Aksaray genelinde Fetö terör örgütü ile nerede ise en çok ben mücadele edip toplumda neler yapıldığını ve ne tür faaliyetler yürütüldüğünü en çok yazan bir Gazeteciyim. Çünkü ben bir fetö terör örgütü tarafından mağdur edilmiş birinci derecedeki kişinin yakınıyım. Ben 17 Aralık öperasyonu öncesi yazdığım yazılar neticesinde birçok kesimden tepkiler almışım. Tepki verenlerin çoğu hala meydanlarda. Hatta 17 Aralığı bırakın 15 Temmuz gecesi sen doğruymuşun demişlerdir. Çünkü ben bu camianın çalışmasının ruhunu biliyordum.
Yoksa bu camiada faaliyet gösteren kişilerle en ufak bir problemim yoktu. 17 Aralık öncesi bir yazımdan dolayı şimdi yurt dışında kaçak olan bir tanıdık sima sıranın banada geleceğini söylemiştir. Dahada ilerisi şuan yine kırmızı bültenle aranan bir tanıdık beni çok ağır tehditle tehdit etmişti. Hamdolsun şimdi onlar kaçacak delik arıyorlar.
15 Temmuz sonrası 2010 yılında Aksaray’da yapılan Tahşiye operasyonu ile ilgili bildiklerimi o dönemin Emniyet yetkililerine anlatmıştım. Ama o gün o kişiler hakkında en ufak bir işlem yapılmadı. Daha sonra bunların bazıları kendiliğinden Byloc sonucu ortaya çıktı, görevden alındılar. Esas önemli olanlar hala görevde duruyorlardı.
Çarşamba günü Emniyet mensuplarına yapılan operasyonda bu şahısların bazılarının ismini görmek niye yalan söyleyim ciğerimi soğuttu. Benden mutlusu inanın yoktu diyebilirim. Bunları ancak ciğeri yananlar anlayabilir, ciğeri yanmayan bilmez.
Bu alınanların içinde birisi yakınımla birlikte alınanların birisine diyor ki; “ ya biz sizin hocanızın evini aradık yüklüğü indirdik ne kadar tozdu. Ne işiniz var bu adamın yanında sizin gibi kişilerin, biz onu çeri alacağız” diyor. Aylardır duran yüklükte herhalde toz olur
Bu kişiler El-Kaide operasyonu için arama yapıyorlar. Emniyette ifade alırken, “ Fetullah Güleni neden eleştiriyorsunuz” sorusunu soruyor. Be kardeşim sen örgüt sorusu ve tehlikesi için mi bu adamları topladın. Yoksa Gülen aleyhinde konuştukları için mi? Mesele ve maksat anlaşılıyor ama yakınım 5,5 ay içerde yatıyor.
Aksaray ona dar geliyor, Silifkeye götürülüyor. Neden o rutubet ve neme alışık değil yaşlı olduğu için orada ölsün diye. Hemde kullandığı ilaçları kullanması için kısıtlı veriyorlar. Sebep belki ilaçları fazla alıp intihar edebilir düşüncesi ile. Bu kadar Allahtan korkmaz muamele ve zulum görmüşlerdir.
Bu adamlara dokunun 2010 tahşiye dosyasını açın kimler var neler sorulmuş diye yazmama rağmen kimse onlara dokunmadı. İşte Yeni Emniyet Müdürümüz Ali Karabağ bu kişilere dokunmuştur. Bundan dolayı kendilerine teşekkür ediyor saygılarımı iletiyorum.
Bu adamlar hemde camiye iki tane dinleme cihazı yerleştirmişlerdir. Sonrada dostluk kurarak cami cemaatinin bulduğu bu cihazları bir şekilde geri almayı başarmışlardır. Mesele bu cihazları iz kaybettirmek için.
Masum mütedeyyin insanları zalimce ölsün diye içeriye alan insanlara inanın acımam. Kimse masum pozisyonuna girmesin. Çünkü bu insanlar yüzlerce masum insanlara kurşun sıkmışlardır. 15 Temmuz bunun en güzel örneği.
Hala neler duyuyoruz neler. Şu itirafçıların anlattıklarını dinledikçe insanın kanı donuyor. Hiçbir istihbarat mensubunun düşünemeyiceği işlem ve faaliyetler nasılda yürütülmüş. Evet beyler acırsak acınacak duruma düşeriz.
Nasıl bir yer örgütü faaliyeti anlamkata zorluk çekiyorum. Adamlar ortadan kalkması gerekenleri fevkalade kaldırmışlar. Konuşanlardan dinliyoruz insanın değeri ve kıymeti bir karınca kadar yok, bu adamların felsefesinde.
Çarşamba günü akşam haberlerde okuduğum ve İçerimin serinlemesine neden olan bu operasyondan dolayı Sayın Emniyet Müdürümüze birkez daha teşekkür ediyorum.
YORUMLAR