Hafta içi bir genelge il Sayın Başbakan Davutoğlu çalışanların Cuma Namazını kılabilmeleri için izinli sayılmalarını yani belli saat izinli sayılmalarını sağladı. Bakıyorum bir gurup gazeteci bozuntusu nasıl olurda Cuma namazı izni verilir yaygarası kopardılar. Aslında bunlar Namaza değil dine düşmanlar. Çünkü Namaz dinin bir gereği olan ibadettir. Namazın arkasında din düşmanlığı yatmaktadır. Sizin artık devriniz kapandı, bu ülkede Kâbe’ye giden, 5 vakit Namazını alenen kılan ve hatta cenazelerde kuran okuyan idarecilerimiz var.
Benim yazımı aslında genç nesil iyi okumalı ki geçmişi biraz olsun görsünler. Her şeyi bugünkü gibi gördükleri için geçmişlerinden haberleri yok. Hatta geçmişini bilmedikleri için bugün Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’a bile hakaret edenler var.
Önce geçen gün gözüme çarpan Rahmetli Turgut Özal’ın Bülent Ulusu dönemindeki ihtilalin Başbakan yardımcısının nasıl namaz kıldığını aktarayım. Devletin hiçbir kademesinde alenen namaz kılınmaz, kılanında işini bitirirlerdi. Sadece yapmacıktan cenaze namazına durulardı.
Rahmetli Özal’ın yakınında çalışan bir personelinin anlattığına göre; “ rahmetli Özal Namaz kılmak için tuvalet ve lavabo arsındaki boşluğu kullanırdı. Burada saklı bir yerde poşet içinde seccadesi bulunurdu. Lavabo arasındaki boşluğu da geniş yaptırdığı için namazını burada kılardı. Sonrada odasına geçerken elini ıslatır tuvaletten çıkıyormuş gibi yapar odada bulunanlara Namaz kıldığını belli etmezdi” diyor.
Devletin Başbakan yardımcısı Müslüman bir ülkede Namazını kılamazken nereden nereye geldik. Laik bir ülkenin Cumhurbaşkanı Namaz kılmaz safsatası ile bizi rahmetli Özal’a kadar oyaladılar. Bizim kuşaklar herhalde hatırlarlar, 12 Eylül öncesi Cumhurbaşkanı uzun süre seçilememişti İhsan Sabri Çağlayangil Meclis Başkanı olduğu için Cumhurbaşkanlığına vekalet ediyordu. O dönem şuanda ismini hatırlamıyorum İslam ülkelerinin birisinin Devlet Başkanı gelmişti. Misafir Devlet Başkanı Cumaya gittiğinde bizim Cumhurbaşkanımız cami kapısında sandalyeye oturarak misafir Devlet Başkanını beklemişti. İşte böyle garip bir İslam ülkesiydik.
Efendim burası laik bir ülke işyerinde Namaz kılınmazmış. Ama adımıza baktığımızda Nüfus cüzdanımıza bal gibi dini İslam yazıyor. Nasıl bir İslam ve Müslümanlık yaşadığımızı yeni nesil gençler görmeliler.
Efendim garibanın çocukları okumaz, belli bir zengin kesimin çocukları okur köylü çocukları okumaz diye diye ülkenin temeline belli bir zümrenin çocuklarını yerleştirdik ve o günleri bize yaşattılar. Şehitliği kimseye vermezken şehitlik bir inancın verdiği mertebe iken o inancın karşısında olduk.
Efendim ibadette gizli kabahatte gizli tezini savunarak ibadeti din gibi bize gösterdiler. Kabahatle ibadet nasıl birbiri ile bağdaşır anlamış değilim. İbadet alenen yapılmalı ki, yeni nesiller onu görüp örnek almalılar, örnek almak yerine korku saldılar.
Hamdüsenalar olsun, artık bu ülkede kafasına terliğini giyip namaz kılan, namaz kıldıran ve kabeyi tavaf eden bir Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımız var. Cenazede kuran okuyan idarecilerimiz var. Nereden nereye geldik ey gençler bunları hatırlayın.
Bayrak inmez Ezan susmaz diyen bir mason salladığı fötr şapkası ile bu ülke insanını arkasında taşıdı. Bu taşınanların içinde o dönem biz gençlerde vardı. Bir Müslüman meclise önerildiğinde, “ ben yetmiyorum mu” diye kendisini din adamı yerine koyardı. Bizim gibi saf gençleri belli bir zümre kafamızı yıkadığı için Nurlu Demirel diyerek arkasından koştururlardı.
Efendim bu ülkede din hortluyor diye İmam Hatiplerin kapısına kilit vurdular. Ama kimse Güzel Sanatlarında kapısına kilit vuralım demedi. Birisinde ibadet varken birisinde de eğlence ve başka işlerle meşguliyet vardı. Ben Güzel Sanatlara karşı değilim yani neden ille din düşmanlığı idi.
Benim anamın ninemin başörtüsü ile resmi kurumlara sokulmadı. Çocuğunun okuduğu askeri okullara alınmadılar. Meselenin hep arkasında bir metrelik bez değil din karşıtlığı vardı.
Kimse şunu unutmasın ki, %90 Müslüman olan bu ülkede göğsünü gere gere ben Müslümanım diyemiyordu. Hamdüsenalar olsun ki, artık bunu Sayın Tayyip Erdoğan sayesinde diyebiliyoruz. Memleket severlikte, inanca sahip çıkmada bu yiğit adam sayesinde toplumun gönlünde yer bulmuştur. Bundan dolayı gençler dünü sakın ha asla unutmayın. Nereden nereye kolay gelinmedi. Ülkede mutlu olan bir avuç azınlığın şahıslarına münhasır ağalıkları yıkıldıkça kudurduklarına bakmayın. Bir avuç ateist gazetecilerde can çekişiyorlar.