Ülkemizde son dönemlerde tarikat lideri veya önderleri vefatında defin esnasında tekbirler getirilip Allahuekber sesleri ile gösteriş yapmak dinimizde yoktur. Bu tür bağırıp tekbir getirmeler dini değil gösteriştir ve dine zarar vermektedir. Dolayısı ile dinde olmayan çığırtkanlıkları kalabalıklarda atmak din düşmanlarının kursağını kabartmaktadır. Cenaze sessiz ve sedasız şekilde defnedilerek dualar ve Kuran tilavetleri yapılmalıdır.
Geçtiğimiz günlerde Ömer Tuğrul İnançer hoca efendinin vefatı nedeni ile cenaze namazı ve defin işlemini canlı olarak takip etme imkanı buldum. Cenazede Muhibbanlar ve yeşil elbiseli hanımlar cenazeye iştirak ederek tekbir sesleri hiç susmadı.
Bakın Peygamber efendimiz hadislerinde şöyle buyurur:
“Allah üç yerde sukutu sever.”
“Kuran okunurken, cephede düşmanla karşılaşınca ve cenazede”
Ravi Hz. Zeyd ibni erkan (r.a.)
Sayfa: 93/No:4
Rumuzul El-Ehadis.
Memlekette dini inancımızın önderlerini defin ederken bu tür bağırmaların ve çevrenin rahatsız edilmesini bu rahmetli hoca efendiler vefatlerinde bu ve benzeri bağırmaların yapılmamasını ve sessizce cenazelerinin kaldırılmalarını neden bu müritlere telkin etmezler?
Acaba bu tekbirleri yapmakla hoca efendilerin günahlarını mı affettiriyoruz. Yoksa biz buradayız diyerek gövde gösterisi mi yapıyoruz? Bu bağırmaların asıl amacı o rahmetlilerin bakın ne kadar ihvanları var bilginiz olsun mesajı vermekten başka değildir.
Dinin emirlerinin müsaade etmediği bu işleri dinin güya en yüksek mertebesinde bulunanların yapması inancımızla çekişmiyor mu? Sessiz ve sedasız güzel bir şekilde ve kalabalıklar içerisinde onun ruhuna fatiha okumak daha doğru olan değil mi?
Ben dini İslam ile 23 sene tedrisat görmüş ve eğitim almış bir kardeşiniz olarak dini bilenleri kastetmiyorum ama dini bildiğini zannedenlerin hurefai işlerle dini yaşantısının dışına çıkararak acaba dini yozlaştırıyormuyuz.
Ben bu son zamanlarda yapılanlar kadar hiç bir şekilde böyle cenaze definleri görmedim. Lütfen cenazeleri defin ederken abartmayalım ve usulüne uygun defnedelim. Amacının dışına çıkararak dinde olmayan işleri din diye insanlara uydurmayalım.
Peygamberlerin ve sahabelerin cenazelerine şöyle bir bakın. Hangisinin cenazesinde bağırtı ve sloganlar atılmıştır. Onların hayatlarının hiç bir safhasında olmayan bu tür işleri neden bu gün biz yapıyoruz anlamış değilim.
Peygamber ve sahabelerin hayatlarında olmayan ve yaşanmayan bu bağırışmaları yaparken, acaba bu zatı muhteremler onlardan daha çok bilgi ve ilme mi sahipler veya onların daha mı çok önlerindeler bir düşünün.
Dinin temelinde olmayan ve yaşanmayan hadiseleri dinmiş gibi bizlere lanse etmenin bir anlamı yoktur. Gelin dinimizi Kuran’a göre yaşayalım ve ona göre hareket edelim. Şunun fikri bunun düşüncesi değil Kuranın düşüncesinde hareket edelim. Tek yol vardır ve gidilmesi gereken yol Kuran yoludur, başkada yol yoktur. Ahmet'e ve Mehmet'e göre değil dinin özüne göre yaşayıp hareket edelim.
YORUMLAR