-
ERDOĞAN KAYA

ERDOĞAN KAYA


Musul ve Kerkük neden önemli?

25 Ekim 2016 - 18:42

         Son bir hafta içinde Sayın Cumhurbaşkanımız Erdoğan ve hükümetimizin Musul ve Kerkük ile ilgili müttefiklere gösterdiği dirayetli duruş ülkemizi gururlandırdığı gibi bizim içinde bir kazanç olmuştur. Bundan dolayıdır ki, artık müttefiklerimiz bu işin Türkiyesiz sadece kendileri tarafından İŞİD den temizlenemeyeceğini kabul etmiş durumdalar. Temizlik sonrası bu bölge kimin hâkimiyetinde olacağı derdine düşmüşlerdir. Bu bölgelerde yaşayan insanlarla kan bağı ve kökenimiz mevcuttur. Üstelik Lozan anlaşması sonrası bu bölgeler Irak tarafına yine ülkemiz tarafından verilmiştir.

      Ortadağu'daki sınırları yeniden çizmek için her devlet kendi penceresinden meseleye bakıyor ve ona göre pozisyon alıyor. Ortadoğu merkezinde bulunan ve sınırların yeniden çizilmesinde “Suriye” ve “Irak” başrol konumunda gözüküyor. Bugünlerde Musul'un yakınında bulunan “Başika”daki binlerce Türk askerinin gizlice oraya taşınması bu meseleyi daha da önemli hale getirmiş bulunuyor. Türkiye'nin son dönemlerde sınırları dışında operasyon yapması ve bunun istedikleri dışında kimsenin haberdar olmaması dikkat çekiciydi. Hatırlanacağı üzere daha öncede Süleyman Şah naşını Suriye'den gizlice almış aldıktan sonra kamuoyunun haberi olmuştu.

         Musul'un Türkiye için ayrı bir önemi vardır. Zira bu bölgeler üzerinde tüm komşu ülkelerin hesapları olurken onlara “partner” olan süper güçlerde kendi bünyelerindekini koruma peşindeler. Ancak Türkiye'nin peşmergeler'le “yakın dirsek teması”  ve Mesut Barzani'nin Türkiye tarafını tutması bazı devletlerin hesabını bozmuş durumdadır. Çünkü bir petrol denizi olan Musul ve Kerkük'ün kimin bünyesinde olması “ekonomik anlamda” hayati önem taşımaktadır. Türkiye'nin bu iki şehre karşı bir zaafiyeti olmakla beraber kendi hakkı olarak görüyor. Daha önceleri bunu dile getirdiyse de kendinde o kudreti bulamıyordu. Ancak bugünkü konjöktürel konum; Irak ve Suriye'deki fiili bölünmüşlük bu isteğini ön plana çıkarmıştır.

         Bilindiği gibi, Türkiye Lozan anlaşması ile sınırlarını çizmiş, Musul ve Kerkük'ü Irak'a bırakmıştı. Suriye'ye bıraktığı Hatay'ı da 1939 da topraklarına kattıktan sonra adeta “bu kadarı bana yeter diyerek” Musul ve Kerkük'ü istemeden de olsa Irak'a bırakmıştı. Bugün gelinen noktada bu bırakılmışlığın verdiği duyguyla Mesut Barzani'yle birleşip burayı ele geçirme umudu doğmuş bulunuyor. Irak merkezi yönetiminin rahatsızlığı da bunun içindir. Hatta “Türkiye'ye 48 saat vererek askerlerini geri çekme ültimatomunu vermesi de” bu kaygı içindir. Bugün IŞİD'ın kontrolünde olan Musul'un geri alınması durumunda “kimin elinde olacak” sorusu ortada duruyor. Petrol denizi olan bu bölgenin IŞİD'in elinden çıkması için herkes bir hesap peşindedir. Uluslar arası güçlerin Türkiye'den istediği “IŞİD'e karşı mücadeleyi” Türkiye fırsata çevirme peşindedir. Bu bölgeyi Mesut Barzani'nin yönetimine bırakmak istiyor. Bunun içinde “eğit donat adı altında” bölgeye 6 bin askerini sevk etmiş durumdadır. Bu ittifakı sezen Irak'ın merkezi hükümeti rahatsızlığını dile getirirmiş bulunuyor. Oysaki konu sadece IŞİD olsaydı, Irak merkezi yönetimi niye bu durumdan rahatsız olsun. Konu Musul ve Kerkük'ün geleceği ve kimin eline geçeceği meselesidir. Geçtiğimiz günlerde Barzani'nin Türkiye'ye gelmesinde ki ana konuda buydu.

       ABD'nin “Irak” hayalide suya düşmüş gözüküyor. Barzani'den umutlarını kesmiş durumdalar. Onun yerini tutacak bir yapı oluşturmaya çalışmaktalar. Mesut Barzani'nin “Kürtleri temsil” kimliğini yıkma peşindeler. Kendilerine sadık bir partner istemekteler. Ona alternatif olacak yapı peşindeler. Aynı şekilde Rusya'da, Mesut Barzani'nin “Türkiye'ye yakınlığı” onları rahatsız etmektedir. Türkiye'yi zorda bırakacak herkes bugün Rusya'nın hamisi konumundadır. Bu hamiliğe soyunan PKK- PYD yeni bir partner bulmuş sevdasıyla peşine takılmıştır. Düne kadar “biji obama” diyenler, herhalde bu seferde “biji putin” diyecekler. Kendilerini bir çöp gibi kullanıp atan devletleri tanımamak onların ana karakteri olmuş durumdadır. Bunun içinde partnerleriyle birlikte olmayı kabul etmeyen Mesut Barzani'ye de düşmanlık etmekteler. Türkiye destekli Mesut Barzani'nin eline geçme ihtimali olan Musul ve Kerkük pozisyonunu hiç istememekteler. Bu dengelerin bilincinde olan Türkiye erken davranıp Musul'un yakında bulunan Başika'ya adım atmış durumdadır. Aslında aylar önce bazı askerlerini orada bulundurmuş, bu sefer ise büyük bir güçle oraya intikal etmiştir… Herkesin hayal ettiği Musul ve Kerkük pozisyonu kimin lehine biteceğini zaman gösterecek.

YORUMLAR

  • 0 Yorum