Pazartesi günü Gazetemize zannedersem Emniyetten gelen bir Fahri Müfettişlik ile ilgili bir açıklama vardı. Sayın Emniyet Müdürümüz Aksaray terör bölgesi olmadığını biliyordur. Burası önceleri huzuru ile anılan bir şehirken son dönemlerde teksasa dönmeye hazırlanan bir şehir olmaya başladı. Benim Trafik cezaları ile ilgili yazıma adımı vermeden cevap veren Sayın Emniyet Müdürü birde şu son günlerdeki asayiş durumuna açıklık getirse çok iyi olur.
Ben önce şu Trafik Müfettişi konusuna değineyim sonra asayiş konusunu ele alacağım. Geçen hafta yazdığım Trafik cezaları can sıkmaya başlamıştı ve hatta nerede ise artık çoluğumuzun çocuğumuzun nafakasını cezaya vermeye başlamıştık. Bu cezaların bazılarını Fahri Trafik Müfettişleri yazdığını da yazarak bunların kim olduğunu yazmıştım. Bunun üzerine Sağ olsun Sayın Müdür Bey bunları müdafaa etmiştir.
Efendim bu kişiler Üniversite mezunuymuş, hiçbir suç işlememiş, ehliyetleri varmış, 141 kişi imiş, tamamı kamu görevlisi imiş ve Trafik Polisine yardımcı oluyormuşlar. Ne güzel bunları okuyunca çok sevindim.
Be kardeşim bunlar Trafik eğitimini nereden aldı, adaletli ve adil iş yapacaklarına dair Polis memuru gibi yemin mi ettiler? Sevdiği kişiye de sevmediği kişiye de adil olacağının garantisini kim verdi. Hani ispatı olmayan sürücüye ceza yazılmayacaktı, ispatları ne?
Sivil insiyatifin Emniyet görevi yapması mümkün değildir, adil olması da mümkün değildir. Kızdığı adamada, gıcık olduğu adamada, sevmediği adamada, husumeti olduğu kişiye de ceza yazması mümkün mü? Elbette mümkün bunun garantisini kim verebilir. Çay ocaklarında saatlerce çay içip zaman geçiren Trafik polisleri ne iş yapar? İsterseniz nerelerde oturduklarını da yazarım aksini söylerlerse.
Sürücü hak ediyorsa elbette yazacaklar görevi düzün yapmaya kesin karşı değilim. Diyelim ki Fahri Müfettişler kızdığı bir sürücüye arkadan telefonla konuşuyor diye ceza yazdı ispatı ne bunun. Bu yazılan cezaları kimsenin müdafaa edip aklama ve doğrulunu ispat şekli mümkün değildir. Kısacası bu şekilde yazılan cezaların doğruluğu tartışılır.
Şimdi gelelim asayiş konularına, Aksaray’da son zamanlarda sokak ortasında kurşunlamalar. Genç bir kızımızı sokak ortasında kaçırarak tecavüz ve darp olayı. Hatta ve hatta Emniyet mensuplarını kurşunlamalar neyin nesi?
Aksaray’ı herhalde güzellikleri ile değil artık ulusal basında olaylarla tanıtacağız. Gün geçmiyor ki sokak kabadayıları birilerini darp edip kurşunlamasın. Çarşının göbeğinde insanlar birbirini kurşunluyor, görmediğimiz hadiseler yaşanmaya başladı.
Sayın Emniyet Müdürümüz çok kısa zamanda bana göre konuştuğum insanlar nezdinde prestij kaybediyor. Protokol ve siyasilerin koltuğundan biraz çıkıp halkın içine karışarak insanlarla hasbihal etsin. Korkmasın Bingöl’deki olaylar burada kesinlikle yaşanmaz. Esnafla mahallelerde insanlarla bira hasbihal etmeli, vatandaşın problemi nedir öğrenmeli. Birçok hırsızlık vakalarının olduğu aşikâr, ama çoğunluğu aydınlatılıp yapanlar yakalanamıyor.
Sayın Müdürüm 28 Şubat döneminde Afyon Emirdağ ilçesindeki Müdürlük döneminde 28 Şubatçıları memnun ettiği görevin aksini burada yapmasını beklemek durumundayız. Orada o dönem nasıl işler yaptığını çok iyi biliyorum ama şimdi bunlara girmek istemiyorum.
Ben kesinlikle Polis düşmanı değilim, aksine polisi seven bir kişiyim. Ne zamana kadar 17 Aralık operasyonuna kadar. Artık bundan sonra şüphe ile bakmaya çalıştığımı söyleyebilirim. Hatta şimdiye kadarda Polis teşkilatını hiç eleştirmişte değilim. Ne zamana kadar son döneme kadar hiç eleştirmedim. Hatta uzun süre bana da bir suç yakıştırmasından endişe ettim. Acaba arabama bir şey mi konur, içeri alınmam için bir gerekçemi uydurulur diye çoğu zaman düşündüm, halada bu endişem gitmiş değil. Yazılan cezalarda bunu gösteriyor, biz kendimizi emniyette görmek istiyoruz.
Artık bizler resmi polis memurlarına endişe ile bakarken birde ortaya Fahri Trafik Müfettişleri çıktı. Önce bu meseleye bir düzen getirilmeli, eline geçen ceza yazmamalı.
Diğeri ise elindeki suçluyu kaçıran Polise sonra gelip pompalı tüfekle ateş açan kişi neyin nesi. Emniyetin asayişte de sos verdiğini ben değil herkes söylüyor.
Bir genç kızımızı ne olursa olsun sokak ortasında kaçırıp başına gelmedik şeyler yapanları kimse görmez mi? Burası dağ başı mı, ne biçim bir hadise ve olay. Hepimizin çoluğu çocuğu ve kızları var, bunlar rahat bir şekilde sokakta dolaşamayacak mı?
Görünen o ki Trafikten tutun asayişe kadar Aksaray’da görev sos veriyor. Biz bunları yazmak ve kamuoyu ile paylaşmak durumundayız. Yetkililerde buna bir çeki düzen vermek zorundalar. Hiç değilse Sayın Valimiz ve hükümet yetkililer konuya el atmalılar. Ben bu konuların takipçisi olmaya devam edeceğim, Aksaray Teksasa dönmesin.