Atalarımız, “ dost acı söyler düşman tatlı söyler” demişlerdir. Dostlar dostunun zarar görmemesi için dostuna gerçekleri söyleyerek ayağına taş değmesini önlemeye çalışır. Düşman ise doğrusuna da yanlışına da maşallah diyerek menfaati bitene kadar onu alkışlar. Bir gün dost sandığı kişiler ayağına taş değince etrafından kaybolur bir daha göremezsin. Ama gerçek dostlar, doğruyu söyleyenler ayağına taş değse de senle beraber aynı acııyı yaşarlar.
İnanırmısınız ben dost bildiğim insanların hatırına ona yakın olanları bile yerden yere çalmam. Eğer çalsam inanın sokakta gezemezler. Benim karekterim ve kişiliğim budur bu düşüncede devam ederim.
Geçtiğimiz günlerde seçim sonrası bazı eleştiriler yaptım ve açık olmasa da eleştirim yerini bulmuştur. Bir bakıyorsunuz ilgisi alakası olmayan ve hatta güya kendisini bizim meslekten sananlar “ hayırdır kime vurdun, kimle aran açıldı” diye beni arıyorlar.
Elbette adamlar laf arıyorlar, bir laf alsalarda ortalıkta dedikodu yapsalar. Adamların işi gücü dedikodu ve üstüne düşmeyen işlerle meşgül oluyorlar. Biz bir yazı yazı yazınca illede birileri ile aramızın gergin mi olması lazım, yoksa kavga mı etmemiz lazım?
Her rutubetten kimse nem kapmaya çalışmasın. Bazen anlaşılmıyorsan, söylediğin söze ayağına taş değince bile aklı başına geliyorsa o zaman müsade edinde günaydın diyelim. Etrafındaki asıl düşmanları görmeyip kendisine yanlış yaptırılıyorsa ayıksın diye üstü kapalı da olsa uyarmak bizim görevimiz.
Beklentisi ve görülmesi gibi bir düşünceye sahip olmayan bir insanım. İnsanları inanın menfaat için sevmem ve değer vermem. Zaman olur ekmek deşireceğimi bile bilsem doğrudan şaşmam. Ben böyle bir karektere sahibim, insanı insanca ve dostca karşılıksız seven bir yapıya sahibim. Tuttuğum insanı satmam, velev ki, o beni satsada.
Ha bu demek değildir ki, varsa yanlışlarını yazmayacağım. Eğer toplumu ilgilendiren zarar verici bir davranış varsa elbette bunuda yazarım. Bana ihanet etse bile sonucunu bekler, yalan ve iftira etmeden doğruları yazarım. Belki bunu yapacağım zamanlar da gelecek.
Dostunuz sizi dostca seviyor, ayağınıza taş değse bile yanınızda oluyorsa ona ihanet etmeyin. İhanet ederseniz bir gün ihanete uğrar konuşacak dost bulamazsınız. Bunun numuneleri günümüzde bir çok görülmüştür.
Geçtiğimiz günlerde seçim eleştirisinde bulundum, Belediye seçimleri geliyor eğer toparlanılmazsa sıkıntı yaşarız dedim. Hemen beni arıyor arkadaşlar, Haluk Başkanla aran mı açıldı. Be kardeşim ne alakası var bu soruyla yazımın, ben gelecek tehlikeyi yazdım.
Hatta bana aceba bir adayın mı var diyenler bile oldu. Bugüne kadar benim ağzımdan ne bir aday ismi, nede adayla ilgili bir ima bile duyulmadığı gibi yazmadımda. Ama adamların işi gücü dedikodu çıkarmak.
Kasım da erken bir mahalli seçimi görünüyor. Şimdiden internet üzerinden aday adayı isimleri teleaffuz edilmeye başladı. İnanın benim hiçbirisi ile uzaktan yakından ilgim yoktur. Ben sadece dinliyor, gördüğümde okuyorum.
Seçim bir açıklansın, gelişmelere göre zamanı gelince bizde bir şeyler elbette yazacağız. Önümüzü bir görelim, neyin nesi ne olacak, hükümet kurulsun, parlemento çalışssın herşey ortaya bir çıkıp netleşsin.
Siyasette dost ve çevre ile ile yapılır, şıh uçmaz müritler uçurur. Şıh enaniyet ve gururudan taviz vermiyorsa kusura bakmayın onu kimse uçuramaz. Ben şimdilik türübündeyim, maçın gidişatına bakacağız. Ona göre tezahuratımızı yaparız. Uzun lafın kısası dostun sözü acıdır, tutan dosta baldır.
YORUMLAR