13.09.2020 Pazar günü vefat eden Ali Zeki hocam 12 yaşında hafızlığını tamamlayarak Arapça ve Osmanlıcayı fevkalade bilen ve 73 yıllık ömrünün 55 yılını Kuran, Sünnet ve Risale-i Nur külliyatı hizmetine harcayan ağabeyim Ali Zeki Kaya hocamın Aksaray’da çok büyük hizmetleri bulunmaktadır. Almanya’da devam eden bu hizmetlerini kesin dönüşle Aksaray’da devam ettirmiştir. Burada binlerce öğrenci yetiştirirken, kendisinin tedrisatından ve sohbetlerinden nerede ise istifade etmeyen yoktur.
Kendisinin en küçük kardeşi olarak onu en iyi tanıyan ve bir çok konuyu birlikte paylaşan bir kardeşten öte baba oğul olarak yaşan ikinci babamdı. Onu her yönü ile tanıyan birisi olmam nedeni ile Aksaray’a çok büyük bir hizmetleri olmuştur. Onu Aksaray’da değil Türkiye’nin her yerinden ve Avrupa’dan tanıyan çok insan vardır.
Vefatı ile birlikte Pandemi nedeni ile cenaze namazı ve taziye kısıtlaması olmasına rağmen üç gündür telefonum hiç susmamıştır. Ayrıca on binlerce taziye mesajları aldım. Bu onun ne kadar sevilip sayıldığını göstermektedir. Şu melun hastalığa yenilmeyip normal vefat süreci olsa idi yüksek derecede katılım olurdu.
İlimize gelmek isteyen il dışından o kadar insan beni arayarak cenazesine katılmak istediler. Ancak cenazenin zamanında, kısa ve çabuk olması nedeni ile geri çevirdim. Zaten malum hastalıktan dolayı başı dertte olan ülkemizde kalabalık yaratarak yeni bir sıkıntıya sebep olmak istemedik. Uzaktan ve yakından bizzat, telefon ve mesajları ile bizlerin acısına ortak olan burada isim isim yazamayacağım çok sayfaların tutacağı tüm dostlara teşekkür ediyorum.
Ayrıca İstanbul’dan geçmişte beraber aynı gazetede çalıştığım ve kendisinin de dostları olan Mustafa Kaplan, Bünyamin Ateş, Burhan Bozgeyik, Tahir aka ve diğer gazeteci dostlarıma acılarımızı paylaştıkları için teşekkür ediyorum. Ayrıca Belediye Başkanı Sayın Evren Dinçer’e de ilgisinden dolayı teşekkür ederim.
Ali Zeki hocam Aksaray’da Kuran hizmetleri devam ederken, Merkez Camin bulunduğu Mehmet şişman iş hanı Aksaray’ın bir yüz karası iken kendisininde burada iş yeri olduğundan buradaki pavyon, birahane ve gazinoların Aksaray’ı rahatsız etmesi. Akşamdan sonra bu caddeden geçilmez durumu onu rahatsız ediyordu. İş yeri sahipleri de burada iş yerim var diye sahip çıkamıyordu.
Hatta o dönem ilçe iken devlet'de burası ile baş edememekte idi. Sarhoş ve tinercilerin mekanı idi, Emniyet bile çaresizdi. Hocam bu iş merkezini kurtarmak için kolları sıvadı ve buradaki iş yeri sahiplerini ikna ederek tadilata başladı. Hatta alt kattaki yerlerde gece kimsesiz ve sarhoşlar yatardı. Sabah o sarhoşlara çorba ikram eder sonrada onları cami inşaatında çalıştırırdı. Onları iyi kullanır ve sonra bazılarını o hayattan kurtardı.
Burasını cami haline getirerek bu pislikten kurtardı. Dış cephede bile iş yerleri çalışmazdı. Dolayısı ile mahalle ve cadde pislikten kurtuldu. Birinci katını camiye çevirdi, ikinci katını da sohbet ve öğrencilere tahsis etti. buradan bir çok öğrenci yetiştirdi.
Camiyi diyanete devrederek devletin din görevlisi görev yapmaktadır. Ama gelin görün ki, bazı mülk sahipleri iş yerlerini bile bilmezken hocadan para istediler, bazıları da mahkemeye vererek para alma yoluna gittiler. Hatta bazı haset, art niyetli insanlar Ali Zeki hoca verilen bağışları üzerine geçirdi haksız mal sahibi oldu dediler.
İşte kendisi esas dünyasına gitti, bu binada cebine ne koyup gitti? Kurduğumuz vakfa devrederek haksız bir dünyalık elde etmemiştir. Şimdi bu dedikoduyu çıkaran art niyetliler huzuru mahşerde nasıl hesap verecekler. Bırakıp gittiği eser ve hizmet ortada. Onun elini öpüp tebrik etmeleri gerekirken bu iftiraları yaptılar. Ama o bunlara aldırış etmeden Aksaray’a bir manevi eser kazandırdı. Bu Aksaray için büyük bir hizmet olsa gerek.
Konuya yarın devam edeceğim.
DEVAMI YARIN
YORUMLAR