Korona virüs salgını dünyayı sardı, ama bakıyorum dünyayı ele geçirmeye çalışan ne kadar Avrupa ülkesi varsa durmadan silah üreterek insanları öldürüyordu. Dünyaya hakim olmaya çalışan güçler ise gözle görülmeyen bir mikroba yenik düştüler. Hala çaresini bulamadılar. Halbuki, bilmiyorlar ki, yer yüzünde Müslüman ülke koymamak için çaba sarf eden bu ülkeler ilahi bir ikazın olduğunu. Bu hadise bana sanki, Ebrehe’nin ordusunun Ebabil kuşlarına yenik düştüğünü aklıma getirdi. Gelin size o hadiseyi anlatayım.
Rabbimiz, inşa edildiği tarihten itibaren bu kutsal mekanı korumuş ve İslamiyet'in indirilişinden önce aldığı Ümmül Kur'a (şehirlerin anası) ismiyle Mekke, dışarıdan yapılan hiçbir saldırı veya işgalle alınamamıştır. Mekke’yi yönetimi altına almak isteyen Yemen valisi Ebrehe’nin Fil ordusuyla uğradığı hezimet bunun tarihteki en çarpıcı örneğidir.
Tarihi birçok olayın yaşandığı Kabe, ilk inşa edildiği günden beri insanlar tarafından ziyaret edilmiş ve burada ticaret yapılmıştır. Mekke coğrafi koşulları nedeniyle tarım yapılmaya pek elverişli olmasa da Yemen'e ve Şam'a giden ticaret kervanlarının uğrak yeri olduğu için, Arabistan Yarımadası’nda ticari açıdan önemli bir merkez olmuştur. Bu nedenle de çöllerle kaplı olmasına rağmen, bulunduğu bölge itibarı ile önemi büyük olan kutsal şehir Mekke'yi, sırasıyla Roma ve Bizans İmparatorları, Acem ve Habeş Kralları topraklarına katma girişiminde bulunmuşlardır. Fakat İslamiyet'in indirilişinden önce aldığı Ümmül Kur'a (şehirlerin anası) ismiyle Mekke, hiçbir zaman dışarıdan yapılan bir saldırı veya işgalle alınamamıştır. Fil Vakası bunun tarihteki en önemli örneğidir.
Dini Yönü… Ebrehe’nin oyununun dini sebebi ise, Arap Yarımadası'nda yaşamakta olan Arapları Kutsal Kabe'den koparıp San'a'da yaptırılan büyük kiliseyle tanıştırmaktı. Hacılar böylece sözde bu yeni mabede alıştırılıp ısındırılacaktı.
Genel kabule göre, Hz. Muhammed (sav)'in doğduğu yıl, Ebrehe büyük bir ordu hazırladı ve kuzeye yani Mekke'ye doğru yola çıktı. Amacı Mekke'deki Kabe'yi yıkmaktı. Ordusunda, Habeşistan'dan getirilmiş yaklaşık on tane fil vardı. Ebrehe'nin ordusu bu haliyle o döneme göre çok güçlüydü. Mekkelilerin ise böyle bir orduya karşı koyacak teçhizatları ve donanımları yoktu. Ebrehe, fillerin yanı sıra donanımlı savaşçılardan oluşan güçlü bir de ordu oluşturdu.
Bu saldırı ile Arapların, hem ticaret yollarının ellerinden alınması, hem de güven duydukları Kutsal Kabe'nin yıkılması amaçlanıyordu. Ebrehe'nin planı gerçekleştirilirse, bölgedeki bütün kabilelerin yüzleri San'a'daki mabede döndürülecekti.
"Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla, Rabbinin fil sahiplerine neler yaptığını görmedin mi? Onların 'tasarladıkları planlarını' boşa çıkarmadı mı? Onların üzerine ebabil (sürü sürü) kuşlarını gönderdi. Onlara 'pişirilip-sertleştirilmiş balçık taşları' atıyorlardı." (Fil Suresi, 1–4)
Tarihi kaynaklara göre; Abdulmuttalib’in hikmetli sözlerine rağmen Ebrehe bu görüşmenin ardından Kabe'yi yıkmak üzere harekete geçti. Ancak ordunun en önemli saldırı gücü olan filler, Kabe yönüne doğru hareket etmeyip yere çöktü. Filler başka yöne çevrilince kalkıp hareket ediyor, Mekke'ye doğru çevrilince çöküp kalıyordu. Bu sırada gökyüzünde beliren kuş sürüsünün fillerin bulunduğu yere geldiği görüldü. Her kuş, bir taş taşıyor ve bunu ordunun üzerine geldiğinde bırakıyordu. Ünlü tefsir alimi İbn Kesir'in naklettiğine göre, Kuran'da "Ebabil" diye adlandırılan bu kuşlar, güvercinden biraz küçüktüler. Sürüler halinde Ebrehe ve ordusunu gökyüzünden kuşatıp, taş yağmuruna tuttular. Bu saldırı sonucunda fillerle desteklenmiş ordu dağılarak geri döndü.
"Sonunda onları, yenik ekin yaprağı gibi kıldı." (Fil Suresi, 5)
Yüce Rabbimiz, ayetinde kuşların attığı taşlarla ezici bir yenilgiye uğratılıp yok edilen ordunun sonunu "yenik ekin çöpü"ne benzetmektedir.
İslam düşünürleri tarafından birkaç detay dışında ittifakla yorumlanan Fil Vakası, Yüce Allah'ın kutsal mekanı olan Kabe'ye saldırılması sonucunda karşılaşılan engeli açıkça ortaya koymaktadır. Unutulmamalıdır ki "… Gerçekten Allah, kâfirlerin hileli-düzenlerini boşa çıkarıcıdır." (Enfal Suresi, 18)
YORUMLAR