Türkiye’de genel olarak çoğunlukla çok azı istisna devletin kurumlarındaki koltuklarda oturanlar, mutlaka bir siyasinin koltuğu altında ve torpilinde bir yerlere geliyorlar. Tamam gelebilir, bunu kabul ederim. Ama o koltuğun hakkını veriyorsa o koltukta oturmalı. Peki nasıl hakkını vermeli, vatandaşın sorunlarını çözüyorsa koltuğun hakkını veriyordur. Sahada vatandaşla işi olan bürokrat koltuğuna yapışıp koltuğa tutunarak halkın işine çıkmıyorsa o koltukta oturmamalı. Vatandaşın içinde ve ayağına gidiyorsa koltuğunun hakkını veriyordur.
Siyasetçilerden icazet almadan, onların emirlerine beklemeden vatandaşın işlerini çözen bürokratı alkışlarım. Vatandaşın işini bu gün git yarın gel yapıp da, sonrada siyasetçiden telefon gelince yapan bir bürokrat o koltukta oturmasın.
Madem vatandaşın işi siyasetçi telefon edince yapılıyorsa, be kardeşim vatandaşı dolandırmadan yap ki, vatandaşın gözünde işini zamanında yapan idareci durumuna gelsen fena mı olur? Sen zaten o iktidarın ve hükumetin bürokratsın.
Vatandaşın işini normalde yapmıyor, Milletvekili telefon açınca yapıyorsan, bak vekil beni aradı, bende emriniz olur dedim. Artık koltuğum sağlam diye vekil telefonundan zevk alan bir bürokrat görevini liyakati ile yapmıyor demektir.
Herhangi bir kurumun bürokratı siyasetçilere ve Milletvekillerine o kurumla ilgili talep ve istek gitmiyorsa zaten Milletvekili de siyasilerde o işten rahat demektir. Eski usul siyasetçi bürokrat talep ve telefon trafiği bitmeli.
Kurumlara gelen vatandaşlar kurum müdürü ile görüşmek isteyince kapılarındaki görevliler hemen başka bir memura yönlendirmek yerin, kurum müdürü ile görüşse ne kaybeder? O daire müdürü zaten orada vatandaş için oturmuyor mu?
Daire müdürünün odasına vatandaş girse, daire müdürü vatandaşa bir bardak çay ikram ederek vatandaşın derdini dinleyip gerekli yere yönlendirerek zamanında işini çözse ne kaybeder? Hem kendisi takdir görür, hemde devletin düzenli işleyişinden devlete itibar ve puan kazandırır. Bunu yapmak çok mu zor?
Aksaray’da son dönemlerde bazı kurum amirleri bunu yapıyorlar. Bunu nereden bildiğime gelince, ben pek kurumlar ne yapıp yapmadığını denetlemem. Kurumlarda işi olan vatandaşları dinlemem yeterli. Zaten vatandaş hangi kurumlardan memnun olduklarını açık bir şekilde söylüyorlar.
Tabi il daire amirleri Valilerimizin denetimleri ve uyarıları ile çalışırlar. Belediyelerde Belediye başkanlarının sıkı kontrol ve denetimleri ile personel verimli olur. Aksaray Belediyesinde Sayın Evren Dinçer yeterli kadrolaştığını düşünmüyorum.
Geçmişin hata ve kusurlarının sıkıntısını çektiğini dışarıdan görüyoruz. Geçmişte nasıl herkes kendi ekibi ile çalıştı ise Evren Dinçer’de kendi ekibi ile çalışmak zorunda. Kimsenin gözünün yaşına bakmadan bu hantallığı dağıtmazsa işi çok zor. Kurum disipline edilerek çalışılırsa verim alınır. Koltukta oturarak oto kontrol yapılmaz.
Geçen Nevşehir Belediye Başkanın bir sanal alem görselini izledim. Dedim ki, işte siyasetçi budur. İzlemek isteyenler izlerlerse ne demek istediğimi anlarlar. Evren Beyde acilen ekibini kurup vatandaşın içine çıkmalı. Yoksa bu gelip gidenlerin arkası önü kesilmez.
Kısacası her kurumda birim amirleri icazet almadan konumu ile ilgili işleri zamanında çözerek vatandaşa gel git yaptırmamalıdır. Vatandaşa gelgit yaptırıp, siyasetçi telefon açınca vatandaşın işini yapan bir bürokrat orada oturmamalı. Amirler sorun üreten değil, sorunları çözendir.
YORUMLAR