Pazartesi günkü köşemde makas yolundaki kavşaklarla ilgili bir yazıyı kaleme almıştım. Hani bir söz var ya, “ bir dokunursun bin ah işitirsin” diye. Bende inanın o yazımla ilgili o kadar olumlu tepki almamın yanında eksik yazdığım konu ile ilgili şikâyetlerde aldım. Hatta bana, “ sen Ak Partilisin Ak Partiden tepki almadın mı” diyenler oldu. Kesinlikle tepki almadım, neden tepki alayım bir yanlış varsa onu dile getirdim. Partili olmak her şeye eyvallah demek değildir.
O günkü yazımı okuyan birçok okur mail ve telefonla beni tebrik ettiler. Çoğunluğu senelerdir şehir merkezinden geçen otoyolun bitmediğinden dert yandılar. Derdin önemlisi ise yapılan yolun gelip makasta tıkanması konusu idi.
Söylenenleri aktarayım ne derece doğru ne derece doğru değil onu karayolları bölge müdürlüğü daha iyi biliyordur. Makastan geçen yolun buradaki istasyonlardan dolayı tamamlanamadığı şeklinde bir algı var.
Ben samimi söylüyorum buradaki istasyon sahipleri ile uzaktan ve yakından ne bir samimiyetim var, nede husumetim var. Hatta daha önceki bir yazımda buradan ekmek yiyen ve ticaret yapan insanların olduğunu dile getirerek, bu insanlarda mağdur edilmeden bir çözüm bulunmalı demişimdir.
Karayolları eğer bu istasyonlardan dolayı yol yapımını hayata geçiremiyorsa buradaki işyeri sahipleri ile oturup konuşarak alternatifler bulmalı. Hatta bu konuda Belediye Başkanı Sayın Haluk Şahin Yazgı’nın da bu konuya sıcak bakarak yer tahsisinde yardımcı olacağını düşünüyorum. Zaten belediyenin asli görevleri içinde hizmetlere kolaylık göstermektir.
Modern bir çağda ana yol güzergâhında bu şekilde bir engel uygun değildir. Milyonlarca kişinin gelip geçtiği bir şehre böyle bir durum yakışmasa gerek. Gerek işyeri sahipleri gerekse karayolları buraya bir çözüm bularak bu yolu acilen yapmalılar.
Bu yolda bittiğinde bu bölgede güzel görünümler olacağını düşünüyorum. Hiç değilse yolun bitimi ile çevre düzenlemesi yapılabilir. Bakın biten bölgenin orta refüjlerin Belediye Başkanı Yazgı yeni fidanlar dikerek yeşillendirirken çevre düzenlemesi yaptı. Burasıda bittiğinde çevre düzenlemesi ile güzel bir görünüme kavuşacağı kanaatindeyim.
En azından senelerdir devam eden yol çalışmasından da şehir kurtulmuş olur. En azından bu istasyonlarda mağdur edilmeden bir yere taşınmış olur. Şehrin geleceği ve görünümü bakımından bu çok önem arz ediyor.
Bu yol boyundaki altgeçitle ilgili aldığım olumlu tepkiler çoğunlukta. Bu eleştirimden dolayı bana kimse ne kızmıştır neden sitem etmiştir. Zaten hükümet yatırım ve ödeneğini çıkarmış ama Karayolları ve müteahhit kusuru olsa gerek. Çünkü organize bölgesinde 7 Haziran seçimleri sonrası Karayolları yeni bölge müdürü ile toplantı yapılmıştı. Bu toplantıda Milletvekili İlknur İnceöz Hanımefendi ve il Başkanı Karatay altgeçidin acilen açılmasını istediğine bizzat şahidim.
Bir anekdot aktarırsam isabetli olur diye düşünüyorum. Eski valimiz Sayın Selami Altınok bir il koordinasyon toplantısında Karayolları eski müdürünü davet etmişti. Konu Mühendislik Fakültesi geçidine yaya üstgeçidinin kurulması idi. Müdür Bey uzun uzun mazeret anlatırken Selami Bey sözünü keserek:
“Müdür Bey yaşça benden büyüksün saygım var, ama sabahtan bu yana seni dinliyorum gerekçe aktarıp duruyorsun. Dört cıvatayı takmak bu kadar zor mu? Pazartesi köprüyü kurun göreceğim” demişti. Hakikaten Pazartesi günü köprü kurulmuştu.
Milletvekillerimizin üçü ve İl Başkanı sevdiğim dost ve arkadaşlarım, Sayın Valimizde sevdiğimiz bir idarecimiz. Güçlü bir iktidara da sahibiz artık, bu köprü için yeni bölge müdürümüze dört cıvata takmasını öğretirseniz köprü açılacaktır. En azından bu bölgenin çevre düzenlemesi bitecektir.
Bir gazeteci olarak bizler vatandaşla idarecilerimiz arasında köprüyüz. Vatandaşın dilek ve isteklerini yetkili mercilere iletmektir. İnanın bu kamuoyunun talep ve isteği, yerine getirilip tamamlanırsa alkış alacaksınız. Bana kızma oldu mu diye soran okurlarda şunu bilsin ki, bizim görevimiz tarafta olsak kamu yararına olan konuları üslubunca dile getirip yetkililere iletiriz sizler merak etmeyin, alınanda olmaz aksine memnun olurlar.