İyiliğin hiçbir zaman kötüsü ve çirkini olmaz, “balık bilmezse Halık bilir” sözü gereği iyiliği şahıslar bilmezse yüce Rabbim bilir. Kötülük her zaman doğru olmayan bir davranıştır. Kötü insanlarda kötülükten kurtulmaları için kendilerini yenilemelidirler. Bir kabuk bir deri değiştirir gibi kendimizi yeniden düzeltebiliriz. Elbette bazen çok iyi ve iyilik yapan insanlarda çektiği acı ve gördüğü kötülüğe karşılık bazen yaptığı iyilikleri başa kakabiliyor. Bu nefsi duygu ve düşünce hepimizde olan duygulardır, bundan mutlaka kurtulmamız lazım.
İyilikle ilgili dinimiz bizlere öyle güzel öğütler vermiştir ki, bende bugün sizlere bunlardan bazılarını aktarmak istiyorum. İnşallah bende dahil olmak üzere nasibimize düşeni aşırız:
“Bir kimseyi komşusu, akrabası ve arkadaşı methedecek olursa onun iyiliğinden şüphe etmeyiniz.” Hz. Ömer (R.A.)
“ İnsanların en kötüsü, iyiliği kötülükle karşılayan ve insanların en iyisi, kötülüğe karşılık iyilik yapandır.” Hz. Ali (R.A.)
“Her şeyin bir şerefi vardır. İhsan ve iyiliğin şerefi acele yapılmasıdır.” Hz. Ömer (R.A.)
“ Sakın, adamın iyisi ile kötüsünü bir tutma. Çünkü bu eşitlik iyileri iyilikten soğutur., kötülerin de kötülüğe eğilimini artırır.” Hz. Ali (R.A.)
“İyiliği gizlemek, kötülüğü gizlemekten daha üstündür. “ Ebû Bekr-i Ferrâ (Rah.A.)
“ İyilik ediniz, onun karşılığında kötülük göreceğinizi hiç aklınıza getirmeyiniz.” Hz. Ali (R.A.)
“ İyilik, günâha karşı bir şefâatçı gibidir.” İmam Muhammed (Rah.A.)
“ Hür kimse, ihsan ile köle yapılabilir.” Hz. Ali (R.A.)
“Kul, hayatı için servetini, âhireti için de dinini koruduğu müddetçe, hayır ve iyilikten ayrılmamış olur.” Süfyân-ı Sevrî (K.S.)
“ Gönlü aydın bir kişiye râm olmak, padişahların başlarına taç olmaktan iyidir.” MEVLÂNA Celaleddin-i Rûmî (K.S.)
“ İyiliğin ne olduğunu bilmeyen insan olabilir, fakat fenâlığı tanımayan insan olamaz.” Hüsrev Dehlevî (K.S.)
“İnsanoğlu iyilik ile, yırtıcı hayvanlar tuzak ile avlanır.” Şeyh Sâdi ŞİRÂZÎ (K.S.)
İnsanlar eğer kalplerinde iyilik yerine kötülükler taşıyorsa anlatacağım kartal hikâyesi gibi kendisini yeniden düzenleyip temizlenerek iyi insan olabilir.
“70 yıla kadar yaşayan kartallar vardır. Ancak bu yaşa ulaşmak için, kırk yaşındayken çok ciddi ve zor bir karar vermek zorundadır. Kartalın yaşı 40'a vardığında pençeleri sertleşir, esnekliğini yitirir ve bu nedenle de beslenmesini sağladığı avlarını kavrayıp tutamaz duruma gelir. gagası uzar ve göğsüne doğru kıvrılır. Kanatları yaşlanır ve ağırlaşır. Tüyleri kartlaşır ve kalınlaşır.
Artık kartalın uçması iyice zorlaşmıştır. Dolayısıyla kartal burada iki seçimden birini yapmak zorundadır: ya ölümü seçecektir, ya da yeniden doğuşun acılı ve zorlu sürecini göğüsleyecektir.
Bu yeniden doğuş süreci 150 gün kadar sürecektir.
Bu yönde karar verirse kartal bir dağın tepesine uçar ve orada bir kaya duvarda, artık uçmasına gerek olmayan bir yerde, yuvasında kalır. Bu uygun yeri bulduktan sonra kartal gagasını sert bir şekilde kayaya vurmaya başlar.
En sonunda kartalın gagası yerinden sökülür ve düşer. Kartal bir süre yeni gagasının çıkmasını bekler. Gagası çıktıktan sonra bu yeni gaga ile pençelerini yerinden söker çıkarır. Yeni pençeleri çıkınca kartal bu kez eski kartlaşmış tüylerini yolmaya başlar. 5 ay sonra kartal, kendisine 20 yıl veya daha uzun süreli bir yaşam bağışlayan meşhur yeniden doğuş uçuşunu yapmaya hazır duruma gelir.
Kendi yaşamımızda sık sık bir yeniden doğuş süreci yaşamak zorunda kalırız. Bunun için iyiliklerde bir seviyeye gelmemiz için kendimizi yenilememiz gerekir. Zafer uçuşunu sürdürmek için, bize acı veren eski alışkanlıklarımızdan, geleneklerimizden ve anılarımızdan kurtulmak zorundayız.
Ancak geçmişin gereksiz safrasından kurtulduğumuzda, deneyimlerimizin yeniden doğuşumuzun getireceği olağanüstü sonuçlarından tam olarak yararlanabiliriz.