Geçen hafta Diyarbakır Kulp ilçesinde Kuran kursunda çıkan yangın sonucu orada Kuran öğrenen gençlerimizden 5 tanesi yangın sonucu hayatını kaybederek şehit oldular. Cenaze namazını Diyanet İşleri Başkanımız Sayın Mehmet Görmez kıldırdı. Cenaze namazı sonrası anlamlı bir konuşmada yaparak güzel mesajlar verdi. Bu konuşmaya döneceğim ama ne zaman dağdan bir terörist ölüsü gelse cenazeye katılıp provokatörlük yapan HDP’lilerin bir tanesinin bile cenazede bulunmaması çok anlamlıydı.
Madem HDP doğuda Kürt kardeşlerimizin haklarını savunup onları müdafaa ediyor da bu şehit olan Kuran talebeleri acaba düşman ülkesinden miydi? Bu gençlerimiz acaba kürt kökenli değiller miydi?
Burada ince bir durum söz konusu, efendim bu bölgede mütedeyyin ve teröre destek olmadan dindar olarak yaşarsan senin düşmanında PKK’dır. Cenaze namazına bile durmayan HDP’nin bu gençlerin cenazesine katılması abesle iştigal olurdu.
HDP eşit PKK artık ülke genelindeki Kürt kökenli kardeşlerimiz tarafından görülmektedir. Dindarlığı ile bilinen Güneydoğu halkından umarım görmeyenlerde görürler. Bunların Kürtler için mi yoksa başka bir ideoloji ve ülkeler için mi dağa çıktıkları iyice gün yüzüne çıkmıştır. Şehit olan hiçbir askerimiz için Şehit demeyen bu örgütün kuran okuyan bölge insanlarının bir kaza sonucu şehit olmaları sonucu cenazelerine katılması beklenemezdi.
Diyanet İşler Başkanımızı Görmezin orada yaptığı konuşma çok enteresan ve dikkate şayandır. Ben gerçekten de Görmezi bugüne kadar ki Diyanet İşleri Başkanları içinde en beğendiğim bir Başkan olarak görmekteyim. Kendisinin burada yaptığı konuşmayı da sizlerle paylaşmak isterim:
Kulp ilçesinde düzenlenen cenaze törenine katılan Diyanet İşleri Başkanı Görmez tarafından hayatını kaybeden her bir öğrenci için ayrı ayrı cenaze namazı kıldırıldı.
Görmez, okunan duaların ardından yaptığı konuşmada, mahsun ve kederli olduklarını, bugün sadece Allah'ı razı kılacak şeyler söyleyeceklerini belirtti.
“Bu şehirde sadece barış ve kardeşlik, sadece güzel kokular ve çiçekler olsun, kan ve barut kokusu olmasın. Tek tesellimiz gençlerin ilim yolunda hükmen şehit olmaları. Aslında ilim yolunda şehit olan gençlerimiz bize aynı zamanda bu mesajı veriyor"
Maalesef eli kalem tutacak bazı gençler dağlara gittiler, kardeşlerini katlettiler ve kendi hayatlarını ve ahiretlerini de berbat ettiler. Ama bu çocuklarımız elim bir kazada bugünün hiçbir kötülüğüne bulaşmadan, Kur'an kursunda Kur'an okuyarak hayatlarını ilim yolunda sarf etmeyi düşünüyorlardı"
Bu güzel ve mübarek şehrin kalbine hiç kimse kurşun sıkmaya kalkışmasın. Bu şehir sahabe ve peygamberler şehridir” dedi.
Eli kalem tutacak çocukların dağa çıkarılarak diğer kardeşlerini öldürdüğü ile ilgili sözleri dikkate şayan değilmidir? Gözü dönmüş bu canilerin kendi hemşerilerine bile kurşun sıkarken bu gençlerin cenazesine katılmalarını beklemek zaten olmazdı.
Ama şu bir gerçek ki bu insanların derdi o bölge insanına özerklik getirmek değildir. Eğer özerklik getireceksen buradaki insanları ayırt etmeden acısını da mutluluğunu da paylaşacaksın.
Bölgede hendekler kazarak insanların yaşamlarını ve hürriyetlerini engelleyerek köle gibi kullanacaksın sonra özerklikten bahsedeceksin. Birçok yerde insanları evlerini terk etmeye zorlayacaksın sonra bu insanları koruduğunu savunacaksın.
Benim vergilerimden toplanan bu paralarla Belediyeler destek ve yardım alacak. Sonra sen benim paramla hendekler kazıp devletime, askerime ve Polisime karşı kullanacaksın. Devletin parası ile oradaki masum insanları canından bezdireceksin.
Evet dağda zayıflayan örgüt son 2 yılda şehirlerde yaptığı yığınakların yok edilip edilmeme mücadelesini veriyor. Ama bu sokağa çıkma yasakları boşuna yapılmıyor. Bunların sonunun gelmesi için yapılıyor. Görünen o ki artık son çırpınışlarını yaşıyorlar şehirlerde de bitmek üzereler.