10 Ocak Gazeteciler günü nedeniyle iki üç gündür bizleri düşünen resmi kurum ve sivil toplum kuruluşları günümüzü kutlamak için biz gazetecileri yemek ve kahvaltıda bir araya getirmeye çalışıyorlar. Dünde Tarım Platformunun verdiği kahvaltıda bir araya geldik. Yazımı yazdığım saatlerde de Sayın Valimiz Aykut Pekmezin kahvaltısındayız. Günümüzü kutlayıp bizleri hatırlayan herkese teşekkür ediyorum.
Salı günü Belediye Başkanı Sayın Haluk Şahin Yazgının verdiği yemekte alışık olmadığımız bir yemekte yargı ve Emniyet mensupları ile bir araya geldik. Dünkü yazımda Yargı ile ilgili bir yazıyı bugün ele alacağımı yazmıştım.
Sayın Yazgı bu sene farklı bir bürokrasi ile Gazetecileri bir araya getirdi. Bu yemeğe Yargının tüm Başkanları, Cumhuriyet Başsavcısı, Baro Başkanı Coşkun, Emniyet Müdürü ve Başkan yardımcıları yemekte idi.
Bu beraberliği farklı algılayanlar olabilir, ama ben bunu iki farklı şekilde yorumladım. Birincisi Yazgı Yargı mensupları ile Basını tanıştırdı. Diğeri ise son zamanlarda Aksaray yargısı ve Cumhuriyet Başsavcımız hakkında Fetönün algı operasyonu sonucu yargıya sahip çıkmak olarak algıladım. Ama bana en uygunu onlara destek olunması olarak değerlendiriyorum.
Bende ilimizde görev yapan Başta Cumhuriyet Başsavcımız ve diğer yargı başkanları ile diğer hakim ve savcılarımıza son derece güveniyor ve Fetö çalışmalarında başarılı buluyorum. Tabi bunun birde Emniyet ayağı var onlarda gerekli takip ve çalışmaları yaparak Adli mercilere konuyu intikal ettiriyorlar.
Zaman zaman yazarım yine yazmakta bir mahsur görmüyorum. Gerek yargı mensuplarımızla, gerekse Emniyet yetkililerimizle sıkı fıkı değilim. Bunu sağlamak içinde ne kapılarını aşındırır nede rahatsız ederim. Benim bu kurumlarla ne işim olur ki, sık sık bu kurumlarımızı ziyaret edip dostluk sağlayım.
Zaten çoğu ile dışarıda denk geldikçe sohbet edip beraber oluyoruz. Hele Fetö olayı ile 15 senedir ilimizde en çok mücadele eden bir gazeteciyim. Halende bu terör örgütü ve ülkemiz düşmanlarına karşı hayatına ülkesini feda eden bir kişiyim.
Buna rağmen görevlerini hakkıyla yapan kişileri destekleyip arkasında durmayı da bir görev biliyorum. Son günlerde ilimiz Fetö ile en çok mücadele veren bir il. Buna rağmen bu örgütle mücadele eden beklide ülkede en çok bu örgütle mücadele veren bir iliz.
Bundan dolayıdır ki, Sarayın uşakları isimli sayfadan ilimiz Başsavcısı Taner Aksakal ve bazı Cumhuriyet savcıları hakkında karalama ve algı operasyonu yapılmasına çalışıldığını görmekteyiz. İlimizde canla başla mücadele veren Yargıyı yıpratarak deniz üzerinden kütük kapmaya çalışanları biliyoruz.
Aksaray da yapılan Fetö çalışmalarını sonuna kadar destekliyorum. 2010 yılında Fetöden mağdur olmuş bir mağdurun birinci derecede bir yakınıyım. Burada bu sayfadan saldıran kişiler derhal bulunup gerekli cezalar verilmeli.
Emniyetin Fiber suçlar birimi bunu rahatlıkla bulup çıkarırlar. Savcılarımıza saldırın ana nedeni bu örgüte en ufak fırsat verilmeden mücadele edilmesi. Ben her zaman yazmışımdır Aksaray Fetö cenneti diye.
Gerçektende ilimiz nüfusuna göre bir Fetö cennetidir. Neden bu kadar kişi alındı veya uzaklaştırıldı diyenler bilmeli ki, daha bu üçte iki. Daha hala kendisini saklamış gizli Fetöcüler mevcuttur. Bunu bilmeyen yoktur, bu konuda görev ise Emniyet Müdürümüze düştüğünü söylemek isterim.
Dolayısı ile Aksaray yargısının Fetö terör örgütü ile mücadelesini sonuna kadar destekliyorum. Bu örgütün kökü ancak yargı ile yok edilir. Bizde yargımızın arkasında durarak onlara destek vermeliyiz. Onlara yapılan saldırılara aldırış etmemeliyiz.
YORUMLAR