İstanbul seçimleri nihayet Türkiye gündeminden düştü. Ben bu güne kadar İstanbul seçimleri ile ilgili ne bir yazı yazdım ve ne bir yorumda bulundum. Kim ne derse desin Sayın İmamoğlu bileğinin hakkı ile seçimi kazanmıştır, kendisini tebrik ederim. 20 yıl sonra İstanbul'u CHP tekrar almış oldu. Peki 20 yıl sonunda İstanbul'a bu kadar hizmet etmiş Ak Parti bu seçimi nasıl kaybetti? Aslında bu konu irdelenmeli, ve sebepleri üzerinde durularak nerede hata yaptık diye düşünülerek bu hata bir an evvel telafi edilmeli.
Ben 17 yıldır Sayın Tayyip Beyin arkasında duran ve destekleyen bir gazeteciyim. Bu seçim sonunda ters dönüp aleyhine mi geçtim? Kesinlikle değil, ama yanlışlar bir an evvel düzeltilip yeniden acil bir şekilde yapılanmaya gidilmelidir.
Tayyip Bey sürekli yanıltıldı ve yanlış yönlendirildi. Aday belirlemeden tutun, teşkilat atamalarına kadar, sürekli yanlış tercihler yaptırıldı. Aynen Milletvekili seçimlerinde Aksaray’da olduğu gibi. Ahbap çavuş ilişkileri her zaman devam etti.
Yapılan kamuoyu yoklamalarında bile Tayyip beyin önüne yapılan kamuoyu yoklamaları değiştirilerek sunuldu. Dolayısı ile kamuoyunda karşılığı olmayanların söylemleri ile hareket edildi ve netice Ak Partiyi bu duruma getirdi.
Partiyi bilmeyen, particilikten hiç haberi olmayanlar listelere kondu. Hatta sporcular bile teşkilatın başına getirildi. Partiyle hiç alakası olmadığı halde iki gün teşkilatta görev yapınca seçimlerde listelere kondu. Şunu anlarım partili değil ama kamuoyunda bir karşılığı olan kişiyi listeye alabilirsiniz. Ama getirip 17 yıllık partinin yönetiminin başına koyamazsınız.
İstanbul ve Ankara adayları başlı başına bir yanlıştı. Ankara'da getir Keçiören Belediye başkanı Turgut Altınok’u aday yap, bak bakalım seçim nasıl alınıyor. İstanbul'a partinin her kademesinde itiraz etmeden görev alan bir eski Başbakan yerine Süleyman Soylu’yu koy bak bakalım seçim nasıl alınıyor. Binali Bey gibi bir insana yazık olmadı mı?
Sayın Erdoğan artık akraba yakın ilişkisinden vazgeçmelidir. Damadını bir kenara çekerek, tüm teşkilatta Sadakatlı ve gerçek partililere yer vermelidir. Çocuklarını vakıf işlerinden vazgeçirmelidir. Yakınlarının telkini ile atama ile belli isimleri bir yere getirmek yerine acilen geri plana çekmelidir. Parti üzerinden ihale alıp iş yapanlar kenara alınmalıdır.
Bürokraside koltuklara getirilenler ahbap çavuş ilişkisi ile değil, liyakat ve iş yapan insanlar koltuğa oturtulmalı. Senin adamın benim adamım olsun ama liyakat sahibi olsun. Liyakatlı insanlar hakkında aciz ve çaresizlerin dedikodusu dikkate alınmamalı. Hizmet üretsin, hizmet üretirken toplum ile iyi anlaşan ve çözüm üretenler olmalı.
Vatandaş artık hizmete bakmıyor, hizmete doymuş vaziyettedir. Vatandaş cebine bakıyor, cebimde ne var ne yok hesabını yapıyor. Ekonomik sıkıntı hat safhada devam ederken asgari ücretle çalışan, emekliler ve son alınan taşeron kadrolular nasıl geçiniyor bunlara bakmak lazım. Vatandaşın cebi boş ise hizmete falan bakmıyor, hizmet var alım gücü yok ise siz vatandaşa ne anlatırsanız anlatın vatandaşın umurunda değildir.
Eğer önümüze bakmazsak, 2023 öyle kolay değil. Vatandaşın bu dört yılda pazara gittiğinde rahat bir şekilde filesini dolduramıyorsa gelecek seçimler kolay olmayacaktır. Düşük ücretle çalışanların ve emeklilerin durumu da acilen düzeltilmelidir.
Uzun lafın kısası, ekonomiye odaklanılarak vatandaş rahatlatılmalı. Parti teşkilatlarında yukarıdan aşağıya yeni bir yapılanmaya gidilmeli. Ahbap çavuş ilişkisinden vazgeçilerek ehil ve iş bilen insanlar iş başına getirilmelidir. Eski küskün seçilmiş ve görev almış partililere kapılar yeniden açılmalı. Her geçen gün küstürülen partililer yara açmıştır, bunlar telafi edilerek yaralar sarılmalıdır. Umarım Reis bu düşüncededir, acilen tedbir alacaktır. Bir partili olarak bu yanlış ve eksiklikleri de yazmak durumundayım.
YORUMLAR