Son günlerde Aksaray’da yerelde yazan köşe yazarları haksız bir eleştiriye, hatta eleştirinin de ötesinde aşağılamaya maruz kalıyor. Kalıyor demek de haksızlık, hepimiz kalıyoruz. Hani insanlar istiyor ki sadece kendilerini övelim. Başkalarını yerden yere vuralım. Gazeteci veya yazarsak muhakkak insanların, kurumların ya da kurumların başındakilerin nerede hatası var nerede yanlışı var onu yazacağız. Yapılan iyi bir şey varsa görmezden geleceğiz. Hatta küçümsememiz gerek, aynı bizi eleştirenlerin yaptığı gibi. Neden? Neden bunu yapmak zorundayız sormak istiyorum. Neden taraf tutmak zorundayız? Neden günahsız bir şeyler yapmanın çabasında olan insanları yerden yere vurmak zorundayız? Bu bize ne kazandıracak? Gerçekten meslekten soğutuyor bu insanlar bizi… Sanırım yönetici olmanın zorluklarını bilmiyorlar. Üstelik bu kasıntı halleri ile gerçekten çok da itici oluyorlar söylemiş olayım. Şunu da belirteyim özellikle kendi adıma konuşuyorum, kimseye hak etmediği ne iyi ne kötü bir şey yazmam. Yazdıysam gerçeklik payının yüzdesi yüksektir. Hak etmiştir. İyiyi de, kötüyü de… Ayrıca şunu da belirteyim. Bu gün iyi şeyler yaptığı için övgü dolu sözler yazdığım herhangi bir şahsiyeti yarın gördüğüm bir yanlışından dolayı yerden yere vurabilirim. Sandıkları gibi kimseye yalakalık ya da düşmanlık yapmaktan dolayı elimize geçen maddi bir kazanç yok! Farklı konumlarda, farklı fikirlere ve siyasi görüşlere sahip farklı kişilerin içerisinde takdir ettiklerimiz de kızdıklarımız, eleştirdiklerimiz de oluyor ve olmaya devam edecek… Lütfen ben yaptıysam iyidir, benden başkası tu kaka görüşünüzden vazgeçin artık. Böyle yaptığınız zaman Anadolu’da çok kullanılan bir tabirde sıkça adı geçen kedi pozisyonuna düşüyorsunuz. İnsanlar sizin ciğere uzanamadığınız için bu tepkiyi verdiğinizi düşünüyor. Yapmayın… Bence sırf karşıt bir siyasi görüşe sahip diye insanları yıpratmak için uğraşmayın. Birazcık mantıklı ve yapılanlar ya da yapılmayanlar karşısında tarafsız olmayı deneyin. Size benden naçizane dost tavsiyesi beyler!
Zamanlama Manidar, Savaş, Sebep,Sonuç Kimin Umurunda?
Türkiye savaşın eşiğine gelmiş durumda. Gerçekten güçlü ve çok özellikli zehir gibi bir lidere sahip olan Rusya ile hem de… Sebep ne ? Sebep; uzun süredir Türkiye’nin sabrını zorlayarak karşılık vermediği söylenen sınır ihlali. Bu sefer ne oldu da Rus uçağı düşürüldü? Sebep beni çok ilgilendirmiyor aslında. Beni ilgilendiren zamanlama… Nasıl bir zamanda indirdik Rus uçağını? Tam kabine konusunda Başbakan Davutoğlu’nun sözünü geçiremediği söylentilerinin ayyuka çıktığı… Yeni kabineyi Cumhur Başkanı Erdoğan’ın yeniden şekillendirdiği ve Davutoğlu’nun hükümsüz olduğu söylentilerinin dört bir yana yayıldığı, yeni kabinede açıklanacak Bakanların yurdun farklı yerlerinde büyük tepkilere yol açacağı günde… Başbakan Davutoğlu’nun etkisiz eleman olmadığının ispatlanması gerekecek günde! Uçak düştü, orta karıştı ve Başbakandan bir açıklama’’ Emri bizzat ben verdim!’’ Bu cümle aslında kurmaylar tarafından konuşmaya özenle yerleştirilmiş ve tonlama vurgusu ince hesaplardan geçmiş bir cümle. ‘’ Emri bizzat ben verdim’’ bu cümlenin esas açılımı ‘’ Ben etkisiz değilim, Türkiye için büyük önem arz eden konularda söz söyleme, karar verme ve yönlendirme yetkisine sahibim." Bence aynen böyle… Zamanlama harika, Sayın Başbakan’ın etkisiz eleman olmadığı ispatlandı. Peki sonuç? Sonuç kimin umurunda? Dünyada ülkeler arası oyunların döndüğü, ülke içindeki siyasi parti liderlerinin bile birbiri için çalıştığı şu dönemde sonuç kimin umurunda? Bir çok ülkenin Amerika uşaklığı ile geçindiği, bağımlılıktan kurtulmuş pozları verip, donumuza kadar dışarıdan getirttiğimiz bir dönemde sonuç kimin umurunda..? Cephede Mehmetçiğin savaştığı, şehit haberlerine kısıtlama geldiği şu günlerde sonuç kimin umurunda..? Enflasyon rakamlarının yeniden iki haneye çıktığı, bir şekilde yıllık verilerin değil de, çıkabilecek olası bir savaşı konuşacağımız şu günlerde sonuç kimin umurunda..? Kış gelmiş doğalgazda bağımlıymışız kimin umurunda..? Sözleşmelerin bağlayıcılığı var kesinti olmaz, lakin olabilecek ekstra fiyat artışları kimin cebinden çıkacak, zamanında İran’ın yaptığı gibi yok tamirat var, yok bakım var bahaneleri ile olası kesintilerde halk mağdur olurmuş kimin umurunda..? Düşen uçak karşılığında Ayasofya isteniyormuş kimin umurunda, Türk tırları yakılıyormuş ama onun bir karşılığı yokmuş kimin umurunda? Türk iş adamları Rusya’dan sınır dışı ediliyormuş, kimin umrunda… Zamanlama manidar… Sonuçlar ise manasız… Halksın sen, kitlen yayında kalan haber kanallarının başına olası savaş haberlerini dinle. Zaten işsizsin kahvede okeye dönüyorsun manasız, çay parasını borçlanıyorsun, boş veeeer sonuç kimin umurunda!
Hoşça Kalın, Hayattan Hoşnut Kalın…
Derya ÖZABA