Geçtiğimiz Perşembe günü mübarek Regaip Kandili idi. Akşam biraz rahatsız olduğum için Kuran sohbetinden erken kalkmak durumunda kaldım. Eve gelince ilaçlarımı aldım ve Ayasofya Camisindeki gece programını izledim. Kuran, mevlit ve ilahi okuyan kardeşlerimi dinledim. Sonra kendi kendimi ve nefsimi muhasebeye çektim. 13 yaşında hafızlığı bitirmişim, Arapça tahsilinden sonra İmam Hatip Lisesine gittim.
Mübarek gece ve özel dini merasimlerin Nevşehir’de okurken aranan ismi idim. Küçük yaşıma rağmen herkesin sevdiği takdir ettiği bir hafız iken, bu gün o hafızlığın hasını arar oldum. Dedim ki, Erdoğan dünyanın telaşı ve işleri bitmez senin hafızlığın nerede kaldı diye kendimi sorguladım. Karar verdim hafızlığımı yenilemeye söz verdim ve yenileyeceğim.
Rahmetli mevlithan İsmail Coşar hocamın Nevşehir'e bir program için geldiğinde bana bir sesi güzel hafız bulun bana eşlik etsin demiş. İbrahim Paşa Camindeki programa Bekirağa camii imamı Hafızlık hocam Hamit hocanın oğlu Osman hocam beni aldırmak için adam göndermiş ve beni aldılar İsmail Coşar hocama eşlik etmiştim.
Düşündüm şimdi o günlerden bir eser kalmamış. Kendi kendimi suçladım ve yaşın 60 merdiven dayamış işte geldin işte gidiyorsun, bu hafızlığın hesabı senden sorulacak diye kendi kendimi suçladım. Tekrar o günlere dönemesem de yeniden başlamaya karar verdim.
Yarına çıkmayı bırakın hepimizin bir dakika sonrasına garantimiz yok. Kul hakkı, insanlara yanlış yapmak ve yalan yere arkasından konuşup haksızlık yapmak bir Müslüman olarak hiç birimize düşmez. Hasetlik ve çekememezlikten dolayı insanları yıpratmaya çalışmak hangi akıl sahibi insanı mutlu eder? Etse etse akılsızları mutlu eder.
Mesleğimiz icabı belki bazen haksızlık yapıp insanların hakkını almış olabiliriz. Haşa sümme haşa biz Allah değiliz, Peygamberler bile hata yapmıştır, bizde hata edebiliriz. Ama bilerek ve husumet olsun diyerek kimseye husumet beslemedim. Ama şu bir gerçek ki, manevi değerlerimize ve din kardeşlerimize karşı sempati ile baktığımı söyleyebilirim.
Kimseye haksızlık yapıp zarar vermemeye özen gösterdim, elbette günahlarımız var. Sadece inancımı koruma konusunda farklı davranmışımdır. Bazen haksız yere şahsıma zarar vermek isteyen olduğunda elbette haksızlık yapmadan ve yalan yanlış düşünmeden kendimi savunmuşumdur. Seni yok etmeye çalışan birisine karşı elbette kendimizi koruyacağız.
Benim gibi düşünsün düşünmesin, insan olarak herkese karşı sevgi ve saygılı olmak ana hedefimdir. Hoşgörü, sevgi ve saygı her zaman ana ilkem olmuştur. Buna rağmen elbette bilerek veya bilmeyerek hata ve günahlarımız olmuştur. Allah affetsin ve günahlarımızı bağışlasın. Bizler beşeriz şaşabiliriz, yüce Rabbım bizleri bağışlayıp affetsin. Kin ve husumet için haksız yere kimseye yanlış yapmamaya çalıştım, bu şekildede devam ediyorum.
Benim her zaman ana ilkem, harama helal, helale haram demekten kaçınmaktır. Allah korusun bunu yapan insan dinden çıkar. Hepimiz bu konuya doğru bakmak zorundayız. Harama haram, helale helal dememiz lazım.
Eğer günah işleyerek, harama girersek, bunun haram olduğunu bilerek yaparsak, sonrada tövbe eder kurtuluruz. Yoksa harama ne olacak bir sefer diyerek helal gözü ile bakarsak, Allah korusun dinden çıkarız. Ben her zaman buna çok özen göstermişimdir.
İki günlük dünya menfaati için, hak etmeyen insanları methetmek de çok yanlıştır. Bizde sütten çıkmış ak kaşık değiliz, bizimde hatalarımız olmuştur. Ama her zaman tövbe etmeyi elden bırakmadığımı söylemekte mahsur görmüyorum.
Bu nedenle Erdoğan Kaya dört dörtlük değildir, kimsede dört dörtlük değildir. Elbette hata ve kusurlarımız vardır. Hepimiz hata ve kusurlarımıza günlük tövbe etmeliyiz. Allah şahidim hatalı bir kul olarak her zaman tövbe etmekteyim. Ama manevi alanda eksikliğimizi biliyorum bunu tekrar telafi etmek için yeniden başlamaya karar verdim. Yüce Rabbım çok verip azdırmasın, az verip isyan ettirmesin. Dualarınıza ihtiyacı olan aciz kardeşiniz.
YORUMLAR