Hangi kalem doğruyu yazar,hangi silgi yanlışı siler,hangi yazar tarafsız yazar..... İçindekileri, söylemek isteyipte susup bastırdığı duyguları hangi beşer dile getirebilir. Hangi Müslüman doğruyu haykırır,hangi nefis günahlarını itiraf eder..... İşte bunların hepsi olması gerektiği gibi......
Ülkemin dört bir yanı yanıyor, cayır cayır hemde. Hepimiz ateş içinde kalmış eli kolu bağlı oturmuş bekliyoruz, kaçacak yerimiz varken, yapacak çok şey varken oturmuş kül oluşumuzu seyrediyoruz. Yakışırmı bu hiç Müslüman bir ülkenin halkına. Uhud ve Bedir de savaşan ümmetin devamı değilmiydik biz, Çanakkale de savaşın dedelerin torunları değilmiydik. Ne olduda bu hale geldik. Savaş değince sadece cephe mi gelir aklınıza, sadece silah mı öldürür insanı? Biz silahsız, cephesiz savaşın içindeyiz. Yaralılarımız ve kayıplarımız çok fazla ve gün geçtikce artıyor. Henüz dur diyen yok, uyanan yok bu rüyadan, bağıran yok, yardım isteyen yok yangına su döken, savaşa karşı çıkan yok. En kötüsüde yapacak çok şey varken hiçbir şey yapmayışımız.... İçimi en çok acıtan....
Depremler, seller, salgın hastalık, yangınlar..... Bunlar neyi hatırlatıyor size 2020'yi mi. Savaşın ortasından kaçmayı beceremeyen biz tüm suçu 2020'ye bulmayaı iyi beceririz değil mi ? Aynı her yıl "2018,2019,2020,2021 bize sağlık getir, mutluluk getir" diye dilekte bulunduğumuz gibi. Sahi bunların hepsini yeni yıldan mı istiyorsunuz bizi yaratan Rahmandan mı? Muhtemeldir ki bu başımıza gelenlerin sebebinin 2020 olduğunu söyleyenler bu dilekleri Rahmandan değil yeni yıldan istiyorlardır. Yeni yılı inşa edenin Rahman olduğundan habersizce.....
Bu kadar mı çok seviyoruz kendimizi, bu kadar çokmu güveniyoruz amellerimize, toz kondurmuyoruz benliğimize, hata yapmaz ilan ediyoruz kendimizi. Hiç bir anlamı olmayan 365 gün 6 saaten ibaret olan 2020 yi suçlayacak kadar acizmiyiz. Hiç düşündükmü bunların hepsi bizim ibret almamız için olamaz mı, herşeyden habersiz yaşayan biz Müminleri uyandırmak için olamaz mı. Öyle olmasa bile öyle farzedip ders almak gerekmez mi. Rabbimin ben burdayım demesinin diğer bir anlamı olamazmı? Olur,olmaz mı ama biz işimize geldiği gibi davranmayı daha çok severiz. Kendimize suç bulursak çok iş düşer o zaman değil mi bize? Savaş meydanında mermi taşımak zorunda kalırız, yaraları sarıp, silah kullanmak zorunda kalırız. Bunlar zor şeyler değil mi . En iyisi sesiz sedasız kalmak.
Hepimiz ülkede ve dünyada olanlardan bahsederken ister istemez bazen zamana bazen kadere, bazen kaderi yazana bazen de kadere yaşayana suç buluyoruz. Aslında tüm mesele "bir imtihan dünyasında olduğumuzu unutmamakta" ne yazan, ne yazılan ne de yazılanı yaşayan da suç. Sadece biraz daha farkında olmak, var olma sebebimizi bilip ona göre hareket etmek. Üstümüze düşen Müslümanlık görevini yerine getirebilmek......
Ey Muhamed(s.a.v)'in ümmeti. Ey Ebu Bekir'in , Fatih Sultan Mehmed'in, Kanuni'nin torunları kalk ve silkelen! Yeniden yaşat bu milleti. Osmanlının torunusun sen, senin elinden kimseye zarar gelmez! Bir elinin verdiğini diğer el görmez! Sokağında hiç bir insan aç uyumaz, hiç bir kul hiç bir cana kıyamaz. Hiç bir esnaf bir beşerden korkupta tükkanını kilitlemez. Silkelenin Anadoludunun yiğitleri, ayağa kalkın ümmetin cengaverleri bu millet bu vatan, bu ümmet siz kendinize geldikçe var olacak ve yükselecek, kendinize gelin Ümmetin Yıldızları.......
Yazdıklarım Önce Kendi Nefsime
İLAHİYATCI HANIM
YORUMLAR