8 Mart dünya kadınlar günü olarak kutlanıyor. Geçen 8 Mart tarihinde de konuyla ilgili mesaj, beyan ve kutlamalar izledik. Elbette bu günler normal kutlanabilir, ama bazı sosyal medyada kadınlara sanki Avrupa değer veriyor, arap kültürü kadını ezmiş gibi paylaşımlar hiçte hoş olmayan paylaşımlardır. Madem modern bir dünyada yaşıyoruz.
Neden böyle dünyada ve dönemde Bugün kadının korumaya alınması, kadına şiddet uygulanmasının önlenmesi devletimizin aldığı bir yasal karar olarak alınıyor? Kadına şiddet uygulayan insanlar cahil insanlardır. Kocasını tahrik ederek şiddete maruz bırakan kadında cahildir. Yani bu tür şiddetler cahil insanların yaptığı tutarsız davranışlardır.
Madem eskiden cehalet vardı kadına şiddet uygulanıyordu da, şimdi cehalet yok, okumuş ve kültürlü insan sayısı çok o zaman kadına şiddet neyin nesi? Demek ki bu bir kültür yozlaşması ve anlayışından başka değildir. Bir insan kadına şiddet uygulamadığı gibi ona tokat bile vurmaz. Bunun ne dinle nede imanla ve nede gayri müslümlükle alakası yoktur. Bu insanın içinde meydana gelen kültür meselesidir.
İslam dininden önce evet cahiliye döneminde kız çocuklarını diri diri toprağa gömen cahillerin önüne Yüce Peygamber geçerek buna engel olmuştur. Onlarında bir değer ve insan olduklarını yüce dinin mensupları ortaya koyarak sahip çıkmıştır.
Kendisinden yaş olarak çok küçük olan Hz. Ayşe’yi onura edip taltif eden yüce Peygamberimiz değilmidir? Onunla koşu yaptığında müsamahakâr davranıp Ayşe’nin kendisini geçtiğinde kendisine iltifatta bulunarak kendisini geçtiği şeklinde nefsini okşamamışımdır?
Arap kültürü ile İslam dininin kadına verdiği değeri karıştırmamak lazım. “ Cennet anaların ayakları altında” hadisini neden unuturuz? Bu ne demek oluyor kadının rızasını kazanmakla cennete girebilirsin, kadın bizim baş tacımız demek değilmidir?
Şunu da söylemek isterim ki, devletin kanunları kadına haklar sağladı diye kadınlar kocalarını hiçe saymamalıdırlar. Kadın kadınlığını erkekte erkekliğini bilmelidir. Kadın dırdırı bırakıp uyumlu eş olmaya çalışacak. Erkekte haksızlığını ve sorumsuzluğunu cehaletini kullanarak kadını dayakla bastırmayacak. Zaten bu düşünce insanlarda hakim olsa ne kadın şiddet görür nede yuvalar bozulur.
Erkek erkekliğini bilecek kadına dırdır fırsatı vermeyecek. Yapamadığı şeyleri açık bir dille eşiyle paylaşsa zaten ne dırdır olur neden şiddet. Kendisini güçlü görüp kadını zayıf tanımlayarak baskı ve şiddet o ailede ne mutluluk nede sevgi bırakır ve sonuçta da aile yuvalarının yıkılıp dağılmasına sebep olur
Aile sorumluluğu taşımayan erkelerde daha çok şiddet mevcuttur. Bunun ne dinle nede inançla alakası yoktur. Kültürsüz ve cahil tarafların yaptığı uygulamalardan başka değildir. Hangi ırktan ve kavimden olursa olsun sorumluluğunu bilmeyenler şiddete başvurur. Bunla acizliğin ve sorumsuzluğun gereği olan davranışlardır.. Herşeyin arkasında İslam dinini sorumlu tutarak kadına İslam’ın değer vermediğini söyleyenlere şu ayet ve hadisler örnek olmalı:
“Allah sizi önce topraktan sonra nütfeden yarattı. Sonra sizi çiftler (erkek-dişi) kıldı. O’nun bilgisi olmadan hiç bir dişi ne gebe kalır ne de doğurur. Bir canlıya ömür verilmesi de, onun ömründen azaltılması da mutlaka bir kitaptadır.” (Fatır 35-11)
“Sizin en hayırlınız kadınlarına karşı huyu en iyi olanlarınızdır. Ben de aileme karşı en hayırlı olanınızım. Kadınlara ancak iyi insanlar güzel davranır, onlara karşı ancak kötü kişiler, ihanet eder.” (Camiussağır c. 2 S. 11-12)
“Bir kişi, sevabını Allah’tan umarak ailesine harcama yaptığında, bu harcama onun için sadaka olur.” (Buhari İmam 41) Yorumu sizlere bırakıyorum.
YORUMLAR