-
ERDOĞAN KAYA

ERDOĞAN KAYA


Devleti devlet adamları yönetir

13 Mayıs 2018 - 00:50

     Devleti devlet adamları yönetir, şirketler ve zenginler değildir. Siyasetçilerde devlet adamı gibi olmalıdırlar. Devlet ve milleti birlikte yönetmelidir. Devletin istikrarlı yönetilmesi yanında, milletininide iyi yönetmelidir. İşte Sayın Recep Tayyip Erdoğan 15 senedir bunu başarı ile yönetmektedir. Kendi ticari iş yerini yönetmek ayrıdır, devleti yönetmek ayrıdır. Devleti ekseriyetle parası olmayan maaşla çalışan devlet adamları yönetmektedir.

    Paralı insanlar parayı yönetirler, ama devleti yürütemezler. Parayla devlet yönetimini karıştıran hiçbir yönetim şekli dünyada başarılı olamamıştır. Devlet sadece paradan ibaret değildir. Devletin binlerce yönetim kademeleri bulunmaktadır, yani herşey para değildir.

     Türkiye gibi başından bela eksik olmayan bir ülkeyi 15 yıl kesintisiz yönetebilmek büyük bir başarıdır ve Tayyip Erdoğan bu başarının mimarıdır. Erdoğan’ın bu başarısının elbette bir çok sebebi vardır, ancak en önemli sebeplerinden biri bize göre, halkı yönetmekle devleti yönetmenin farklı şeyler olduğunu keşfetmesidir.

    Doğu ülke halklarına akıldan çok duygu egemendir, bu aslında batılı toplumlar için de geçerlidir, ancak batılı toplumlar zaman içinde doğulu toplumlardan farklı olarak dünyevi çıkarlarının gerektirdiği kadar akılla hareket etme alışkanlığı kazanabilmişken, ülkemizin de içinde bulunduğu şark dünyası hala bu melekeden yoksundur, duygularının esiridir.

      Toplumlara egemen olan en belli başlı duygu ise hamaset soslu milliyetçiliktir. Bir topluluğun ırkı, dini vs. aidiyetleri total bir milliyetçilik oluşturur ve bir topluluğa ait en eski, en kadim duygu olan bu milliyetçilik duygusu o ülkenin yöneticileri tarafından gözetilir, korunur ve yönetilir.

      Üst kademede bulunan Futbol takimları en eski ve en çok taraftar kitlesine sahip kulüpler bile yabancı ülke takımlarını yenmek motivasyonuyla kurulmuşlardır. Üç kıtaya bir imparatorlukla hükmettikten sonra yenik düşmüş bir toplumdan da başka türlüsü beklenemezdi zaten. Elinde kalan bir avuç toprak bir avuç suyu da kaybetme korkusuyla İstiklal Marşı’na bile “korkma” diye başlayan bir ülkenin vatandaşlarıyız sonuçta.

      İşte Erdoğan böyle bir ülkeyi yönetiyor 15 yıldır ve dost düşman herkesin kabulüyle bu büyük bir başarıdır. Bu başarının sırrı da bize göre girişte de belirttiğimiz gibi Erdoğan’ın halk ve devlet yönetimi ayrımını keşfetmiş olmasıdır. Halkın duygularını önemsemek ve yönetmek bir gereklilik, ancak ondan daha önemlisi dünyada yalnız olmadığımızın farkında olarak devleti yönetmektir. Devlet yönetiminde ise duygulardan çok aklı egemen kılmak gerekir. Aksi halde ortada devlet de kalmaz o devletin duygulu halkı da. Şöyle formüle edebiliriz; ancak akıllı bir devletin duygulu bir halkı olabilir. O yüzden Recep Tayyip Erdoğan 15 yıldır duygularıyla halkı aklıyla devleti yönetmektedir.

     Bu tezimizi 15 yıllık iktidarında yaşanan bir sürü olay ve bu olaylar karşısında Erdoğan’ın takındığı tutumda görebiliriz, içeride halkın duyguları idare edilirken dışarıda da koca bir dünya akıllıca politikalarla idare edilmiştir.

       Kılıçdaroğlu’nun yürüyüşüne aynı açıdan bakıldığında görülecek olan da budur. Bu yürüyüşle içeride bir yandan Kılıçdaroğlu gibi kapasitesi belli ve sürekli yenilgiye mahkûm bir genel başkanın partisi nezdindeki konumu pekiştirilirken diğer yandan da dış dünyaya karşı “Hani Türkiye’de demokrasi yoktu, hani diktatörlük vardı, eğer öyle olsaydı, OHAL şartlarında bile bir ana muhalefet lideri, Ankara’dan İstanbul’a 450 km. lik yolu burnu bile kanamadan kat edebilir miydi?” deme şansı yakalanmış oluyor. Kılıçdaroğlu yürürken CHP tabanının gurur duygusu tatmin ediliyor, AK Parti ve MHP tabanının öfke duygusu, ancak sonuçta ortaya dünyaya takdim edilecek akıllıca bir iş çıkıyor. İşte böyle, siz ülke yönetmeyi kolay bir iş mi zannediyordunuz? İşte Erdoğanda iyi bir devlet adamıdır.

YORUMLAR

  • 0 Yorum