-
Doç. Dr. İBRAHİM BAYKAN

Doç. Dr. İBRAHİM BAYKAN


AKASAR’DA HIDRELLEZ.

04 Mayıs 2015 - 11:50

Hıdrellez; diğer bir tanımla Hıdır İlyas; bütün Türk dünyasında bilinen mevsimlik bayramlarımızdandır. Hızır ve İlyas peygamberin yeryüzünde buluştukları gün olması nedeniyle kutlanmaktadır. Bu kutlama kışın bitip baharın başlangıcı olarak kabul edilen 6 Mayıs günü yapılmaktadır.

Hızır; yaygın bir inanca göre; özellikle baharda insanlar arasında dolaşarak zor durumda olanlara yardım eden bolluk, bereket ve sağlık dağıtan; Allah katında ermiş bir ulu ya da peygamberdir.

Aksaray’da yaygın bir söz vardır:” Kul Bunalmayınca Hızır Yetişmez” der büyüklerimiz. Gelelim geçmişte yapılan hıdrellez kutlamalarına: 6 Mayıs öncesi evlerde telaşlı bir bahar temizliğine girişilirdi. İnsanlar O gün üst baş temizliğine daha bir özen gösterirdi.

Hali vakti yerinde olanlar O güne mahsus yeni giysiler alırdı. Yeşillik ve ırmak kenarları  kutlama yeri olarak tercih edilirdi. Günümüzde; Pamucak Mahallesinin Irmak Boyu, Kurtuluş Mahallesinin Millet Bahçesi ve Çipkilip adı verilen bu üç bölge zaten Aksaray’ın O yıllardaki yoğun yerleşim bölgeleriydi. Bu kutlamalarda genç kızlarımız adeta görücüye çıkar gibi; kol kola yürüyüp genç erkeklerin önünden adeta defile gösterisi gibi geçerlerdi. Genç erkekler de kızların dikkatini çekmek için gruplar halinde olta atarlardı.

Evlilik için ilk görüşmeler ve kesişmeler O anlarda başlardı. Hatta nişanlılar ilk kez burada konuşma ve görüşme fırsatı yakalarlardı. Kızlarımız ve koca, koca kadınlarımız ip atlar ve salıncakta sallanırlardı. Daha sonra acıkılır ve evlerde özenle hazırlanan azıklar yer sofralarına dizilirdi. Şehrimin yoksul vatandaşları da bu sofraların önünden geçerek yapılan sofraya davet edilir veya göz hakkı diye ellerine tutuşturulan ekmek arası ile doyarlardı.

Soğan kabuğu ile boyanmış haşlanmış yumurtalarla yumurta tokuşturma yarışmaları yapılırdı. Niyet çömleklerinin içerisine atılan kişisel eşyaların her çıkarılışında söylenen maniler O eşya sahibi kişiye atfedilirdi.

Örnek bir mani:

Dereler çağlar oldu,

Gözlerim ağlar oldu,

Beklerim yar gelecek,

Günlerim aylar oldu.                              

Bu kutlamalar hava kararıncaya kadar devam eder; havanın kararmasıyla son bulurdu. Böylesine coşkulu ve keyifli geçen günde maalesef üzücü olaylar da oluyordu.

Şöyle ki; O günün verdiği coşkuyla; yüzmeyi ırmaklarda öğrenen bir kısım çılgın gençlerimiz kafayı da bulup; Mamasun barajında boğularak öldüler. O yıllarda her kutlamada baraj kurbanlarımız olmuştur. Ne olursa olsun acısıyla tatlısıyla O günler

güzel günlerdi. Şimdi bunlardan günümüzde eser yok. Burada halkımın hiç suçu yok.

Şayet ülkemin gelmiş geçmiş siyasi otoriteleri bu kutsal bayramımıza sahip çıkıp 6 Mayıs’ı tatil ilan etselerdi hıdrellez de bu geleneğini sürdürürdü.

Sevgi ve Saygılarımla