Dünya beşten büyük

Bugün yazmak istediğim yazının benzerini Mehtap Yılmaz Hanımefendi 22 Eylül 2016 da kaleme almış. Bugün sizinle o yazıyı paylaşmak istiyorum.

“Biz... Suriyeli mültecileri ölüme terk etmedik.

Sığınmak için kapımıza gelenleri engellemek için duvarlar, dikenli teller örmedik.

Savaştan kaçarak bize sığınan mültecilerin ziynet eşyalarına, paralarına el sürmedik.

Din değiştirmelerini istemedik.

Bizim dinimizden olanlarına pozitif ayrımcılık yapmadık!

Mezhep ayrımcılığı gözetmedik.

Sadece eğitimli ve meslek sahibi olanlarını kurtarırız demedik. 

Hayvan satın alır gibi dişlerine kadar sağlık kontrolünden geçirmedik. 

Sadece genç olanlarını seçip, diğerlerini kapıdan çevirmedik. 

Suriyeliler evine gitsin diyenler gibi zalimleşmedik.

Almanya’ya sığınan Suriyeli mültecilerin binlerce çocuğu kayboldu. Biz böylesi bir “utanç” içine düşmedik.

Aileleri bölmedik! Aile bütünlüğünü bozmadan misafir etmeye gayret ettik!

Avrupa ülkelerinin Afrika halkına reva gördüğü gibi “raf ömrü tükenmiş” gıdalarla değil, Suriyeli mültecilere en kaliteli ürünlerle gıda desteği verdik.

Son kullanma tarihi geçmiş ilaçlarla değil, kendi halkımıza sunduğumuz tıbbi imkanlarla tedavi ettik.

“Yardım edecek kadar zengin değiliz” demedik.

“E bizde de işsizlik çok” demedik.

Yunanistan gibi mülteci botlarını şişlemedik.

Ellerindeki paraları alıp, denizin ortasında ölüme terk etmedik.

Mültecileri “kobay” olarak kullanmadık.

Çelme takmadık.

Yanlışlıkla bombalamadık.

Çocuklarını kaçırmadık.

Kişisel eşyalarına el koymadık.

Dış ve düşman görmedik.

Sizin “ötekileştirici” bakış açınızla onları ölüme terk etmedik!

Sahip oldukları yeraltı kaynaklarına göz dikmedik!

Suriye topraklarını çıkarlarımız uğruna “PYD-PKK”ya peşkeş çekmedik!

Hollywood yapımı DAEŞ simülasyonlarıyla Müslümanları topyekûn terörist göstermedik.

Hiçbir ülkeye “canlı bombalarla” ayar vermedik!

Terörist unsurları besleyerek, başlarına musallat etmedik!

Siz can aldınız, biz hayat verdik!

Siz ölüme terk ettiniz, biz kurtardık!

Siz ötekileştirdiniz, biz kardeş kabul ettik!

Siz zalim Esed’i desteklediniz, biz başlarına bomba yağan masumları...

Siz PYD-PKK saflarında savaştınız, biz halkın...

Size “ayar çekmekte” haksız mı liderimiz Erdoğan şimdi? “Kapak” yapmakta haksız mı?

Bunun için Lider Erdoğan’ı dinlerken kimileriniz başlarını öne eğdi değil mi?

Hissedilir derecede utanç içindeydiniz.

Onun insanlığına kıyasla nerede olduğunuzu çoook iyi bilmekteydiniz çünkü!

Bu yüzden Erdoğan dünya lideri, siz ise emperyalistlerden öte bir varlık ifade edemediniz.

Bu yüzden o yaşadıkça “ezik hissedeceğinizden” ötürü öldürmekle saf dışı bırakmaya teşebbüs ettiniz!

O her seferinde, karşınıza çıkıp, gözlerinizin içine baka baka, delikanlıca konuştu peki ya siz?

Hep arkadan vurmayı, sinsi planlarınızla saf dışı bırakmayı tercih ettiniz. Çapınız bu kadardı işte...

Kim bilir belki de bu yüzden, gözlerinizin içine baka baka “Siyasetçi omurgalı olacak” dedi.

“Dünya beşten büyüktür” dedi. Bu dik duruş ve soylu siyaset karşısında ne kadar ezik bir “beş”siniz.

Bu evrensel insani duruş karşısında ne kadar “eğiktiniz” hepiniz!

Bir ara Cumhurbaşkanı Erdoğan’a “Manyak mısın sen? Avrupa Birliği ile ilişkileri nasıl dondurursun? Vururlar kafamıza, çökertirler bizi» diyen kağıttan Kaplan!  Görsün işte bu gözünde büyüttüğü Avrupa’nın, Erdoğan karşısındaki “ezik”, sünepe halini... İçimizdeki Avrupa yalakaları görsün...

Cumhurbaşkanı Erdoğan nasıl da soylu ve dimdik... Avrupa Birliği ne kadar suçlu ve eğik...

Utanç duyarlar belki... “