Yaz biraz geç gelsede çevre ve çevreyi koruma baharla birlikte korumak lazım. mesela Dünya Çevre Günü, çevreyi sadece hafta olsun diye mi anıp hatırlarız yoksa gerçekten çevreye ne kadar duyarlıyız? Duyarlılık deyince illede değerlerimiz, birliğimiz, örf ve adetlerimiz gibi anlam teşkil eden hassas konuların dışında duyarlı olmamız gereken çok önemli görevlerimiz de var.
Nedir bunlar, çevreyi ve doğayı kirletmeden tutunda yaşadığımız bölgenin huzur ve güvenine kadar duyarlı olmamız gereken hassas konularımız vardır. Bu konularda %50’nin üzerinde duyarlı olduğumuza inanmıyorum.
Yaz geldi, sıcaktan bunalıp kendimizi dışarıya atarız, atar atmasına da çarşıda pazarda yediği gıda ve kuru yemişin kalıntılarını nereye atıyor? Neresi olursa olsun atsın elinden gitsin de nereye giderse gitsin. Park ve banklara akşamları veya serin havada oturmaya başlarız ellerimizde de birer poşet kuru yemiş ya oturduğumuz bankın önüne ya da çimlere oturmuşsak çimlerin içine yediğimiz kuru yemişlerin kabuklarını atıyoruz.
Yemek için aldığımız kese kağıtlarının yanına birde kabukları içine atacak poşet kullanmayız. Neden kullanalım canım sokakların içine atmak işin en kolayı. Nasıl olsa belediyenin temizlik elemanları var süpürüyor, hatta o elamanları küçümser çöpçülerin işi ne süpürsün deriz.
Avrupa ülkelerinde kesinlikle bunu yapamayız, hemen anında cezanızı yersiniz. Hatta dinine lanet ne prensipli ve temiz adamlar diye gelir burada da onları överiz. Be kardeşim tarihe bir bakın bakalım Avrupa temizliği banyoyu kimden öğrenmişler? Tarih boyu hamamlar dünyada yok iken bizde vardı ve Avrupa da böyle güzel Osmanlı hamamları yok. Onlar bizden temizlik ve titizliği almış, bizde onlardan medeniyetsizliğini örnek almışız.
Ne güzel dinlenme parklarımız var, be kardeşim size ne güzel park yapılmış temiz havada kullanın diye. Şu sigara atıkları ve izmaritleri her yeri kirletmiş, sokakta giderken izmarit, temiz havada otururken izmarit atılır, erkekseniz bir Avrupa ülkesine gidinde atın yere bir izmarit bakın kaç lira ceza yiyorsunuz. Burada cezayı bırakın uyarsanız bir sürü azar işitirsiniz.
Ne kadar duyarlı bir toplumuz bundan öteye gitmeyin. Efendim Belediye de artık çarşı merkezinin için biraz çöp kovası yerleştirsin. Burası huzurlu bir il bomba endişesi varsa şeffaf kovalar olsun konabilir. Mesela kaldırım işgallerinin kaldırıldığı gibi, bazı olmayan yerlere çöp kovaları konsun.
Evlerde hanımlar bu zamanda bile sokağın ortasına sofra çırpıyor, hemde çarşının içinde oturan hanımlar. Aşağıda iş yeri mi var insan mı geçiyor kimin umurunda.
Velhasılı velkelâm çok bencil ve egoist insanlarız, kendi rahatımız dan başkasını kesinlikle düşünmeyiz. Sürekli yazıyorum anlatıyorum, kaldırımlarda bir düzelme var mı var.
Düne kadar sen oradan geçecekmişsin, ayağın takılacakmış, o kaldırımda burada yaşayan herkesin hakkı varmış kimin umurunda. Yeter ki adamın malları satılsın cebine para girsin, sen düşmüşün ayağın kırılmış, kolun kırılmış, kimsenin umurunda değil.
Hadi birde tam ya da yarı görme özürlüysek nasıl olacak, erkeksen geçerken kaldırımdaki eşyaya takılıp bir zarar ver bakalım ne kadar dayak yersin. Kaldırım işgal konusu devamlı denetlenerek süreklilik yapılmalı.
Vay benim bencil insanlarım, dün dünyaya medeniyet ve görgü kurallarını biz öğretirken, şimdi biz onlardan görgü görenek öğreniyoruz. Asılı kelam çok bencil bir toplum olmuşuz keyfimize de çok düşkünüz. İnşallah bir gün toplum hayatına önem verir çevreyi koruruz.
YORUMLAR