17 Aralık 2014 operasyonundan sonra yolsuzlukla suçlanan Ak Parti hükümetinin 4 bakanı Meclisin kurduğu yolsuzluk komisyonu tarafından inceleniyor. 5 Ocak 2015 tarihinde komisyon kararını açıklayarak yargılanıp yargılanmama konusunda raporlarını hazırlayarak kamuoyu ile paylaşacak. Eğer yargılanması konusunda karar verilirse meclise sevk edilerek oylama yapılacak. Benim düşüncem ilk zamanlar yargılanmaları yönünde bir düşüncem vardı. Ancak son günlerde yaptığım inceleme ve araştırmalar sonunda fikrim değişti.
Yargılanmalarını istememdeki konu ise, yüce divanda yargılanıp aklansınlar ve Ak Partinin üzerinden kambur kalksın düşüncesinde idim. Ama ülkemizde geçmişten gelen bu tür davalara baktığımda çok enteresan olayların yaşandığını görmek beni endişelendirdi.
Geçmişte yargılanan Bakanların yargılanıp aklanmasına baktığımda bir bakan hariç tamamı aklanmış. Ancak arkasındaki gizli güçlerin pazarlıklarını görünce endişelerim artmıştır. Koray Aydının aklanmasından sonra Genel Başkanlık adaylığı ve MHP’deki gizli kamera olaylarının Sayın Bahçelinin silinme operasyonu pazarlığını bilmeyenler belki anlamayabilir. Ancak burada yaşananların perde arkası çok karışık görünmektedir.
Türkiye’de engel olarak görülen lider ve Medrese hocalarının engel görülmesi ve bu engelin ortadan kaldırılmasına yönelik çalışmalar küçümsenemez. Rahmetli Özal’ın zehirlenmesi olayı araştırıldığında bir güç Özal’ı yok etmek için gayret sarf etmiştir. Ardından Rahmetli Erbakan’ın indirilmesinin arkasında bir gücün olduğu da aşikârdır. Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’nun kazasıda tartışmaya açık olduğu bilinmektedir.
Sırada ise Sayın Erdoğan’ın olduğunu hepimiz biliyoruz, aslında Erdoğan bir at kazası ile yok edilmek istenmiştir. Bize at kazası bir trajedi komik gelse de arkasında bir yok etme gücü olduğunu kimse fark edemedi. Nedeni ise kimse bir huysuz atın oraya getirilip Sayın Erdoğan’ın bindirilmesini hesap etmedi. Nereden gelmişti bu huysuz at da Erdoğan bindirilmişti? Maksat ne idi hesapta ne vardı kimse bunu tartışmadı.
At kazası ile sessizce ortadan kaldırılamayan Erdoğan 17 Aralık darbesi ile ortadan kaldırılmaya çalışıldı. Bunun altyapısı ve planları hazırlandı, peyderpey yaklaşıldı. Hem de hükümetin başı olan Erdoğan’da bunun farkında değildi.
Bu olay ne zaman anlaşıldı derseniz 17 Aralık öncesi bir yiğit bunu Sayın Erdoğan’a anlattı. Kimdi bu yiğit söyleyim Diyanet işleri Başkanı Sayın Mehmet Görmezdi. Paralel yapının 2014 yılında çökeceğini ve dış güçlerin amacı doğrultusunda çalıştığını 2005 yılında yazdığı kitapla ortaya koyan Mehmet Doğan hocanın 2010 yılında susturulması ve hatta Cevza evinde ölmesini sağlamaya çalışmaları Diyanet İşleri Başkanı Görmez tarafından Erdoğan’a anlatıldı.
Erdoğan Mit Müsteşarının alınmasını engelleyerek olaydan haberdar edilerek devletin içine bir gücün sızdığını fark etmesi ile o gizli güç düğmeye bastı. 17 Aralık operasyonunu yapmalarının nedeni ise Erdoğan’ın devletin içindeki gücü temizlemeden indirilmesi hesap edilmişti. Sayın Erdoğan’ın cesurca direnmesi sonucu bu darbe girişimi önlenmiş oldu.
Peki neticede ne oldu, 4 Bakan yolsuzlukla suçlandı ve görevlerinden istifa ettirildi. Gerçekten yolsuzluk varmıydı yokmuydu, toplumda böyle bir algı oluştu. Ama olayın üzerine giden Sayın Erdoğan her iki seçimi kazanarak halka olayı iyi anlatmış oldu. Yapılan bu devlet içine sızmış gizli gücün yanlışını ve devletin içine çöreklenen bir kurumun hesabını her iki seçimde görerek halk tasvip etmedi.
Muhalefet deniz içinden kütük bulmuş gibi yolsuzluk operasyonuna sarıldı. Olay yüce divana gitsin mi gitmesin mi olayına taşındı. Bu dört bakanın yüce divana gitmesi 17 Aralık operasyonunu haklı çıkaracağı için yapılan bu operasyonun doğruluğu kanıtlanacak.
Daha sonrada hükümete yolsuzlukla suçlamalar yapılarak seçimlerde oy kaybı sağlanmasına çalışılacak. Paralel yapıyı da kamuoyunda haklı gösterme gayretleri için çalışma yapılarak tekrar ayağa kalkmaları sağlanacak.
Bundan dolayıdır ki, aklansında gelsin diyerek bir algı oluşturularak meselenin içinde hükümetin yok edilme hesabı bulunmaktadır. Bende bu tutum ve davranışları görünce bir kambur kalkısın yargılansınlar diyordum ama bu fikrimden vazgeçtim ve yargılanmaları yönünde de bir kararın çıkacağını sanmıyorum. 5 Ocak benim bu yazımın doğruluğunu kanıtlayacaktır ve algı operasyoncularının hesabı tutamayacaktır.