Son günlerde zaman zaman Aksaray’da bazı cinayet ve olaylar olsa da Aksaray birçok ile göre huzurlu ve sakin bir kent. Küçük bir köyde bile komşular arasında anlaşmazlıklar sonucu kavgalar yaşanırken 200 bine merdiven dayamış bir ilin merkezinde elbette ufak tefek kavga ve tatsız olayların yanında bazı cinayet vakalarının da olması normal. Aslında gönül ister ki bu tür tatsız olaylar hiç yaşanmasın.
İlimiz genelin de şahsi meseleler dışında terör ve anarşik olayların yaşanmaması ilimiz için güzel bir gelişmedir. Ülke genelinde yaşanabilir iller arasındaki suç oranlarına baktığımızda ilimiz her ne kadar ortalarda görünse de aslında bu bizi yanıltmaktadır.
Ortalarda görünmesinin ana nedeni ise ilimizin bir geçiş noktasında olması nedeniyle sigara ve uyuşturucu kaçakçılarının en çok yakalandığı bir il olmamızdan kaynaklanmaktadır. Bu tür suçların nerede ise tamamına yakını ilimiz nüfusuna kayıtlı olmayan yol boyunda yakalanan hadise ve olaylardır.
Asayiş konusunda ise, il Emniyet Müdürlüğümüz olayları zamanında çözdüğü görülmektedir. Geçtiğimiz günlerde işlenen cinayeti daha fazla işlenmeden yakalayıp çözmeleri nedeniyle de kendilerini tebrik ediyorum.
Aksaray’da bu tür olaylar kişisel olaylardan kaynaklanmaktadır. Ya alacak verecek, ya da komşu alışverişi veya namus gibi cinayetler. Bunlar doğrumu hiçte doğru değildir. Elinde maşa varken elini ateşe sokmaya gerek yoktur.
Birde genel olarak intihar vakıaları yaşanmaktadır. Bunlarda genel olarak kadınlar arasında yaşandığı görülmektedir. Bunların başını da genç yaştaki bayanlarda görülmektedir. Bunların ekserisi ya bunalım veya geçimsizlikten kaynaklandığını biliyoruz.
Bundan dolayı hemen bir vefat veya kalp krizi sonucu ölen olduğunda aklımıza başka şeylerin gelmesi normal. Ama her şeyde bir neden aramak doğru değil. Birazda bunları hayra yorumlamakta fayda var.
Arzumuz o ki, ilimizde hiçbir olay gerek kişisel, gerekse husumette olsa yaşanmaması. Hayat yaşamaya değer, dünya geniş herkese yetecek kadar yer vardır. Hiçbir olay dünyanın sonu değildir. Önemli olan olaylara ferdi ve husumet açısından bakmayalım.
Cinayetle ilgili sizlere bir fıkra anlatarak konumuzu bitirelim.
Mahkemede bir cinayet davası görülüyordu. Adamın katil olduğu hemen hemen kesindi, bunu gören davalı avukatının aklına bir cinlik geldi.
"Bayanlar baylar... Hepinize bir sürprizim var" diyerek saatine baktı...
"Tam bir dakika sonra, müvekkilim tarafından öldürüldüğü iddia edilen kişi bu mahkeme salonundan içeri girecek..."
Bunun üzerine hakim, seyirciler, bütün kafalar mahkeme salonunun kapısına döndü... 1 dakika geçti... Hiçbir şey olmadı... Bunun ardından avukat:
"Bakin..." dedi." Ortaya bu iddiayı attım ve hepiniz heyecan içinde kapıya bakıp 1 dakika boyunca beklediniz. Bu gösteriyor ki gerçekten ortada bir ölü olduğuna ve dolayısıyla müvekkilimin katil olduğuna sizler tamimiyle inanmış değilsiniz..."
Bu sözün ardından hakim kararını açıkladı ve adamı suçlu buldu...
Avukat şok içinde:
"Ama nasıl olur? Az önceki gösteriden hepiniz etkilendiniz... Hepinizin kapıya baktığını gördüm!"
Hakim:
"Evet doğru... Hepimiz baktık" dedi... "Ama müvekkiliniz bakmamıştı!" dedi.