-
ERDOĞAN KAYA

ERDOĞAN KAYA


Gurbetçinin araç parkı

26 Temmuz 2015 - 10:40

Ben bugün yazıma iki fıkra ile başlayacağım. Yaz mevsiminde trafiğimiz allak bullak olurya, Avrupa’da en ufak bir hata yapmaya korkan gurbetçi burada aracını yolun içine park edip gidiyor. Parkın dışında ise ne kural dinliyor ve nede trafik levhası. Konuya geleceğim ama önce size iki trafik fıkrası anlatayım sonra yazıya devam edelim.

     Ödül

      Polis, köprü çıkışında çevirdiği aracın şoförünü tebrik etmiş: “Kemer taktığınız için 50 milyon lira ile ödüllendirildiniz! Adam duruma anlam vermeye çalışırken polis sormuş : “Bu parayla ne yapmayı düşünüyorsunuz?” Şoför gayet ciddi: “Artık bir ehliyet alırım abi!” Yan koltukta oturan kadın atlamış: “Dinleme bu herifi memur bey, içince hep böyle saçmalar!” Arka koltukta kestiren yolcu: “Ben size çalıntı arabayla fazla uzağa gitmeden yakalanırız dememiş miydim?” Ve bagajdan bir ses: “Yunanistan sınırına mı geldik?”

       Kör Tanık

       Mahkemede hakim kazanın görgü tanıkları arasında bir görme özürlü de bulunduğunu fark edince müdahale eder: “Beyefendi bir yanlışlık var galiba, sen çıkabilirsin.”  Kör yanıtlar: “Hakim Bey, benim de söyleyeceklerim olabilir.” Hakim biraz da merakla sorar: “Peki, söyle bakalım çarpıp kaçan arabanın plakası kaçtı? ”görme özürlü; “ Valla plakasını bilmem ama kornası fa diyezdi.”

     Şoförlük sanki şu anlattığım fıkradakilere dönüştü. Bizim şoförlerimiz çok mu kuralcı kesinlikle tam kuralcı dersek yalan söylemiş oluruz. Mesela halk otobüs sürücüleri öyle dikkatsiz kavşağa dönüş yerde yolcu indiriyor. Yolcu indirirken solundan geçen arabamı var, sağa dönmeye çalışan bir otomobil mi var hiç bakmadan yürüyor. O yolun sadece kendisine ait olduğunu düşünüyor, solundaki araç onun umurunda değil.

      Avrupa’dan araba ile izine gelen gurbetçilerimiz var, tabi ben bunların tamamını kastetmiyorum, “ burası Türkiye” diyerek samimi söylüyorum burada yaptığı trafik kural hatalarını yaşadığı ülkede yapsa elinden aracını alırlar.

     Şimdi adam ana caddenin ortasına park yapmış bir aracıda hapsederek aracını park edip gidiyor. Solundaki park etmiş araba çıkacak olsa adamı bekle beklediğin kadar. Gelince neden böyle yaptığını sorunca, “ gurbetçi diye mi böyle yapıyorsunuz” diye cevap veriyor. Tam bir duygu sömürüsü, hâlbuki kendisi başka ülke insanı gibi ayrıcalık beklercesine hava attığının hesabını yapmıyor. Be kardeşim Avrupa’da seni ezenlere karşı ülkene gelince daha medeni ol da biz seni örnek alalım.

      İki gün önce önümden giden bir Almanya plakalı araç kımızı ışıkta bastı gitti. Peki, bunu yurt dışında yapabilir mi kesinlikle yapamaz. Yaptığı anda gerekli cezasını anında görür.

      Bunu niçin mi yapıyorlar, Avrupa birliği üyesi olmadığımız için gümrüklerde trafik cezalarının tahsili yok. Burada ne kadar ceza yazarsanız yazın, gümrükten geçerken bir lira ödemiyorlar, çünkü tahsil sözleşmesi yok. Dolayısı ile bizim trafik memurlarımız onlara tahsilde edilmiyor diye ceza yazamıyorlar.

      Bundan dolayı bunu bilen gurbetçiler istedikleri gibi hareket ediyorlar. Peki, bunu biliyoruz diye ülkeyin insanlarını rahatsız etme hakkını nereden buluyorsun? Ülkende daha medeni olsan ve iyi örnek teşkil edip Avrupalı dediğin böyle olmalı diye sizi takdir etsek daha iyi olmaz mı? Arkanızdan güzel dua alacağınıza ve gurbetçi duygu sömürüsü yapacağınıza sizin Avrupa’dan geldiğinizi bilelim. Madem benim ülke insanımı beğenmiyorsunuz.

      Son olarak şunu söylüyorum bu kural tanımaz insanlara ceza yazamayan Trafik polislerimiz onların acısını bizden çıkarıp bize yazarsa yemin ederim hakkımı helal etmiyorum.