Son dönemlerde Fetö edebiyatı yapanları görmeye başladım. Efendim alttakilere kim olsa gücü yeter önemli olan üstekilere gereken cezayı vermek lazım. Adam tövbe etmiş bilmeyerek bu işin içine girmişse sonrada yanılmışım diyorsa bununla uğraşmamak lazım diyenlerin sayısı az değil. Bu tür afakî sözleri ya bilerek ya da bilmeyerek konuşuyoruz. Aslında bu iş okullarda başlayarak yukarıya doğru zehir enjekte ediliyordu. Ben âcizane bunu yıllardır biliyorudum ve bunu yazıyordum. O zamanda bana sende Müslümanlarla bu kadar uğraşıyorsun diyenler vardı. Müslümanlarla değil münafıklarla uğraştığımızı şimdi anladılar.
Münafığı anlamak çok zor iken, düşmanı rahat anlarsınız. Yani düşmanla, ikiyüzlüyü ayırmak lazım. Bir insan alenen düşmansa zaten ona karşı rahat tedbir alırsınız. Ama münafığa tedbir almanız çok zor. Bu nedenle düşman münafıktan bana göre çok iyidir.
Düşmanın ne yapacağını rahat bilir ve tedbir alırsınız. Ama münafığın ne dost olduğunu nede düşman olduğunu bilmeniz çok zor. Bu nedenle münafığa karşı tedbir almanız çok zor. Onun için münafıklardan her zaman uzak durunuz.
Fetö terör örgütü her iktidar döneminde münafıklığını ortaya koyarak kendilerini saklayarak gizlediler. Sağ iktidar geldi, sağcı oldular. Sol iktidar geldi solcu oldular. İhtilal ve 28 Şubatçılarla bir olup onlardan göründüler.
Buna rağmen hiçbir iktidar bunları fark edemediler. Hatta Sayın Cumhurbaşkanımız bile bu yapı ile çok uzak olmasına rağmen bunlar Müslüman diye en ufak ihbarlara bile inanmadı. Devlet ellerinde olduğu halde, bu yapı ile ilgili olumsuz sözler söyleyenleri Müslüman düşmanı gördüler. Devletin en ince noktalarına gelmelerine müsaade ettiler.
Bu yapı öyle bir yapı ki, okullarından tutun, dershanelerine giden zeki çocukların aileleri ile ablaları sayesinde ilk bir ay içinde irtibat kurarak dostluk elde ederler. Çocukları tatillerde özel eğitimlere alırlar, sonra kamplara götürürler.
Çocukların beyinleri daha küçükken yıkanarak tam itaat sağlanır. Fikirler beyinlere yerleştirilerek o kesimden söylenen her söz sanki Allah emri olarak kabul edilir. Oradaki duyduklarının dışındakilerin tamamı yanlış ve kabul edilemez. Kendileri dışındaki kesimlerin hepsi yanlış ve düşman alarak görülür.
İşte böyle bir zehir içinden çıkanlar, ister öğretmen olsun, ister memur olsun ve ister kapıcı olsun oradan gelecek her emir onlar için bir kanundur. Bu düşüncede olanlar 20 yıldır Emniyet, Ordu ve Mahkemelere atanmışlar ve alınmışlardır.
Bu camiadan geçemeyenler hiçbir zaman Emniyete girememiştir. Nasıl bir düzen ki, Allah korkusu ve kul hakkı düşünmeden sınav soruları kendilerine verilerek devletin bir yerlerine gelmişler nasıl bu camia içinde pişman olabilir ki?
Kimi kandırıyor ve kime takiyye yapıyorlar pişman olduk diyerek. Pişmanlık edebiyatı yapanların hiçbirisine inanmıyorum. Benim çocuğumun hakkını gasp ederken nerede idiler, kul hakkı yok mu idi? Bunu neden o zaman görüp pişman olmadılar? Paçaları sıkışınca mı pişmanlık duydular?
Bunları tanımak ve belli olmalarını sağlamak çok güç. Daha düne kadar Emniyetin Trafik polislerinden merhaba ettiğim birisi Fetö terörüne veryansın ediyordu. Geçen hafta baktım görevden alınan 78 polis içinde o arkadaşta var.
Hayretimi gizleyemiyordum ki, bu konuyu açtığımda ismini vermek istemiyorum bir görevli bana zaman zaman trafik cezasını o arkadaş yazdırıyormuş. Nedeni ise ben kimsenin Fetö terör örgütüne düşman olmadığı ve dost olduğu dönemde eleştiri yazılar yazıyordum. Meğer bu arkadaş bu örgütü eleştirdiğim için bana ceza yazıyormuş.
PKK ile işbirliği yapacak kadar hainlik yapan bir örgütün mensubunun pişmanlık duyması beni kesmiyor. Bakın kandile sığınan yüksek rütbeli askerler onlarla şimdi koyun koyuna. Demek ki terörün bitmemesi tesadüfi değilmiş. Hainlik içimizde kol geziyormuş.
YORUMLAR