Ülkemizde 33 şehidin acısı yaşanırken, üçüncü dünya savaşının yaşandığını düşünüyorum. Orta doğuda bu kadar insanın ölmesi hesap edildiğinde ikinci dünya savaşında ölenlerin sayısına yakın. O dönem teknoloji yok, kara hareketi ile savaş yapılırken, bu gün teknoloji ile savaş yapılıyor. Bu savaşları her ne kadar savaş olmadığını söylesek de kara harekatı ve omuz omuza yapılan savaşlarla karşılaştırdığımızda resmen üçüncü dünya savaşı yaşanıyor.
Şu terör örgütü ile yapılan mücadelede ölenlerin sayısına bir bakın. Suriye iç savaşına baktığımızda ise ölenlerin sayısı bir savaş olduğunu ortaya koymaktadır. Burada ABD ve bazı ülkelerin verdiği ölümlü sonuçlar bizden az değildir.
Eğer ülkemiz bu terör örgütü ile mücadele etmese idi bizimde akıbetimiz Suriye’den farklı olmazdı. Burada ne işimiz vardı diyenler, her halde ülkemizin nasıl bir düşman tehdidi altında olduğumuzu bilmeyenlerdir.
Ülkemizin coğrafi konumu ve Osmanlı döneminden kalma bize düşmanlıklar, kıyamete kadar devam edecektir. Aslında dünya da iki ülkenin güç savaşı ülkeleri iç savaşa ve karışıklığa sevk etmiştir. Amerika ve Rusya’nın güçler savaşı dünyanın huzurunu bozmuştur. Hiçbir zaman, Rusya, ABD, İran bize dost olmamıştır, hatta bazı Müslüman görünen ülkelerde buna dahildir.
Bizim köyde rahmetli Şemsettin amcaya sormuşlar, sorulan kişilerde iki kardeşmiş. Bunların hangisi iyi diye, oda: “ ikisi de aynı soyun sopu” demiş. Yani Amerika'da, Rusya'da aynı soyun sopları, firavunca düşmanımızdır.
Amerika'ya yaklaşsak, Rusya karşımızda oluyor, Rusya ile yakınlaşsak Amerika karşımızda oluyor. Birisi ile takışınca öbürü yakınlaşıyor. Hani bir laf var ya “ iki cami arasında kalmış beynamaza döndük” diye. Bizde iki kilisenin arasına kalmış Müslümanız.
Neden bu kadar önemliyiz biliyor musunuz, orta doğuda en güçlü ülkeyiz. Tek yıkmayacakları ülke Türkiye’dir. Onun için coğrafya olarak da çok önemli konumdayız. Bunun içinde ülkemizin konjonktürü çok önemlidir.
Çanakkale'de, Sarıkamış'ta ve Egede bizi mağlup edemeyenler, artık bu saatten sonra yıkmaları ve yenmeleri çok zordur. Yalın ayak, karnı aç ve teknolojiden yoksun bir ülke binlerce şehit vermesine rağmen ülkesini düşmana ermemişte şimdi mi verecek?
Artık ülkem insanın genci ve yaşlısı ülkesini düşmana verecek bir durumda değildir. Suriye bize geliyor biz nereye gideceğiz? Bunun bilinci içerisinde bir toplumuz. Dünyaya hüküm salmış bir ecdadın torunlarıyız. 15 Temmuzda bunun örneğini bu illet göstermiştir.
Yalnız şu bir gerçek ülkem insanı konu vatan olunca, ne düşüncede, hangi görüşte ve siyasi düşüncede olursa olsun tek vucud olmasını biliyoruz. Ufak tefek ülkede hain olabilir, bunları da kimse hesaba almaz.
Yalnız şehitlerimiz üzerinden yeter ki , siyaset yapmayalım. Diyanet işleri geçen Cuma şehitlerimiz ve vatanımızın birliği üzerine hutbe okutturdu. Bu çok önemlidir. Cumayı bir mahallemizde kıldım, çıkışta bir lüzumsuz, “ Suriye'de ne işimiz var bunu niye hoca söylemiyor” dedi. tabi baktım aklı yarım arkadaş şehit üzerinden Tayyip düşmanlığı yapıyor.
Ülke bizim, vatan bizim, topak bizim, bayrak bizim ve ezanımız bizim. Bu düşünce ile beraber olursak, kimse bizi yıkamaz ve bölemez. Zaman düşünce, ayrı fikir ve siyaset zamanı değil. Birlik ve beraberlik zamanıdır. Yeter ki birliğimizi bozmayalım, tek yürek olalım.
28 Şubat gibi bir kara günde, 33 şehit vermemiz bizleri üzmüştür. Ateş düştüğü yeri yaktı, Allah’tan şehitlerimize rahmet dilerken, yakınlarına sabır ve başsağlığı diliyorum.
YORUMLAR