Yazılarımızı erken yazmamız nedeni ile 15 Temmuz meydanını yarın kaleme alacağım. Ama Perşembe günü Ankara’da 15 Temmuzda gazi olan hemşerilerimizi dinlerken tüylerim diken diken oldu. O günü anlatırlarken etkilenmemek elde değildi. Kendi evlatları tarafından kendi vatandaşına acımasızca kurşun sıkışlarını dinlemek çok acı idi. Sanki bu ülkenin insanları değilde başka bir düşman ülke insanları ile savaşıyormuş gibi kendi sivil vatandaşına kurşun sıkmak ancak bu kadar hainlikle olur.
15 Temmuz öncesi Belediye Başkanı Haluk Şahin Yazgının bir hafta önceden başlattığı 15 Temmuz Demokrasi mitingleri fevkalade güzel oldu. Başta Sayın Valimiz Aykut Pekmez, Emniyet Müdürümüz Ali Karabağ, Cumhuriyet Başsavcımız Ramazan Akın, İdari Mahkeme Başkanı Osman Erkan Başkan Yazgıyı her akşam yalnız bırakmadan meydandalardı.
Cumhuriyet Başsavcımız Sayın Ramazan Bey gerçekten benim çok beğendiğim bir isim. Ülke ve memleket meselelerinde her zaman devletimiz idarecilerinin yanında yer almaktadır. Sayın Valimiz annesinin vefatına rağmen meydanı boş bırakmamıştır.
Perşembe akşamı gazilerimizi meydanda dinledim. İnanın kurşun yaralarını anlatırken sanki hiçbirşey olmamış gibi anlattılar. Tankın üzerine çıkanda, tankın önüne kendisini siper edende meydanda di. İlimize kim gelmelerine vesile oldularsa teşekkür ediyorum.
Biz onları Televizyonlarda izleme imkanı bulmuştuk. Kendilerini ilimizde meydanda o geceyi anlatırken görmek bizleri mutlu etti. Genelkurmay içerisinde kendi askerlerimiz tarafından kurşunlanmaları çok manidardır.
Sivil vatandaşına acımadan kurşun sıkan bu insanlar başarılı olsalardı neler yaparlardı? Ben bunun için meydanları dolduralım diye sitem ettim. Mardinli hemşerimiz o geceyi anlatırken sanki geceyi yaşıyordu. Bu kahraman insnların eli öpülesi.
Hatta Mardinli gazimiz ilimizi de bilen, sık sık ilimizden geçmesi nedeni ile Sayın Belediye Başkanımız Yazgıya Aksaraydaki değişimleri görmesi nedeni ile de bir jest yaptı. Aksaray döneminizde çok değişiyor, ben bunu görüyorum dedi.
Ankaralı esnaf Gazimiz ise inanın ne kahramanlık yapmışlar. Kendisine sıkılan kurşun sonrası ölü numarası yapmış, buna rağmen bir rütbeli asker kendisinin kalçalarına kurşun sıkmış. Hatta öldü diye yerde yatarken tepmelemişler.
Yine bir Ankarada yaşayan gazimiz Genelkurmayda ölen bir sivili askerler üst katın penceresinden atmak istemişler. Buna mani olunca merdiven boşluğundan aşağıya atmışlar. Bu kadar vicdansız ve acımasız bir darbe girşimini bizlere yaşattılar.
Bir başka eşi hamile olan helallik istemeden abdes alıp sokağa fırlayan hemşerimiz yaralanıyor yaralı olduğunu anlamadan eve gidiyor bende bir şey yok diye. Sonra gece kan kaybını görünce hastahaneye tekrar gidiyor.
Bu gazilerimiz gördüklerimiz be dinlediklerimiz. Vucutlarında hala mermi ve şarampol parçalarını taşıdıklarını anlattılar. Daha başka gazilerimiz ve şehitlerimiz neler yaşadı.
Mardinli Gazimiz ise haberi yokken Belediyemizin 15 Temmuz darbe resimlerini gezerken stantta kendi resmini görünce duygulanıyor. Meydanda Sayın Yazgıdan bu resmini hatıra olarak istedi. Yazgıda bu resmi kendisine hediye etti.
Nasıl bir hain darbe girşimini hatırlatmaları çok anlamlı idi. Demek ki, bu işin şakası yokmuş. Bunu basite almak ancak ahmaklık olur. Acırsak acınacak duruma düşeriz beyler. Merhamet etmeyene merhamet edilmez. Hiçbir darbede sivil vatandaşa kurşun sıkılmamaıştır. Bu nedenle her zaman uyanık olmalıyız ve vatanımıza cansiperane sahip çıkmalıyız. Başka yaşayacak ülkemiz yok. Bizim bizden başkada dostumuz yok. Hemde içimideki hainlere rağmen. Teşekkürler Aksaray, Teşekkürler vatanseverler, teşekkürler ilin idarecileri.
YORUMLAR