Geçtiğimiz gün yazdığım yazıda eski ramazanları özlediğimi yazmıştım. Elbet de hep eski Ramazanlardan bahsederiz de neden hep o günleri özleyip dururuz. Acaba Ramazanlar mı değişti biz mi değiştik biraz da buna bakmak lazım. Eskilerle yenileri kıyaslarsak aslında Ramazanlar değil bizler değiştik. Çün ki, o eski Ramazanları yaşamıyoruz ve yaşamayı arzu etmiyoruz da ondandır. Yardımlaşma, birbirimizi özleme, bölüşme, yardımlaşma gibi bir çok husus kaybolmuşta eski Ramazanların tadını bulamıyoruz.
Ramazanın iki günü meydanlarda oturan belli yaş üzeri insanlarla sohbet edip konuşuyoruz. İnanın insanların ağzında seçim denen bir şey yok. Vatandaşın ağzında geçim derdi bu gün ne alırım fiyatı nediri konuşuyor.
Peynir nerede ucuz, çemen nerede iyi, helva nerede uygun fiyata var vatandaş bunları konuşurken, yumurtada oynana fark 10 lira bunu bile vatandaş hesap ediyor. Nerede ucuz ve uygun fiyata onu konuşuyor ve boğazdan başka inanın başka laf yok.
Ben biraz eski ramazanları anlattım aynen bizim gibi yaşayanların olduğunu görmemek mümkün değil. Eskiden bu alınanların tamamı katık damımızda olur annelerimiz sofraya getirirdi. Şimdi ise hepsi cepten çıkan paraya bakıyor.
Eskiden makarna denen hamuru inanın bilmezdik, annelerimiz yazın mantı ve makarna keser kışın pişirir sofraya getirirdi. Pilav ise mutlaka ya akşam ya da sahurda mutlaka sofrada olur afiyetle yenir ve insanları tok tutardı.
Şimdi her gün pilav yiyen var mı? o günkü pilavların tadını şimdi alabilen var mı? ben Amarat da kuran kursunda okurken Koca Musa amcanın evinde Güllü teyzemin pişirdiği pilav yufkanın üzerine dökülür yenirdi. Hala o tat inanın damağımda tütüyor.
Rahmetli anam eskiden tüp veya doğal gaz yoktu, evin önüne ocak yakar yemekleri ocakta yapardı. İnanın o yemek kokuları burcu burcu kokardı, akşamı dört gözle beklerdik. Ötle etli sütlü falanda değil evde ne varsa o pişer yenirdi.
Akşam yaklaşınca çocuklar sokağa dökülür ezan beklerdi. Ezan okununca eve koşar sofraya oturur yemekler yenirdi. Hemde nerede ise her komşuda bir gariban komşu sofrada olur misafir ağırlanırdı.
Hasta ve rahatsız olsan ve orucunu tutmasan bile ortalık yerde oruç yenmezdi. Orucunu tutamayanlar sıkıla sıkıla kimse görmeden karnını doyururdu. Şimdi öylemi alenen ortalık yerde oruç yenirken lokantalar açık normal günleri aratmayacak şekilde. Yok efendim Allah'tan saklamadığını kulundan mı saklayacakmış, kuluna saygısı olmayanın yaradan zaten olmaz.
İşte bundan dolayı o eski ramazanların tadını bulamıyoruz. Şu kısmen anlattıklarım kısmen yaşansa bu gün yine o eski Ramazanların tadı olur ve lezzet de buluruz. Yoksa dine karşı duyarsız olmuşuz, oruç ve dine saygımız kalmamış.
Kısacası bundan dolayı eski Ramazanları arar olmuşuzdur. Yoksa Ramazanlar değişmedi bizler değiştik. Gelin kısmende olsa eski ramazanları yaşamaya çalışalım. Hayır ve hasenatımızı ihtiyaç sahiplerine kendi elimizle verip teslim edelim.
Bu ayda dilenci ve hayır hasenaçılar çok çıkar sizlerden aldıklarını fakirlere dağıtacağını söylerler. Sakın bunlar inanmayın, mutlaka çevrenizde bir gariban vardır kendi elinizle yardımları ulaştırın. Ortalıkta kendisi de dolandırıcı kılıklı hayırcılar çok kimseye inanmadan yardımlarınızı kendi elinizle yapın.
YORUMLAR