Hatırlarsanız Ramazan ayı geldiğinde nerede ise bütün yazlı, görsel ve sesli medya kuruluşları dindar olur çıkar. Normal zamanlarda baktığınızda Ahlak diye bir durumun olmadığını çoğu medyada görürsünüz. Tabi bunun içinde istisnalar kaideyi bozmaz. Hatta bazı medya kuruluşlarında ahlakı bırakın, dini ve yüce islamı tanımayan ve rencide eden yayınlar görürsünüz. Aynen bunun gibi toplum olarak yaz geldiğinde kışın ve soğuk havada örtünenler yaz gelince bahar çiçeği gibi açılıp saçılırlar.
Kışın bir havada yazın başka havada olduklarını görürsünüz. Hatta onlara karşı bir şey diyemezsiniz. Siz benim açılmış fiziğime değil kalbime bakın derler. Bunlar aslında aklaki bir yozlaşmadır. Eğer ahlak yozlaşmışsa zaten ona derman sığmaz.
Bugünün gençlerine anne ve babaları bile laf söylemeye korkar hale gelmiştir. Bu durumu aslında nerede ise hepimiz yaşamaktayız. Toplum olarak ahlakta yozlaşma yaptıysak bunun önüne geçmek çok zordur.
Ahlakı yozlaşmış insanlara baksanız ondan ahlaklısı yok. Hemde öyle görünürler ki çok ahlaklı görüntüsü verirler. Bunun bir diğer anlamıda ahlaklı insanı ahlaksız kendilerini ahlaklı gören kişiliksizlerdir. Ahlak başlı başına aileden başlayarak, eğitim ve toplumda yaşanan güzel ahlaktır. Kimseye zararı dokunmayan bir insandır.
Ahlâk ya da huy, insanda var olan ve onun davranışlarına yön veren duygu ve düşüncelerdir. Bu duygu ve düşünceler, iyi davranışlar şeklinde ortaya çıkabileceği gibi kötü davranışlar biçiminde de ortaya çıkabilir. Ahlâklı olmak en genel anlamda şöyle tanımlanabilir: "İnsanın güzel, doğru ve iyi davranışlarda bulunması; çirkin, yanlış ve kötü olan davranışlardan uzak olmasıdır."
Kavram olarak ahlâkın ya da huyun hem olumlu hem de olumsuz tarafı vardır. Olumlu anlamda güzel davranışlı ve iyi huylu kimseler için ahlâklı denir. Huysuz olan ve kötü davranışlara sahip kimseler için de ahlâksız nitelemesi kullanılır. Ahlâk kelimesi yalnız başına kullanıldığında genellikle olumlu bir anlam kastedilir.
Güzel ahlâk sahibi olmak İslâm dininin temel amacıdır. Bütün ilke ve esaslar Müslümanların güzel ahlâklı insanlar olmaları içindir. İslâm dini en son ve en mükemmel din olduğu gibi onun ahlâk prensipleri de en son, en güzel ve en yüce ahlâkî prensiplerdir. Son peygamber ve insanların en güzel huylusu Hazreti Muhammed (aleyhisselam) için Kur'an-ı Kerim'de "Sen elbette yüce bir ahlâka sahipsin." (Kalem Suresi, 4. ayet) buyrulmuştur. Peygamberimiz (aleyhisselam) de "Ben güzel ahlâkı tamamlamak üzere gönderildim." buyurmuştur. Hazreti Aişe'ye Hazreti Peygamber'in (aleyhisselam) ahlâkı sorulduğunda "Onun ahlâkı Kur'an'dı." şeklinde cevap vermiştir. Dolayısıyla davranışlarda Peygamber Efendimiz (aleyhisselam) örnek alındığında en güzel ahlâk prensipleri hayata geçirilmiş olur.
İslâm ahlâkının temelinde Allah'ın emir ve yasakları vardır. Ahlâk, güzel davranışları yapıp bunları birer huy hâline getirmeye; kötü davranışlardan uzak durup kendini korumaya çaba göstermektir. Ahlâklı insan da güzel davranışlarla kendini geliştirip kötü davranışlardan uzak durmaya çalışan insandır. Dinimize göre ahlâk ile iman birbirinin tamamlayıcısıdır. Çünkü ahlâkî ilkelere boyun eğmek ve yasaklardan kaçınmak imanın gereğidir.
Güzel ahlâk hem insanın bizzat kendisine hem de içinde yaşadığı topluma çok büyük faydalar sağlar. Toplumsal huzur ve güvenin oluşması, insanların mutlu olması, iyi geçinme, sevgi, saygı gibi olumlu sonuçlara ancak güzel ahlâklı insanlar sayesinde ulaşılır. Böyle bir ahlaka sahipsek aliyyün ala. Yoksa ahlak lafla olmaz.
YORUMLAR