-
ERDOĞAN KAYA

ERDOĞAN KAYA


Çarpıklıklarla dolu bir algı haberi

26 Şubat 2015 - 11:56

25.02.2015 Çarşamba günü Zaman Gazetesinin manşetten verdiği bir haber vardı. Haberin başlığı ise; “ savcı Uçan ve Emniyet Müdürü Böğürücü ’yeTahşiye ’den suç duyurusu”. Belki çok kişinin gözünden kaçan bir haberi bende görmemiştim bir dostum gazeteyi bana getirerek Aksaray’ı yazdığını söyledi. Tabi habere konu olan kişide benim Ağabeyim olması nedeniyle beni yakından ilgilendirdiği için alıp okudum ve sonra internetten indirerek kaydettim. Haber konusu olan olayın üzerinden 15 gün geçmişti ama yeni gündeme alınmış.

     Paralel yapı ile ilgili açılan davadan sonra bende bir yazı yazmıştım ve bu davanın haberi ulusal medyaya da düşmüştü. 23.02.2015 günü telefonum çaldı telefonumdaki kişi kendisini, “Emniyet istihbaratından arıyorum, telefonunuzu bir yerden aldım. Aksaray’daağabeyiniz Emniyet mensupları ile ilgili bir dava açmıştı bu dava dilekçesinin bir suretini alabilirmiyiz” diye benden dava dilekçesini istedi.

      Bende dava dilekçesi o gün hepimize dağıtıldı, basında da yer aldı üstelik Emniyet bu basın açıklamasını kayıt altına aldı sizde olması lazım. Bende şuan dilekçenin sureti yok ne yapacaksınız diye sordum. Bize lazım belki haber yapacağız diye geçiştirip Ali Zeki Hocanın benden telefonunu aldılar. Bende hocamı aradım sizi Emniyetten arayacaklar dedim. Sonra ağabeyim beni arayarak sen Emniyet dedin ama Zaman Gazetesi imiş beni arayan dedi.

     Oda konuyu benim dediğim gibi söyleyerek o gün basına dağıttık demiş. Enteresan ki beni arayan kişi Gazeteden aradığını söylemeden Emniyet mensubu imiş gibi aramasına anlam veremedim. Neden 15 gün sonra böyle bir haber yapma gereği duyduklarını da anlamış değilim. Baktım iki gün sonra gazetede haberin içeriği alakasız bilgilerle dolu.

      Dava edenleri hala yargılanıyormuşlar gibi göstermeye çalışarak ilgisiz kişilerle bağlantı yapmışlar. Hâlbuki dava eden 18 kişi bu davadan beraat ettiği gibi yargılanan 22 kişide beraat etmiştir. Beraat ettikleri için suç duyurusunda bulunmuşlardır.

      Burada davaya konu olan kişilerin içinde sadece dönemim savcısı İsmail Uçar ve dönemin Emniyet Müdürü Halis Böğürücüyü öne çıkarmaları çok manidardı. Halbuki dava içinde dönemimhakimi, diğer dinleme işini yapan ve aramada görev yapan polis memurları davada konu idiler. Diğer suç duyurusunda bulunanları gündeminden çıkarıp sadece iki ismi gündeme getirmeleri çok manidardı. Tabi aklıma asıl bu işin içinde olanları neden kurtarmaya çalıştıklarını da anlamış değilim.

     Evlerinde çok sayıda örgüt dokümanı, patlayıcı madde ve silah bulundu derken neyi kastettiklerini anlamadım. Aksaray’da sabah namazında toplanan kişilerin hiçbirisinin evinde kanunsuz bir örgüt dokümanı bulunmadı. Topladıkları kitap ve iki adet ruhsatlı tüfekti. Bunlarda soruşturma sonunda kendilerine zaten iade edilmiştir.

      Soruşturma ve ifadelerde neden Gülen aleyhinde konuşuyorsunuz sözlerine hiç yer verilmemiştir. Silah dedikleri ruhsatlı tek kırma tüfeğin biriside bana aittir. Benim iki tane ruhsatlı tüfeğimin olması nedeni ile babadan kalma hatıra ruhsatlı tek kırma tüfek ağabeyimin evinde durmakta iken bu tüfek götürülüp örgüt silahı olarak lanse edilmiş. 3 gün sonra beni arayan Emniyet mensupları geri almamı istemişlerdir.

      Tamamen dini sohbet yapan bu kişiler El Kaide örgüt toplantısı yaparken yakalandılar, diye habere yer vermeleri ise çok insafsızlıktı. Bu kişilerin yargılandıkları iddianameler hala bende mevcut. İçinde hiçbir şekilde El Kaide toplantısı yok, konuşmada yok. Ama bunlara isnat edilen suç El Kaide örgüt suçlaması ile örgüt kurmak ve yönetmekten yargılandılar.

     Bu insanlar cezaevinde yatmışlar, senelerce yargılanıp maddi ve manevi olarak yıpranmışlardır. Hatta bunlardan birisinin psikolojisi bozulup yıllarca tedavi görmüştür. Çoğukişi evini satmış, bazıları mahalleyi değiştirmiştir. Toplum nezdinde başka algı ile bakılmalarına neden olmuştur. Neden bu insanların berat edildikleri halde dava açmaları hala suçlu imiş gibi gösterilmelerine neden olmaktadır?

      Evet berat edip suçsuz bulunan insanları tekrar suçlu gibi göstermeleri sonucu bu sefer gazete hakkında dava açmaya hazırlanmaktalar. Tahşiye diye bir cemaat ve cemiyet de yok, Tahşiye sadece bir yayınevin ismidir.  Çarpıklıklarla dolu bu haberi saklıyorum umarım bunlarda ceza alırlar.