Geçtiğimiz günlerde bir bacımız bana kocasından sürekli şiddet gördüğünü ve 4 çocuğu olduğu için çocukları hatırına çektiğini şikâyette edemediğini yazmış. Bu tür insanlara bir şeyler yazsan da adama okutayım bize şiddetten vazgeçsin demiş. Valla kıçı yemiyorsa çocuklarına ve aile efradına bakmaya ne yaparsan yap. Hadi kadını sevmiyorsun ama 4 çocuğun kabahati nedir? Adam tavuk kadar olamıyorsa ona nasıl insan diyebilirsin ki?
Hani yıl içinde kadınları koruma günleri düzenleniyor ya. Neyi koruyup neyi önlediklerini inanın anlamıyorum. Bu günlerin ekserisinde kadınlar var, yani kadınlar malzeme olarak kullanılıyor. Dünya kadınlar günü güya şiddet gören kadınların hakkını savunmak, yâda sesini duyurmak için yapılan bir gün olarak kutlanıyor. Kutlanan bu günlerin inanıyorum ki kadınlara hiçbir yayarı yoktur.
Anlatayım, bu günlerin kutlanması, erkeklerin kadınları dövmesini mi azaltıyor? Yâda eşini sevmeyen erkeklere eşlerini sevmelerini mi sağlıyor? Ekonomisi düzgün olmayan ailelerin ekonomilerine bir katkı mı sağlıyor? Güncel anma veya şiddet gören erkekleri kınamadan öteye gitmediğine kesinlikle inanmıyorum.
Eğer kadın erkek ilk evliliklerinde yani cicim aylarında birbirlerini seviyor gibi görünüyor da daha sonra uyuşup anlaşamadıkları ortaya çıkmışsa bu evliliğin yürümesi çok zor. Bu evlilikle dırdırla başlayan geçimsizliğin ardından şiddet getiriyor. Ekonomik özgürlükleri olmayan karı koca bu şiddeti zoraki çekmeye çalışıyor. Eğer kadınların ekonomik özgürlükleri olsa hiçbir kadın zoraki geçimsiz evliliğini devam ettirmez. Aslında doğrusu bu şekilde olması gerekir diye düşünüyorum.
Şiddete dönüşen evliliklerin zoraki yürümesi çok yanlış değilmidir? Dünya kadınlar günü gibi günlerde şiddet gören kadınları gündeme getirmek yerine evliliklerin nasıl olması gerektiği ile ilgili eğitimlerle bilinçlendirilmeli ve kurslar açılmalı. Bu kurslara sadece evliler değil bekarlarda gidebilmeli ve hatta gitmeli.
Evlilikler de eksiklikler anlatılmalı ve yanlışlıklar nerede yapılıyor bunlar işlenmeli. Bazen soruyorsunuz evli çiftlere, arada mükemmel bir sevgi var ama anlaşamıyorlar. O zaman gurur ve onuru bir tarafa bırakıp birbirinizi semeye ve ufak tefek eksiklikleri görmemeye bakacaksınız. Çünkü birbirleri ile yaşamayan ve tanımayan iki insan bir araya gelerek farklı huylara sahip anlaşmaya çalışıyorlar, o zaman asgari müşterekleri dikkate alıp anlaşmaya çalışacaksınız.
Efendim kadına vurdun ve gözünü morarttın, itibarın mı yükseldi. Yoksa sana madalya mı takarak ödüllendirdiler? Kadınlar dövmek için değil sevmek için yaratılmışlardır. Kadınlar çok ince ruhlu oldukları için ufak bir yanlışlıkta kırıldıkları gibi, ufak bir tatlı sözle de mutlu olmasını bilirler. Şiddet görseler bile güzel bir sözle eşlerini affederler. Ama namert bir erkek kadının gözünü morartıyor hayvan gibi muamele yapıyor, sonrada affedersiniz koynuna giriyorsa bu adam hayvandan da aşağıdır. Böyle bir evlilik ve mutluluk düşünemiyorum, dinde ve insanlıkta da bu yoktur.
Deniyor ki eşe şiddet göstermek bedevilik, bedevi dediğimiz dönemlerde kadınlar baş tacı yapılmıştır. Sahabe dönemine bir göz atın, hiç kadın cinayeti ve kadına şiddet görebiliyormusunuz? Asıl islamı bilmeyen ve okumayan bedevi insanlar şimdiki eşlerine şiddet uygulayan insanlardır. Peygamber Efendimizin kendinden çok küçük olan eşi HZ. Ayşe ile yaptığı koşu yarışlarını ve onu onura edişini açın bir okuyun. Bedevi kim bir görün bakalım.
Kadınlarda eşlerine karşı çok saygılı ve dikkatli olmalılar. Onları fazla dırdır ile bıktırmamalılar, sürekli dırdır kavga getirir. Ben bazı tanıdıkları biliyorum hanımın dırdırından evine gitmeye korkuyor. Hanımlar da eşinin gelir durumunu düşünerek harcama yapmalı, konu komşuyu örnek alarak harcama yaparak eşinin gelirini giderle bozarsa evde kavga gürültü çıkar.
Bunlara çok dikkat etmeliler ve karşılıklı sevgi ve saygıya önem vermeliler. Eğer arada sevgi ve saygı yoksa o evliliği yürütmenin bir anlamı yoktur. Devamını yürütmeye çalışmak işte şiddeti getirmeye yeter. Bugün Aksaray da bilinmeyen bir gerçek var ki, ülkemizde boşanma oranı en çok olan beş ilin arasında ilimiz bulunmaktadır.
Bana göre kadın günleri düzenleyerek anma yerine evli yâda evlenecek gençleri eğitmek lazım. Hatta okullara birde aile eğitimi ile ilgili ders konmalı. Bunları yapmamız lazım, bunları yapmazsak ne sokaktaki cinayeti önleyebiliriz, neden sokakta eşini kan revan içinde dövmeleri önleriz. Bunların başına iyi bir aile eğitimini koymamız lazım. Erkeklere dövmeyi değil kadınını sevmeyi öğretmeliyiz. Hele gençler evlenmeden önce nasıl eş seçmelerini, bilmeliler, kimsenin fiziki yapısına yâda güzelliğine önem vermeden kendine uygun eş bulmaları öğretilmeli. Kadın günlerinin şiddete hiçbir katkısı olmaz, evden uzaklaştırmada çözüm değil, evden uzaklaştırıyorsunuz sokakta dövülüyor, her şeyin başına da eğitim olmalı.
Anlaşamıyorsan boşanacaksın, başkaları ne der diye bu sıkıntı ve kavgayı çekmenin anlamı yok. Bizim bir atasözümüz var, “ boşadığın kadının topuğuna bakmayacaksın” diye. Herkes kendi yolunu kendisi seçmeli, kadın diye fiziki güçsüz diye ona zalimce şiddet uygulamak erkeklik değildir. Kadınlar sadece kadın gününde değil her zaman baş tacı yapılmalı, gözüyün nuru gibi bakılmalı, bakamıyorsan adam gibi rahat bırakmalısın.
YORUMLAR