Son günlerde haber bültenlerinde Sn.Cumhurbaşkanı’nın partisi hakkında yaptığı öz eleştirileri sıkça duyuyoruz. Çok samimi bir şekilde yanlışlarını söylüyor. Partilerinin ne denli yanlışlar yaptığının farkında. Yanlış yapan parti teşkilatları, bunu da farkında. Sıklıkla kullandığı bir cümle var ‘’metal yorgunluğu ‘’ . Çok doğru, partide bir metal yorgunluğu var. Özellikle il teşkilatlarında bu yorgunluk hat safhada… Bu yorgunlar, sanırım yorgunluktan reislerinin söylemlerinde ki öznenin kendileri olduğunu anlayamadı. Ki bu denli kolay anlaşılır bir cümlede ki özneyi anlayamayacak kapasitede ki insanlar bence teşkilatlarda görev almamalılar! Gerçi onlara da bir şey söyleyemiyorum kendi özel işlerinde, işletmelerindeki icra dosyalarını kapatmaya çalışırken muhtemelen çok yoruldular! Bir de parti kasasında ki ödenekler özel işlerde kullanılınca tabi o açıkları genel merkeze hissettirmeden kapatmakta ayrı bir yorgunluk yaratsa gerek J
Tabi şu an için Ak Partinin Aksaray cephesinde güzel şeyler de olmuyor değil. Mesela merkez ilçe başkanı Ömer Gizlenci’ nin İl başkanlığı için istifa ettiğini bilmek insanın içine su serpiyor. Her ne kadar mevcut il başkanı tek liste ile yeniden göreve devam edeceğini düşünüp yeni kadro arayışına da girse siyaset bu, bir saniyede bile beklentiler alt üst olabiliyor. Bize hayırlısı olsun demek düşüyor.
Şöyle bir geçmiş 15 yıla baktığımda partinin de, içinde bulunanlarında yıpranmasının/yorulmasının ne denli doğal olduğunu bir de başka taraftan görüyorum. Türkiye, Cumhuriyet tarihinde ki en uzun 15 senesini yaşadı. 15 sene içinde bir çok olumlu ve olumsuz gelişmeye sahne oldu. Diğer partiler değil de neden Ak Parti yıprandı, yoruldu?
1922 senesinde kurulan CHP bile Ak Parti kadar yorulmadı. Bu da gayet normal kuruluşuna ve gayesine sonsuza dek saygı duyduğum CHP, son 15 sene içerisinde tamamen dinlenmeye çekilmiş tutarsız bir tavır sergiliyor. Baba parası yiyen sorumsuz gençlerde görülen bir tutarsız, gaylesiz, sorumsuz tavır içinde. Siyaset yapıyor gibi görünüp, aslında hiçbir şekilde partiyi kuran muhteşem insanların şanına şerefine yakışır işler yapmadığı gibi, hali hazırda kendilerine teslim edilmiş olan saygınlığı ve siyasi itibarı hoyratça kullanarak sadece meclis çatısı altında maaş alıp gün dolduruyorlar. Yorulmamaları normal!
Gelelim MHP ye ! MHP mi Alparslan Türkeş mi sorusu geliyor son zamanlarda sık sık aklıma. Evet MHP ye bağlılık yemini etmiş bir taban oluşturan Alparslan Türkeş sanırım yaşasaydı son yıllarda yapılan siyaseti görüp zaten kahrından ölürdü! Kırkbin parçaya bölünen parti tabanı çöken parti tavanının altında kalmış durumda! Sayın Bahçeli’nin aklı başında hareket etmesi ümidinden artık sonsuza kadar vazgeçmiş olan ayrışmış, parçalanmış partililer, partilerinin genel başkanları tarafından dağıtılmasını izlemekten yoruldu en çok! İl ve ilçe teşkilatlarında davaya gerçekten gönül vermiş isimler şu an itibari ile genel başkanlarının yoğun gayreti ile işlevsiz! Partiden el ayak çektirilmiş durumdalar! Fakat ne denli saygılı bir tabana sahip ise parti, halen yeniden toparlanabilme ihtimali üzerinde düşünüp kafa yoran, üzülmelerine rağmen genel başkanlarına ses çıkartmayan, fakat ihraç edilmiş bir kesim partiliye halen sahip.
Ak Parti ise 15 senede çağa ayak uydurmak için yapılması gereken bütün yatırımları yapmış durumda. Sanırım eğitim hariç bir çok alanda Türkiye gerçekten çağ atlamış durumda. Bizim hızlı büyümemizi bir başka ülke yaşasa muhtemelen vatandaşları bu değişime kolay ayak uyduramazdı! 15 sene içinde sadece güzel şeylerle uğraşmadı Ak parti, tabanı olan bir parti olmadığı için başta hazır kadrolar kullanarak başlamasından dolayı hepimizin bildiği gibi fetö gibi bir illetin büyümesine istemeden de olsa ön ayak oldu! Dünya ülkelerinin büyümede rakip istememesi de Ak partinin yıpranma sebeplerinden birisi. Sayın Erdoğan’ın Belediye Başkanlığı dönemlerinde ki fotoğrafları ile şu an ki fotoğraflarını karşılaştırırsanız parti ile birlikte Sayın Erdoğan’ın da ne derece yorulduğunu da anlamış olursunuz. Sayın Erdoğan’ı yoran hem dışarıdan gelen tehditler, hem de parti teşkilatlarında görev alan, niyetleri dava değil konumlarını kullanarak daha çok iş kapmak olan il ve ilçe teşkilatlarında ki bazı zat-ı muhteremler! Bir başka neden ise, parti kurulurken hali hazırda bir tabana sahip olmayışı, MHP yada CHP gibi kökleşmiş bir tabana sahip olmayan partinin seçmeni, doğal olarak partilerini en kolay cezalandıran seçmen!
Objektif bir gözle bakıldığında bütün bunları analiz etmek hiçte zor olmasa gerek. Sanırım ki bu analizi bir tek metal yorgunları yapamıyor. İşte bu yüzdendir ki Sayın Erdoğan’ın kendiniz istifa edin çağrısını duymazdan geliyorlar! Bu duymazdan gelme partiye zarar veriyor. Peki bu zat-ı muhteremlerin umurunda mı ? Hayır! Niyet dava,niyet itibar, niyet iyi niyet değil çünkü! Niyet koltukta kalındığı süre içerisinde birkaç testi daha doldurmak! Umarım Sayın Erdoğan bir gün sinirlenip o dolan testileri birilerinin kafalarında kırmaz.
Komşu Köyün Delisi
Derya ÖZABA
YORUMLAR