-
ERDOĞAN KAYA

ERDOĞAN KAYA


Önce kendini düzelt

01 Kasım 2016 - 05:42

Bugün aslında 40 yıllık gazetecilik hayatımda ilk defa milli oluşumu yazacaktım. Bugün önce ifademi vereyim yarın nasıl milli olduğumu sizlerle paylaşacağım. Ama beni milli edenler nasıl rezil olacaklar bunun kararını siz vereceksiniz. Belkide kendimizi kurtaralım derken sizlerin gözünden ne kadar düştüklerini görecek ve yüzlerine bakmayacaksınız. Bu konuyu yarına bırakıyorum, bugün sizlere Abdulkadir Geylani Hz.nin Bazı öğütlerini paylaşacağım.

     Önce düzelmesini öğren

     Önce kendi nefsine öğüt ver, kendi nefsim düzelt. Sonra da başkalarına öğüt ver, başkalarını düzeltmeye çalış. Sana önce kendi nefsinin özelliklerini, kendi nefsinin ne durumda olduğunu bilmen lazım. Kendinde ıslaha muhtaç bir hal var oldukça başkalarını düzeltmeye, başkalarına öğüt vermeye kalkışma. Eğer kendinde ıslaha muhtaç bir hal bulunduğu halde bunu bırakır da başkasının ıslahına kalkışırsan yazık sana!

      Başkalarını nasıl ve hangi hallerde kurtarabileceğini bilirsin. Sen kendin kör isen, bir başkasının elinden tutup nasıl bir yere götürebilirsin? Gözleri görmeyen birisinin bir başkasının elinden tutup bir yere götürmesi mümkün olmadığı gibi, kendi nefsini ıslah etmemiş birisinin de başkalarını irşat edip Allah'a götürmesi mümkün değildir. Ancak kendi gözleri gören kişi başkalarını bir yerden bir yere götürebilir.

      Denize düşen ve yüzme bilmeyen birisini ancak mahir yüzücü olan birisi kurtarabilir. Aynen bunun gibi, Allah'a insanları ancak Onu tanıyan birisi götürebilir. Allah'ı tanımayan kişiye gelince, Ona giden yolda bu kişi insanlara nasıl rehberlik edebilir ki?

      Sana Allah'ın tasarrufundan bahsetme ihtiyacını duymuyorum. Sen Onu seversin, amellerini sırf Onun rızası için yaparsın. Asla Ondan başkası için yapmazsın. Ondan korkarsın, Ondan başkasından asla korkmazsın.

     Bütün isteklerin Allah'tan olsun

      Eğer dünya tasalarından sıyrılmaya gücün yetiyorsa hiç durma, hemen sıyrıl. Aksi halde seri olarak kalbinle Allah'a koş. Onun rahmetine yapış. Ta ki kalbinden dünya tasaları çıksın. O her şeye kadirdir. Her şeyi bilir. Her şey Onun kudret elindedir. Onu kendisine imanla ve kendisinin marifeti ile doldurmasını iste.

      Ayrıca sana sarsılmaz bir iman vermesini, senin kalbinde kendisine ünsiyet peyda etmesini ve senin bütün uzuvlarını kendisine itaatle meşgul hale getirmesini iste. Bütün bunların hepsini Allah'tan iste. Kendin gibi faninin önünde zelil durumlara düşme. Bütün isteklerin Allah'tan olsun, asla başkalarından olmasın. Bütün muamelen Allah'la beraber olsun ve Allah için olsun, asla Ondan başkası için olmasın.

       Hiçbir işe gururla girişme

       Önce kendi nefsinle meşgul ol. Önce kendi nefsine faydalı ol. Kendi nefsini düzelt, sonra başkalarıyla meşgul ol. Başkalarını aydınlattığı halde kendini eriten mum gibi olma. Hiçbir şeye gururla, nefsî duygularınla girişme. Allah bir husus için seni dilemişse seni ona hazırlar. Eğer halkı senden faydalandırmayı murat etmişse seni onlara gönderir. Sana sebat verir, insanları idare etme kabiliyeti verir. Onlardan gelecek sıkıntılara katlanma gücü verir. Halkın faydası için senin kalbine genişlik verir, göğsünü açar, oraya hikmet doldurur. O zaman sen senlikten çıkar, Allah'ın has ve halis kullarının arasına girersin.

       Nefsi kendine hizmetçi yap

        Hep ön safta bulunmalısın. Zira ön saf cesur erkeklerin safıdır. Son safta asla bulunmamalısın. Zira son saf korkakların safıdır. Nefsi kendine hizmetçi yap. Onu işin esasına sevket. İşin zor yanını ve aslını yapmayı alışkanlık haline getir. Zira nefis ne yüklersen onu taşır. Tepesinden sopayı eksik etme. Eğer sopayı eksik edersen hemen uyur. Sırtındaki yükleri de kaldırıp yere vurur. Ona tebessüm bile etme.

        Ona hiçbir zaman doyasıya yedirme. Meğerki tokluğun onu azdırmayacağını ve tokluk karşılığında çalışacağını bilmiş olasın. Süfyan-ı Sevrî hem çok yemek yiyen, hem de çok ibadet eden bir zattı.

      Büyük zatlardan biri der ki: "Süfyan-ı Sevri'nin yemek yiyişini görünce, çok yiyor diye kızardım; fakat namaz kılışını ve ağlayışını görünce ona gıpta eder, sevgi ve şefkatle bakardım"

      Süfyan-ı Sevri'ye, çok yemek yiyişinde uyma, çok ibadet edişinde uy. Çünkü sen bir Süfyan-ı Sevrî değilsin, onun nefsine hâkim olması gibi sen nefsine hakim olamazsın.

YORUMLAR

  • 0 Yorum