Türkiye her geçen gün gelişirken gelişmeyen kurumlar bu gelişmeye ayak uyduramayanlar var. Avrupa ülkelerinde devletler hantal ve kabarık kadrolarla zarar eden müesseseleri zarardan kurtarmak, daha hızlı ve iyi hizmet vermek için özelleştirmektedir. Türkiye’de de özelleşen hizmet birimleri zararı kare dönüştürürken halkada daha iyi hizmet vermeyi amaçlamak zorundadır. Bunların Başında Elektrik ve doğal Gaz hizmetleri gelir.
Ülkemizin genelinde olduğu gibi ilimizde Elektrik Kurumu özelleşmiştir. Medaş firması tarafından hizmet veren Elektrik Kurumu daha iyi hizmet vermeyi beklerken sanki şehirleri eski çağlara götürmüştür.
Şimdide moda elektrikler kesilecek bakım var tedbirli olun. Ne zaman elektrik kesilmiyor ki, baksanız bir gece aniden elektrikler kesiliyor karanlıkta kalıyorsunuz. Madem bakım ve onarım yapıyorsunuz kabloları yer altına alın adam gibi bir hizmet artık gelsin. Artık vatandaşlar kesintiden bıkmış olmalı ki yol kapatmaya kadar gittiler.
İnsanlara zulmederek, ya da karanlığa gömerek para kazanılmaz. Hala şu Laleli yol boyu ve birçok mahallede yol ortasındaki direkler kaldırılmadı. Tekrar ediyorum keşke bu kurumlar özelleşmese idi. Buradan yetkililere sesleniyorum bu millete zulüm etmek için mi bu kurumlar özelleşti?
Hala sokak lambaları aydınlatıcı bir ampulle değişmedi. Sanki direklerdeki lambalar ekonomik olsun diye düşük voltajlı ampullerle değiştirilmiş. Lambaların ha varlığı ha yokluğu hiç takmayın daha iyi.
Geçen gece Yeni kente gittim bir düğün nedeni ile inanın sokak lambaları sanki hiç yok. Ama caddelerde bile lambalar doğru dürüst yanmıyor. Ben sadece şehir merkezinde bu rezalet var zannediyordum baktım her yerde var. Yanan lambalarında varlığı ile yokluğunun hiç farkı yok.
Şehir merkezine girerken ve şehrin ana caddelerini gezerken baktığınızda sanki şehirde savaş varda karartma yapılmış gibi karanlık şehirde oturuyoruz. Atatürk Bulvarı, Cumhuriyet Bulvarı ve Alpaslan Türkeş Bulvarları bile zifiri karanlık içinde.
Eğer bulvarların hali bu şekilde ise vay ara sokakların haline. Geçen Kurşunlu cami arkasından eve yaya gittim, inanın insan buradan yaya geçmeye korkuyor. Sanki elektriksiz dağ başından geçiyorsunuz, bu ne sorumsuzluk.
Efendim lambalar yanıyor diyeceksiniz, yanan lambalara bir bakın Allah aşkına. Nereden buldunuz mum gibi ışıtan ampulleri direkler kendisini göstermiyor. Başka şehirlere gidiyorsunuz bembeyaz ampullerle bulvarlar aydınlatılmış şehir pırıl pırıl görünüyor. Bir şehre girdiğiniz uzaktan belli oluyor.
Kazanın Allah daha çok versin ama kazanırken bizlerin önünü de karartmayın. Karanlık bir şehirde her şeyin olması ve yaşanması doğaldır. Hırsızlık ve gayrimeşru işlerin tetikçisi karanlık ortamlardır.
Nerede lamba yanmıyor diye itiraz edecek olursanız gelin ben size göstereyim. Akşamları Medaş yetkilileri hiç mi şehri dolaşıp eksik ve aksaklıkları görme ihtiyacı duymazlar? Allah’ınızı severseniz çıkıp şehri bir dolaşın bakın bana hak vereceksiniz. Şu lambaları daha iyi aydınlatan ampullerle değiştirin. Yanmayan direkleri yanar hale getirin.
Hala merkezi yerlerdeki direkler yer altına alınamadı. Belediye bunca hizmet yapıp asfalt atıyor, yarın bu emekler yeniden sokağa mı atılacak? Yeraltına inmeye başlansa tekrar yollar kazılıp sökülecek milli servet çöpe atılacak.
Bizim evler artık çarşı işinde kaldı, ama hala balkon altından teller geçiyor. Belediyenin açtığı yolların ortasında elektrik direkleri trafik polisi gibi duruyor. Hele Küçük bölcek yol ortasındaki o çirkin direk duruşuna ne dersiniz? Bunları vatandaş görüyor da yetkililer görmüyor mu?
Maksadımız bağcı dövmek değil üzüm yemektir. Artık şehirde aydınlık görmek isterken, salkım saçak teller görmek istemiyoruz. Kazanın ama tasarruf edeceğim diye pasını aldığınız insanları memnun edin. Mağdur etmeyin.