Çarşamba günü Naci Karakor ağabeyle kol kola girip şehri biraz turladıktan sonra Ak Parti binası ilerisindeki Bedriye medresesine geçip burasını gezdik. Sonra oturup birer çay içtik ve sohbet ettik. Burada çalışan personel ilede sohbet etme imkanı bulduk. Burası bir mezbelelikti, tadilat yapılarak öğrencilerin emrine verilmiş ve güzelde olmuş. Belediye başkanı Sayın Evren Dinçer’i tebrik ederim. Fırsat buldukçada buasını ziyaret ederek çay içmek isterim.
Tabı bu arada bende bazı arkadaşlar gibi eski bir belediyeci olmam nedeni ile o günün zorlukları ile bugünü kıyasladım. İnanın bir çok müdürlüğü birlikte yaparım dedim. Her şey omuz zoru ile idi, birde sırtında siyasi baskı ve rüşvet iddiası hat safhada idi.
Şimdi bakıyorum kimse kimse ile ilgilenmiyor, Evren beyde yeni elemanlar almış herkes işinde gücünde, teknoloji ilerlemiş herkes her şeyi oturduğu yerde yapıyor. Sosyal medya işleri iyice kolaylaştırmış fazla kalabalığa da gerek yok, işler oturduğun yerden yapılıyor.
Bazı arkadaşlar gibi bende burada bazı birimlerde idarecilik yaptım. Belediye Basın Yayın ve Kültür müdürü iken, haberleri daktilo ile yazılır, sonra incelenir ve ardından Belediye başkanına okutulur beğenirse imzalar. Ardından fotokopisi çoğaltılır, resimler ise fotoğrafçıya gönderilerek fazlaca çıkartılır.
Ardından haberle beraber tüm medya kuruluşlarına dağıtılırdı. Bazende her gün basın mensupları ziyarete gelirdi, odamız hiç boş kalmazdı. Ne içersiniz dediğimde ayran veya kola içeriz derlerdi. Tabi bunların lafı olmazda çay ocağını dışarıdan kişiler işletirdi.
Şimdiki gibi maliyetine satış olmazdı, bu ikramların parası da müdürden çıkardı. Ben bir gün rahmetli Ahmet Er başkana iletmiştim, maaşımızın yarısı ikrama gidiyor bize 100 fiş fazladan verin diye, rahmetli uygun bulmuştu.
Birde o dönemin Belediye meclis üyeleri bir kıraldı, mutlak saygı ve hürmet etmek zorundasınız. Hele birde bulunduğunuz müdürlük vatandaş işi görüyorsa vatandaşın işi görülmemiş ise vay halinize, sizi görevden aldırmak için ne fırıldaklar döndürülür.
En güzeli ise rüşvet aldı ve haraç alıyor, ben bunlarla karşılaştım ama ne makbuz kesmeye ve nede para almaya yetkili olmadığım halde falandan şunu almış makbuz kesmiş dendi. Hakim ise adamın makbuz kesmeye ve zimmetinde makbuz da yok nereden alsında kessin diyerek iddiayı ret etmişti.
Bu ve benzeri iddialarla sık sık karşılaşırdık, şimdi ise vatandaşla çalışan karşı karşıya gelmiyor. Hiç bir gazeteci sabahtan Belediyeyi dolaşmıyor. Her şey İnternet yolu ile gönderiliyor haber olarak yayınlanıyor. Kimsede kimseye iftira atıp karalamıyor.
Yani eski idarecilikle şimdiki idarecilik çok kolay. Bir minibüsümüz vardı üç birim birden kullanırdık. Kim boşta bulursa o işe giderdi, şimdi ise nerede ise dışarıda çalışanların hepsinin altında birer araba var. İşlerini zamanında görüyorlar.
Ben Belediyede çalışıp idarecilik yaptığım için bunu yazdım, ama diğer daireler ise buradan biraz farklı. O idarecileri Bakanlık atadığı için bir şey yapılamıyor tabi üst düzey idareciler dışında. Belediyede ise önüne gelen belediye başkanı olurdu.
Başkan Dinçer ikinci dönem başkan çoğu personeli bile bilmez. Ama geçmişte bizden hangi partiye oy verdiğimiz bile sorulurdu. Dolayısı ile şimdiki idarecilik ve memurluk eskiye göre çok iyi ve rahat. O günkü halimiz aklıma geldikçe kendimize üzülüyorum. İnanın ne zorluklar çektiğimiz aklıma geldikçe üzülüyorum, bunları yazsam bir kitap olur.
YORUMLAR