Yazımın başlığı Aksaray Baro Başkanı Ramazan Erhan Toprak’a ait. Cumartesi günü Abaylar tesisinde Bara yönetiminin de hazır bulunduğu toplantıda hem tanışmak hemde hukukla ilgisi olmayan bazı hasar danışmanlık şirketlerinin vurgunculuğunu basına anlattılar. Ben zaman zaman bu tür hasar vurgun danışmanlıklarının pis işlerini duyuyordum ama ilk defa bu kadar geniş boyutlu olduğunu Baro başkanın ağzından duymak çok üzücü idi.
Çok para almak amacı ile bu ağa kaç hasar gören takılmaz ki? Kazalarda mutlaka bir hukukçuya danışılması gerektiği vurgulanmıştır. Bunların kaza olur olmaz haberlerinin olması ve anında olaya dahil olmaya çalışmaları kafaları karıştırmaktadır. Bu ağın içinde görevli memurundan, cenaze nakil şoföründen, morgundan ve bir çok bağın olduğu bize anlatıldı. Yani tam bir mafya örgüt olmuşlar, bu ilmek mutlaka çözülmeli.
Ben şahsen bu konun bir basın toplantısı ile kalmamasını istiyorum. Devletin bu konu üzerine giderek bu ilmeği çözeceğine inanıyorum. Eğer doğru ise bu konuda bir çok aile mağdur olmuştur. Sayın Toprak’ın açıklamalarından bazı bölümleri şöyle:
“Sözlerime başlamadan önce Yeni Zelanda´da gerçekleşen terör saldırısında hayatını kaybeden kardeşlerimize Allah´tan rahmet, yakınlarına baş sağlığı ve yaralılara acil şifalar diliyorum. Tüm İslam dünyasının ve Yeni Zelanda halkının başı sağ olsun.
Özellikle son birkaç yıldır adeta mantar gibi çoğalan ve sayıları her geçen gün daha da artan hasar danışmanlık şirketleri sanırım hepimizin dikkatini çekmektedir. İlk bakışta çok masum gibi görünen bu oluşumlar esasında çok tehlikeli, kirli ilişkiler içerisine saplanmış, kanunlara aykırı faaliyetler yürüten yapılardır. Bu yapılar, yaygın olarak trafik kazaları neticesinde vefat eden ya da sakat kalan vatandaşların tazminatlarının tahsili için faaliyet göstermektedirler. Çalışma usullerine dikkat edilecek olursa, bu yapıların iç yüzü daha net anlaşılabilecektir.
Kazadan dakikalar sonra, daha ailesinin haberi yokken, bu şirketler kazazedeye ulaşabilmektedir. Daha yaralarınıza dikiş atılmakta iken sözleşme imzalatmayı talep edebilecek kadar ileri gidebilmektedirler. Bu şirketlerle ortak çalışan polis, jandarma, adliye çalışanı, hastane çalışanı olduğu ihtimali bu görüntü karşısında maalesef kuvvetle muhtemel hale geliyor.
Yine bu şirketler, resmi kurumlarda tanıdıklarının olduğunu ve bu ilişkileri kullanarak maluliyet oranlarını ve tazminat oranlarını olduğundan yüksek çıkarabileceklerini ve tazminatı çok kısa sürede tahsil edebileceklerini vaat ederek kazazedeleri kandırma yoluna gidebiliyorlar. Sigorta şirketlerinde çalışan bir kısım şahıslarla da yakın ilişkiler kurarak ve bu şahıslara da pay vererek tazminatların yüksek çıkarılması noktasında kanun dışı işlere tevessül ediyorlar.
Kazazedelerle yaptıkları sözleşmelerde tahsil olunacak tazminatın %30-40-50´sine varan oranlarda komisyon kararlaştırıyor, bu hususta kazazededen zaman zaman senet alıyor,zaman zaman alacağın temliki sözleşmesi yapıyor, sözleşmelere cezai şart koyuyor, kazazedenin sözleşmeden vazgeçmesi halinde yüksek miktarlarda komisyon ve cezai şart talebi ile icra takibi yaparak kazazedenin mağdur edilmesine sebep oluyorlar.Bu şirketler vatandaşın hakkı odaklı değil para kazanma odaklı çalıştıklarından tazminatların tahsili aşamasında vatandaş kaza anındaki şaşkınlığı ile imzaladığı sözleşme nedeniyle ciddi hak kayıplarına uğruyor.
Hasar Danışmanlık şirketi ile sözleşme yapan kazazede, hangi avukata vekâlet verdiğini bilmiyor, avukatlarla vatandaş hiçbir şekilde görüştürülmüyor, vatandaş notere yönlendiriliyor ve Türkiye´nin birçok ilinde çalışan 30-40-50-60 kadar sayıya varan farklı avukatlara toplu vekâlet verdiriliyor. Kazazede, avukatlarını azletmek istemesi halinde avukat sayısı çok fazla olduğundan çok yüklü miktarlarda noter masrafı ödemek zorunda kalıyor, böylelikle vatandaşın azil yoluna gidebilmesi imkânsızlaşıyor.
Bu yapılar, çalışanlarını cenazelere dost gibi göndererek kazazede ya da müteveffanın yakınları ile samimi ilişkiler kurulması yoluna gidiyor ve vatandaşın güvenini kazanmaya çalışıyorlar. Zaman zaman da kendilerini avukat gibi tanıtarak vatandaşımızı kandırıyorlar.Vatandaşlarımızın doğrudan ilişki kurduğu bir avukatının olması halinde ise hasar danışmanlık şirketleri bu meslektaşı karalayarak, kendisine çok daha yüksek miktarlarda tazminat kazandırabilecekleri vaadi ile avukatın azlini sağlayabiliyorlar. Bugün geldiğimiz noktada bu şirketler artık sadece trafik kazaları değil, iş kazası, kıdem ihbar tazminatı, fazla mesai alacağı gibi alanlara da girerek yasal engel olmasına rağmen doğrudan avukatlık faaliyetlerini yürütebilecek kadar pervasızlaşabilmektedirler. Adalet Bakanı sayın Abdülhamit Gül´ün bu şirketlerle ilgili yaptığı açıklama da bu anlamda kayda değerdir. Sayın Bakan da bu şirketlere itibar edilmemesi gerektiğini, gidilecek tek adresin avukatlar olduğunu geçtiğimiz günlerde ulusal basında dile getirmiştir.
Buradan tüm vatandaşlarımıza sesleniyorum!Aksaray Baro Başkanlığı Meslek Sorunları Komisyonu bünyesinde oluşturduğumuz 0 535 442 51 51 numaralı HASAR ŞİRKETİ MAĞDUR HATTI´mızı arayarak ya da doğrudan Baro Başkanlık binamıza gelerek yaşadıkları sıkıntıları, uğradıkları haksızlıkları, kendileri ile kimlerin irtibat sağladığını, yaşadıkları mağduriyet süreçlerini en ince ayrıntısına kadar anlatmalarını ve varsa ellerindeki belgelerin bir örneğini de Baro Başkanlığımıza vermelerini istirham ediyorum” dedi.
YORUMLAR