiyorum.
İMANİ GERÇEKLE OLUŞAN BU OLAYI ANLATMAM KARŞILIĞINDA 3 İHLAS 1 FATİHA OKUYARAK SEVABINI TÜM GEÇMİŞLERİNİZLE BİRLİKTE İSMİ GEÇENLERİN RUHLARINA BAĞIŞLAMANIZDIR
Siz kıymetli okuyucularım aracılığıyla kamuoyumuzla paylaşacağım bu gerçek olay karşılığında ise sizlerden dileğim kendinizin tüm geçmişlerinizle birlikte bu günkü yazımızın kahramanı olan babam Kalaycı merhum Hacı Şammas ın babası Hüseyin pehlivan dedemin annesi aslen Ortaköy ilçemizin Sarala Gödeler köyünden Mülazım’ın kızı Zöhre ebem ve diğerlerinin kendileri ile tüm geçmişleri ve sevdiklerinin ruhlarına bağışlamak üzere 3 İhlas ve 1 Fatiha okumanızdır.
Şimdi gelelim yazımızın konusuna;
İşinin ehli iyi niyetli birisinin samimi imaniyle günümüzden 1 asır önce Kayseri ili Uzun Yaylada kaynanayla gelin arasındaki kanlı, bıçaklı geçimsizliğe sebep olan sıkıntının nasıl çözdüğünü bizzat merhum dedem Sarı Resulzade Hüseyin Pehlivan ‘ın annesi büyük, büyük ninemiz tarafından sağlanan olumlu bir gelişmeyi paylaşacağım.
Şu anki Ortaköy ilçemize bağlı Sarala Gödeler köyü ileri gelenleri enişteleri olan Hüseyin Pehlivan dedemin babası Yanyurt köyünden Sarı Resul oğullarından Deli İbrahim(Deli oğlan) dedemi yoz hayvanlarını(Çift sürmekte, ekilen mahsulün kaldırılmasında kullanılan at ve öküzler) gütmesi ve ücretini harman sonunda ödemek üzere kendisini çoban tutarlar.
Asıl ismi İbrahim olan Deli oğlan dedem Bahar’dan başlayarak yığınların harmana çekilmesine kadar bu hayvanları en iyi şekilde yayarak, yığın çekme zamanı hakkını harman sonunda almak üzere sahiplerine teslim eder.
Harman zamanı köyün garipleri, iyi insanları, daha önce Aksaray Efsanelerini anlattığım yazımda belirttiğim gibi Delioğlan’a haklarına razı olanlarının dedemin hakkını vermelerine rağmen haksızlar ise dedemin ücretini vermek istemedikleri gibi birde kurdukları tuzakla ona akla hayale gelmeyen işkence yaparak öldürmek isterler.
Yaptıkları akla hayale gelmeyen işkencenin ardından dedemin elbiselerini çıkartarak yağ,bal ve pekmez karışımı ile yaptıkları bulamaçla vücudunu sıvayarak Ağustos sıcağında sinek ve böceklerin kendisini yemesi için bir arabaya sıkıca bağlarlar.
Kendisinin yiğitliğine ve gençliğine acıyan bir kadın tarafından gecenin karanlığından faydalanarak gizlice su verilip ipleri de gevşetilen Deli oğlan dedemde yine gece karanlığında bağlandığı yerden kurtularak kaçıp köyümüze gelir ve uzun bir tedaviden sonra iyileşir.
Dedemin iyileşmesinden sonra Aksaray’a kafile halinde giderken köyümüzden geçen Gödeler’liler dedemle köyümüz arazisinde karşılaştıklarında merhum belaya bulaşmamak için yolunu değiştirir.
Onun yolunu değiştirmesiyle korktuğunu sanarak kendisine laf atmaları üzerine Deli oğlan tarafından bu kafile derdest edilerek köyümüz boğaz mevkiine götürülerek kendisine iyilik yapan kadınla yakınlarını bir tarafa ayırır.
Doğru olmasa da kafiledeki geriye kalan 40 kişiye kendilerine yaptıkları işkenceden dolayı epeyce dövdükten sonra kulaklarından birini keser.
Bu olaydan sonra köyümüzde halen kendi ismiyle anılan kayanın içindeki delikte yakalanıp yargılanan Deli oğlan idam cezasına çarptırılır.
O zaman yürürlükte olan Mecelle kanunlarına göre kaçarak verilen karardan sonra 7 sene yakalanmayanın cezasının ortadan kalkması hükmü gereği idam edilmekten kurtulabilmek için o zaman muhtemelen Cezaevi olarak kullanılan Zinciriye Medresesinden veya günümüz Us İşhanı’nın bulunduğu yerdeki taş binadan kaçarak ailesini de alıp Kayseri Uzun Yaylaya kaçar.
ZÖHRE EBEM KANLI BIÇAKLI GELİN İLE KAYINVALİDENİN KENDİSİNE ANTATTIKLARI OLUMSUZLUKLARI TERS YÜZ EDEREK HER İKİSİNED OLUMLU ŞEKİLDE ANLATARAK KENDİLERİNİ ANA KIZ GİBİ BARIŞTIRIR!
Burada bulunduklarında oradaki bir çadırda bulunan gelinle kayınvalidenin birbiriyle kanlı bıçaklı durumunu tespit eden Deli oğlan dedemin eşi Zöhre ebem gelinle kayınvalidesinin biri birileriyle ilgili söylediği olumsuz sözleri onların arasını bulabilmek için iki tarafında sövgülerini övgüye!!! çevirerek gelinle kaynananın aralarını bulur.
İyi niyetle yapılan bu arabuluculukla orada bulundukları 7 yıl boyunca daha önce kanlı bıçaklı olan kayın valideyle gelinin ana kız gibi mutluluk içinde yaşadıklarına da şahit olurlar.
Her zaman her şartta herkesin tüm insanların Hakkını gözetmesi ve insanların arasındaki fitnenin giderilmesini sağlamaları, bunu sağlayan Zöhre ebemin de kendisinin ve atalarının mekanlarının Mevla’mızın izniyle Cennet olması dileğiyle. Cuma’mız mübarek olsun. Rabbim Yar ve Yardımcımız Olsun.
YORUMLAR